10.04.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ
ÇİĞDEM YILMAZ- Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat’ta konser için bulunduğu Diyarbakır’da yakalanan sanatçı Suavi, 2 aydır Hatay’da. Depremin hemen ardından Antakya’ya geçen 72 yaşındaki Suavi, depremin ilk günlerinde arama kurtarma çalışmalarına da katıldı. Sanatçı, depremin 8. günü Antakya, Serinyol mahallesine yaklaşık 400 depremzedenin yaşadığı 42 çadırdan oluşan “Dostlar Yerleşkesi” kurdu. Suavi, Dostlar Yerleşkesi’nin ortaya çıkış sürecini ve sonrasını Milliyet’e anlattı:
‘Çığlık çığlığa dayanışma’
“Depremin olduğu gece yarısı Antakya’ya geldim ve o günden itibaren Antakya’da faaliyetlerimi yürütüyorum. Enkaz ve göçük çalışmaları sırasında gözüme takılan yarım futbol sahası büyüklüğünde bir alan vardı. Bu alanın rehabilite edilerek insanlar için kullanıma açılabileceğini öngördüm. Sekizinci günden itibaren bu yerleşkeyi kurmaya başladık ama çok kolay olmadı. Burada inanılmaz bir kaos söz konusuydu. Hiç kimsenin birbirini tanımadığı, çığlık çığlığa bir dayanışma vardı, akın akın yardım vardı ancak plansızlık çok yaygındı. Bu plansızlığın içerisinde Dostlar Yerleşkesi’ni kendi çabamızla oluşturabildik.
Doktorundan kuaföre...
Tüm altyapı çalışmaları şehir şebekesine bağlanarak, dışarı en ufak bir atık bırakmaksızın bir yapılanma yapıldı. Elektrik sistemi çok profesyonel uygulandı. Tuvaletler, banyolar, çamaşırhaneler ve bulaşıkhaneler oluşturuldu. Su arıtma tesisi ve jeneratörlerimiz var. Beşiktaş ve Beylikdüzü belediyelerinin desteğiyle de seyyar bir mutfak kuruldu. Kısacası yerleşkemizde, doktorundan kuaförüne kadar her şey var. Şu an yerleşkemizde 42 çadırımız var. Bizim çadırlarımız büyük olduğu için bazı çadırlarda yakın akrabalar, aileler bir arada kalabiliyor. 42 çadır olmasına rağmen, yaklaşık 400 insan, sürekli ikamet bağlamında saydığımız tüm olanaklardan faydalanıyor. Küçük bir kent kurduk diyebilirim. Tek sıkıntı personel sıkıntısı diyebilirim. Bilinçli olarak personel diyorum. Çünkü buradaki bazı işler gönüllüğe dayalı olduğundan belli bir süre sonra kesintiye ya da aksaklığa uğrayabiliyor.
Yara çok derin...
Sloganımız ‘Dayanışma yaşatır’. Biz dayanışmanın hem yaşattığını hem de buruk da olsa insanların, yüzünde bir tebessüm oluşturduğunu gördük. Burada çadırda yaşayan depremzedeler zaman zaman kendi çadırlarında, zeytin yağlı yaprak sarması ya da kısır yapıp buradaki gönüllere ikramda bulunabiliyorlar. Kuşkusuz bu yara çok derin bir yara ve asla kapatılmayacak. Düştüğü yeri fazlasıyla yaktı. Biz sadece bu yaraya merhem olmaya, onları küçük küçük rehabilite etmeye ve acılı da olsa bir tebessüm yerleştirmeye çalışıyoruz.”
‘Ekonomiye dahil olmalılar’
Dostlar Yerleşkesi’nde kalanların iş hayatına dönebilmesi için de çalışma yürüttüklerini söyleyen Suavi, bununla ilgili de şunları söyledi:
“Çevredeki kauçuk fabrikasında sadece kadınların çalıştığını öğrendim. İşverenle hemen iletişime geçtim. Dostlar Yerleşkesi’nde çalışmak isteyen kadınların listesini alıp işverene vereceğim. Sabah ve akşam yerleşkeden servislerle işe gidip gelecekler. Maaşları ve sosyal güvenceleri işverenin teminatında olacak. Bunu da sağlayabilirsek çadırda kısmi de olsa, aylık periyotlarla maaş girmesi sağlanacak. Biz alandan çekildiğimizde, ‘Siz ayaklarınızın üzerinde her şeye rağmen durmalısınız’ diyebilmeliyiz.”