09.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Ergenekon davasının Yargıtay’daki temyiz duruşmasında sanıklardan Emin Gürses’in avukatı Ceyhan Mumcu, dünya hukuk tarihinde Ergenekon davası kadar hacimli bir dosyaya rastlanmadığını belirterek, “Bu kadar hacimli dosyada çilek fiyatlarından, Ömer Hayyam’ın dizelerine kadar birçok ayrıntı var ancak mahkemenin neden görevli veya yetkili olduğuna dair bir cümle yok” dedi.
Sanıklardan Ergün Poyraz’ın avukatı Levent Türkoğlu ise, “Burada aslında sanıkların aklanması vesaire önemli değil, adalet, hukuk bir pislik çukurunun içine batırıldı. Bu, maalesef hukukçu olduğunu söyleyen kişiler tarafından yapıldı. Heyetinizin yapması gerekenin, adalet ve hukuku aklamak olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde yapılan “Ergenekon” davasının temyiz incelemesinin üçüncü duruşması, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam etti. Yargıtay Konferans Salonu’ndaki duruşmaya, Hurşit Tolon, Sinan Aygün, Hikmet Çiçek’in de aralarında bulunduğu bazı sanıklar, sanık yakınları ve avukatlar katıldı. Sanık Ergün Poyraz’ın katılmadığı duruşmada, avukatı Levent Türkoğlu savunmasını yaptı.
Yurt çapında tanınan ve yazdığı kitaplar en çok satanlar listesinde bulunan Poyraz’ın ikinci dalgayla dosyaya dahil edildiğini söyleyen Türkoğlu, “Zekeriya Öz’ün talimatıyla uydurma delillerle terör örgütü üyeliğiyle suçlandı ve 7 yıl tutuklu kaldı” dedi. Mahkeme sürecinde, Poyraz’a maddi gerçeği ortaya çıkarmaya çalışacak tek bir soru sorulmadığını ifade eden Türkoğlu, şunları söyledi:
“Hakkında hiçbir maddi somut gerçek yokken, Abdullah Gül’ün 9 Temmuz 2007 tarihli açıklamasının ardından soruşturmaya dahil edilmiştir. Asıl hedef, yazmasının engellenmesidir. Yazmasının önüne geçilmek istenmiştir. Kitapları, soruşturmaya dahil edilmesinin nedenidir. Hükümet üyeleri, başbakan diye ayrım yapmadan öğrendiği bilgileri kitaplaştıran araştırmacı yazardır. Yazdığı kitap AKP kapatma davasında delil olarak kullanılan yazar. Husumet buradan gelmektedir, bu yönlendirmeyle davaya dahil edilmiştir.
‘Kitapları sansürlendi’
Müvekkilimin sansürlenmesini, tekrar yazmasını engellemek istediler, başaramadılar. İçerideyken de yazmaya devam etti. Sansür orada da sürmüştür. İçerideyken yazdığı kitap taslağını vekiline sunmak için cezaevi idaresine vermiş ama vekiline ulaştırılmamıştır. Bu konuda açılan dava da reddedilmiştir. Kandıra Cezaevinde yaşanan bu olaylar da sansürün farklı şeklidir.”
Sanık Emin Gürses’in katılmadığı duruşmada, avukatı Ceyhan Mumcu savunma yaptı. Avukat Mumcu, Yargıtay’ın bu salonunda tarihe tanıklık edildiğini ve herkesin sorumluluğunun çok büyük olduğunu söyledi.
Ergenekon gerekçeli kararının, 17 bin sayfaya yakın, 350 bin klasör olduğunu belirten Mumcu, dünya hukuk tarihinde bu kadar hacimli bir dosyaya rastlanmadığını ifade etti.
Bu kadar uzun olmasına, ilgili ilgisiz birçok olayı içermesine rağmen, karar metninde tartışma konusu olaylara, itiraz ettikleri hususlara ilişkin açıklamalar göremediklerini dile getiren Mumcu, “Bu kadar hacimli dosyada çilek fiyatlarından, Ömer Hayyam’ın dizelerine kadar birçok ayrıntı var ancak mahkemenin neden görevli veya yetkili olduğuna dair bir cümle yok” dedi. Mumcu, tarihi sorumluluk taşıyan yüce heyete güvendiğini belirterek, dosyanın esastan sonuçlandırılmasını istedi.