27.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Paşa Alyurt
Ankara’da üniversite öğrencisi Şule Çet’in (23) bir plazanın 20. katından atılarak öldürülmesiyle ilgili davada 4 Aralık’ta karar verilmişti. Tutuklu sanıklardan Çağatay Aksu’ya cinayetten müebbet, cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından da 12.5 yıl hapis cezası verilmişti. Berk Akand ise Aksu’ya yardım suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının gerekçesinde çarpıcı detaylara yer verildi.
‘Saçlarını yoldu’
Gerekçede, “Sanıklar Aksu ile Akand alkollü olmalarının rehavetiyle, Şule Çet’in istemediği halde rızası dışında cinsel saldırı eylemini kabulleneceğini düşünerek, Çet’in telefonunu alma gereğini duymadılar” denildi. Karar duruşmasında Aksu’nun avukatı Levent Erkmen, “Şule’nin elindeki saç intiharın ispatıdır” demişti. Gerekçede bu konuya, Şule Çet’in uğradığı cinsel saldırıdan sonra yaşanan tartışma sonucunda Aksu’ya çok şiddetli tepki göstererek kendi saçlarını yolduğu değerlendirmesi yapıldı.
Gerekçede, olayın ardından sanık Çağatay Aksu’nun aldığı doktor raporlarında bazı bulgulara hiç yer verilmediği belirtildi. Sanıklar ve avukatlarının, Şule Çet’in Aksu tarafından darp edilmesi ve aşağı atılması halinde, gerek Aksu’da gerekse Çet’te boğuşma izlerinin bulunması gerektiği, Aksu’nun doktor raporunda boğuşma izlerine dair bulguların bulunmadığını söyledikleri dile getirildi. Sanık Aksu ile ilgili alınan raporda parmak kırılması dışında bir bulgu yoksa da bu raporun Aksu’nun detaylı bir muayenesi yapılmadan verildiğinin yazıldığı gerekçede şu ifadelere yer verildi: “Sanık Çağatay’ın çektiği resimde sağ kolunda deri sıyrıkları ve yine sağ kolunun üst tarafında morarma gibi alanlar görüldüğü halde doktor raporlarında bu bulguların hiçbirinden bahsedilmediği de görüldüğünden, hazırlık aşamasında sanık Çağatay ile ilgili ayrıntılı bir raporun alınmadığı anlaşılmıştır.”