27.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNAY
MELTEM GÜNAY- Meme kanseri Farkındalık Ayı’nda bu kanserle mücadele ederek sağlıklarına kavuşmuş kadınlar, ‘Erken teşhis hayat kurtarır’ diyor. Kadın kanserleri arasında en yaygın ve en sık ölüm nedeni olan meme kanseri, tüm kadın kanserlerinin yüzde 24’ün oluşturuyor. Yapılan araştırmalar her 8 kadından birinin hayatının belirli bir döneminde meme kanserine yakalanacağını gösterirken son yıllardaki artış da uzmanları endişelendiriyor. Ama meme kanserinde erken teşhis ve doğru tedavi büyük önem taşıyor.
‘MAMOGRAFİDEN KAÇTIM’
Evli bir çocuk annesi olan 49 yaşındaki Ayten Çelik dört yıl önce kendi kendine yaptığı muayene sırasında göğsündeki kitleyi fark etti. Acil gidilen doktor ve yapılan tetkikler sonrasında ise meme kanseri teşhisi konuldu. 40 yaşından sonra acır diyerek mamogrofi çektirmekten kaçtığını anlatan Çelik, “İlk duyduğumda neden diye sordum. İçki içmem, sigara içmem, sağlıklı beslenirim diye düşündüm. Ama beni buldu. Teşhisten sonra hemen ameliyat oldum, kemoterapi radyoterapi gördüm. Kaşlarım saçlarım dökülecek diye çok üzülüyordum ama aldığım psikolojik destekle hepsini atlattım. Şu anda tedavilerim bitti rutin kontrol sürecine geldim. Mememdeki kitleyi erken fark ettiğim için şanslıydım. Şimdi etrafımdaki bütün kadınlara bunu anlatıyorum korkmayın kaçmayın kontrollerinizi ihmal etmeyin diyorum.” diye konuştu.
‘AİLEMİ BEN TOPLADIM’
55 yaşındaki emekli Nuray Ersalıcı da kanseriyle düzenli olarak yaptırdığı kontrollerde ‘mercimek’ tanesi kadar olan kitlesiyle tanışmış. Tedavi sonrası sağlığına kavuşan Ersalıcı, “Şimdi hayata daha sıkı ve daha güçlü bakıyorum. Buradan kadınlara sesleniyorum lütfen kontrollerinizi aksatmayın. Ne kadar erken teşhis edilirse o kadar çabuk sonuçlanıyor” diyor.
‘KIZIM İÇİN SAVAŞTIM’
Yeliz Sefer de o güçlü kadınlardan biri. 43 yaşındaki Sefer ilk elle kontrol sırasında kitleyi fark etmiş. Sefer yaşadıklarını, “Benim bir kızım var ve onun bana ihtiyacı var diyerek kendine hep güç verdim, onun için ayakta durdum ve başardım. Ben ilaç ve iğne fobisi olan bir insandım ama bu tedavide hepsi geçti. Şimdi sağlığım gayet iyi kızımla hayatın tadını çıkarıyorum” sözleriyle anlatıyor.
‘HİÇBİR ŞEYİ ERTELEMEYİN’
28 yaşındaki avukat İrem Özbey de meme kanserini yenen güçlü kadınlardan. 2020 kasım ayında göğsündeki sertliği kendi fark eden Özbey hemen ultrason çektirmiş ama sertlik olduğunu söylemesine rağmen ileri tetkik yapılmamış. 2-3 hafta sonra koltuk altındaki üç tane top gibi yuvarlak biçimli dokuyu fark edince ultrason, MR ve biyopsi sonucunda kendisine meme kanseri teşhisi konulduğunu anlatan Özbey, “Çok iyi bir tedavi geçirdim ve şu anda iyiyim. Saçlarım uzamaya başladı. Bu hastalıkla savaşırken başlarına gelenleri bir felaket gibi değil de aşılabilecek bir zorluk gibi görmelerini ve kendilerine bol bol şefkat göstermelerini öneririm. Hayatımın kalanında yine sağlık konusunda çok çok dikkatli olmaya devam edeceğimi düşünüyorum çünkü erken teşhisin önemi gerçekten tartışılmaz” dedi.
‘NEDENİ STRES, HAREKETSİZLİK VE İŞLENMİŞ GIDALAR’
Tüm dünyada ve ülkemizde meme kanseri sayılarının artışına dikkat çeken Medipol Mega Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Pelin Basım da erken teşhisin önemine dikkati çekerek şu bilgileri verdi:
“Sürekli dile getirilen sekiz kadından biri rakamının yenilenmesini gerektiğini düşünüyorum. Meme kanseri yükseliyor çünkü stres, tüketilen paketli işlenmiş gıdalar, etrafımızdaki radyasyon, şeker tüketiminin artması, obesite ve hareketsiz yaşam bunu tetikliyor. Özellikle pandeminin hafiflediği bu dönemde tüm kadınlarımızın meme kontrollerini yaptırmaya davet ediyoruz. 25 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendinize muayenenizi yapın, 30’dan sonra kendi kontrolünüzün dışında senede bir kez doktor muayenesi, 35’ten sonra bunlara ek olarak meme ultrasonu yaptırın. 40’dan sonra ise mamografi çektirin. Eğer memenizde bir değişiklik hissederseniz hemen doktora başvurun.”