16.08.2008 - 10:38 | Son Güncellenme:
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan,
17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye
süren 7,4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 9 yıl geçti. Resmi verilere
göre 17 bin 480 kişinin yaşamını yitirdiği
depremin ardından yaralar sarılıp, kentler yeniden
kurulurken, hasarlı binalarla ilgili sorun tam anlamıyla çözülemedi.
Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya ve Yalova’da büyük can ve mal kaybı ile
yıkıma neden olan depremde, resmi verilere göre 17 bin 480
kişi hayatını kaybederken onbinlerce kişi de yaralandı.
Marmara Depremi’nden en çok etkilenen Kocaeli’nde 9 bin 477 kişi
yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı.
Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar
gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin
128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
İl genelinde 47 ağır hasarlı bina, mahkeme sürecinin devam etmesi,
tarihi eser niteliği taşıması ve içinde yaşayanlar olduğu için
yıkılamadı.
PROGRAMA ALINDILAR, ANCAK YIKILAMIYORLAR
Ağır hasarlı 47 binadan 24’ü kent merkezinde, 10’u Derince’de, 5’i
Gebze’de, 3’ü Gölcük’te, 4’ü Körfez ilçesinde ve 1’i de Kandıra’da
bulunuyor.
Binalardan 4’ünün mahkeme süreci devam ediyor, 4’ü ise tescilli ve
tarihi eser niteliğinde olmasından dolayı yıkılamıyor.
AA muhabirinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden aldığı
bilgiye göre, ağır hasarlı oldukları ve yıkım kapsamında bulundukları
için 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesine istinaden
yıkılması için Kocaeli Büyükşehir Belediyesine devredilen ağır hasarlı
binaların bazılarında vatandaşlar oturuyor.
Bu binaların bazılarına elektrik su ve doğal gaz da veriliyor.
TOKİ KONUT YAPARSA SORUN ÇÖZÜLECEK
Belediye yetkilileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin ağır hasarlı bu
binaların boşaltılması için ilgililere tebligatlar yaptığını, ancak söz
konusu kişilerin barınacak başka yerleri olmamasından dolayı evlerinden
çıkmadıklarını belirtiler.
TOKİ’nin merkeze bağlı Arızlı köyünde deprem mağdurları için konut
yapmayı planladığını bildiren yetkililer, bu yıl eylül ayında temeli
atılması düşünülen konutların gelecek yıl haziran ya da temmuz aylarında
tamamlanacağını, böylece il genelinde ağır hasarlı binalarda oturanların
bu konutlara nakledilerek, sorunun çözülebileceğini kaydettiler.
"YAŞAYANLAR ZORLA ÇIKARILMALI"
Kocaeli İnşaat Mühendisleri Odası Aykut Bozkurt ise hukuksal süreç
tamamlandıktan sonra ağır hasarlı tüm binaların yıkılacağına inandığını
belirterek, "bu binalar büyük risk oluşturuyor. Buralarda yaşayanlar
polis ve jandarma gücüyle tahliye edilmeli. Bu binalara iskan ruhsatı
verilmesi söz konusu değil, iskana kapatılmaları lazım. Ağır hasarlı
binalardan hukuksal süreci tamamlananlar derhal yıkılmalı" dedi.
Bu arada Kocaeli’nde, orta hasarlı olup halen onarım ve güçlendirme
işlemi tamamlanmamış 364 bina bulunuyor. Buralarda oturanların iskan
ruhsatını alabilmeleri için binaların onarımını ve gerekli güçlendirme
işlemlerini yıl sonuna kadar tamamlamaları gerekiyor.
YALOVA’DA, DEPREMİN İZLERİ SİLİNDİ
Depremde, 25 bin 980 konut ile bin 375 iş yerinin ağır hasar gördüğü
Yalova’da, yüreklerdeki acı tazeliğini korurken, altyapı sorunlarının
tamamen çözüldüğü kentte depremin izlerinin silindiği bildirildi.
Yalova Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, kentte büyük yıkıma ve binlerce insanın ölümüne neden olan
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde, acı anılara rağmen ulus ve devlet
olarak yaraların hızla sarıldığını belirtti.
Depremin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen, acıların hala aynı
sıcaklığıyla gönülleri yaktığını ifade eden Binicioğlu, "geride
bıraktığımız acılardan ders almayı bilerek yaşamalıyız. Bu nedenle 17
Ağustos tarihi bizler için sönen umutların yeniden canlandığı ve
depremle yaşamayı öğrenebilmemiz konusunda mesuliyetlerimizi hatırlatan
bir tarih olmalıdır" dedi.
Yeni yapılaşmalarla birlikte güvenli konutlar üretmek konusunda
kararlılıklarının sürdüğünü vurgulayan Binicioğlu, şunları kaydetti:
"Yalova Belediyesi olarak afet odaklı yönetim anlayışıyla, şehrimize
kazandırdığımız her yeni eserin deprem durumunda halkımızın bir
ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanması için özel gayret sarf
ediyoruz. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda, depremi hiç
unutmadan şehrimizi geleceğe hazırlamak için canla başla çalışıyoruz.
Sorumluluklarımızın ve deprem bölgesinde yaşıyor olmamızın bilinciyle,
hiçbir zaman depremde yaşanan acıları unutmadık ve unutturmadık.
Vatandaşlarımızın da tüm olumsuz koşullara karşın hayata dört elle
sarılarak, zor günleri ve güçlükleri aşmak konusunda verdikleri mücadele
de övgüye değerdir."
17 AĞUSTOS PARKI VE DEPREM ANITI
Öte yandan, Yalova’da depremde yıkılan binaların enkazlarının denize
doldurulmasıyla oluşturulan 65 dönümlük "17 Ağustos Parkı", kentin
yaşama yeniden tutunmasının simgesi olarak kabul ediliyor.
Yalova Belediyesince yaptırılan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz tarafından depremin 1. yıl dönümünde açılışı gerçekleştirilen
parkta, peyzaj düzenlemelerinin yanı sıra, çocuk oyun alanları, oturma
grupları, çeşitli kafeteryalar bulunuyor.
Yalovalıların dinlenme mekanı haline gelen parkta inşa edilen ve
depremde Yalova’da hayatını kaybeden 3 bin kişinin isimlerinin yazılı
olduğu "Deprem Anıtı" büyük acıların yaşandığı depremin 9. yıl
dönümünde de vatandaşların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Dairesel bir alana kurulan anıt, geleceği ve yaşamı temsil ederken, 12
metrelik çelik blok da geceyi, gündüzü, yılın 12 ayını simgeliyor.
Anıtta yer alan ve deprem döneminde çekilen fotoğraflardan oluşan sergi
ise güvenlik gerekçesiyle belirli dönemlerde ziyarete açılıyor.
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ YALOVA’DA BİR ARAYA GELECEK
Bu arada, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 9. yıl dönümünde 11 ilin inşaat
mühendisleri odası ve temsilcileri Yalova’da bir araya gelecek.
İnşaat Mühendisleri Odası Yalova Temsilcisi Mahmut Renkler, depremin 9.
yıl dönümünde "Depreme Duyarlılık Etkinliği" düzenleyeceklerini,
etkinliğe Yalova’nın yanı sıra Balıkesir, Uşak, Manisa, Aydın, Denizli,
Antalya, İzmir, Muğla, Eskişehir ve Bursa’daki inşaat mühendislerinin
katılacağını bildirdi.
Felaketin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen hala gerekli derslerin
alınmadığını dile getiren Renkler, şunları söyledi:
"Geçen süre içinde beklenilen ve yapılması olanaklı mühendislik
tedbirleri hayata geçirilememiş, ’Deprem Şurası Sonuç Bildirgesi’nde
yapılması gerektiği ifade edilen yasa ve yönetmelik değişiklikleri
yapılamamış, deprem önlemleri için bütçeden pay ayrılmamıştır.
Genel merkezimiz 9 yıllık süreçte yapılamayanlar ve yapılması
gerekenleri anımsatmak ve kamuoyuyla bir kez daha paylaşabilmek için 17
Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin yıl dönümünde tüm Marmara Bölgesi’ni
kapsayacak ve Gölcük’te sonuçlanacak şekilde 16-17 Ağustos 2008 ’Depreme
Duyarlılık Etkinliği’ düzenleme kararı almıştır. Amaç depremlerde ağır
bedel ödeyen halkımıza karşı tüm toplum katmanlarında deprem
duyarlılığının geliştirilmesi ve duyarlılığın sürekliliğinin
sağlanmasıdır."
SAKARYA’DA DA ORTA HASARLI BİNALAR SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ
Sakarya’da Marmara Depremi’nden sonra çözüm bekleyen en büyük sorun orta
hasarlı binalar olarak ortaya çıkıyor.
Depremde 4 bin kişinin hayatını kaybettiği Adapazarı’nda, ağır hasarlı
ve yıkılan 25 bin 538 konut ve 5 bin 89 iş yeri tespit edildi. Orta
hasarlı 19 bin 952 konuttan bin 18’i onarılmayı bekliyor.
Sakarya’da orta hasarlı binaların ruhsat ve proje işlemlerinin
tamamlanması için Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca, son gün olarak
belirlenen 30 Haziran 2008 tarihi, binaların onarım ve güçlendirme
işlemlerinin tamamlanması şartıyla, 31 Aralık 2008’e kadar uzatıldı.
"KONUT AÇIĞI HALA EN ÖNEMLİ SORUNLARIMIZDAN BİRİDİR"
Sakarya’da, Marmara Depremi’nden sonra yaptırılan 10 bin 379 prefabrike
konuttan bugüne kadar 9 bin 953’u boşaltıldı.
Halen 426 prefabrike konutta 725 kişi yaşıyor. Kullanım süreleri 5 yıl
olarak belirlenen prefabrikelerin boşaltılması için, daha önce tanınan
sürelere rağmen tahliyeler tamamlanamadı. Depremde hasar gören okulların
yerine 66 prefabrike okul yapıldı. Prefabrike okulların kalıcı binalara
kavuşturulması için başlatılan çalışmalarda, 53 kalıcı okul binası
yapıldı. 13 prefabrike okulun ise yıl sonuna kadar kalıcı binalara
kavuşturulması planlanıyor.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, Marmara Depremi’nden
sonra ortaya çıkan konut açığının en önemli sorunlardan biri olduğunu
söyledi.
Duran, AA muhabirine, el birliğiyle sarılan yaralara rağmen depremin
yerle bir olmuş bir şehir bıraktığını belirterek, "Fakat bizim bu şehre
olan tutkumuz bir depremle yıkılmayacak kadar sağlamdı. Bir daha ayağa
kalkamaz denilen Sakarya, bugün altyapı ve üst yapı sorunlarını tamamen
çözmüş durumda. Güzel Sakarya’mız, depremin izlerinin bir bir silindiği,
gelişen, büyüyen bir şehir olarak hak ettiği yeri alma yolunda emin
adımlarla ilerliyor" diye konuştu.
"TOKİ İŞ BİRLİĞİYLE 3 BİN 756 KONUT YAPILDI"
1996 yılında gündeme getirdikleri nüfus yoğunluğunu zeminin daha güvenli
olduğu bir bölgeye taşıma projelerinin depremden sonra hayata
geçirilebildiğini kaydeden Duran, TOKİ işbirliğiyle Sakarya’da yapılan
konut sayısını 3 bin 756’ya ulaştığını söyledi.
Yeni yerleşim bölgesinde 70 bin kişinin güven içinde yaşadığını ifade
eden Duran, "Depremle birlikte ortaya çıkan konut açığı hala en önemli
sorunlarımızdan biridir. Bu gerçeğinin farkındayız ve bu açığı kapatmak
adına yeni bir toplu konut hamlesi başlattık. Zeminin sağlam olduğu
güvenli bölgede ilk etapta 3 bin konut yapacağız. Bu konutlarımızın da
yapımına başlandı" dedi.
"DEPREMİ UNUTMADAN ÇALIŞIYORUZ"
Depremin tüm izlerinin silindiğini, depremden kaynaklanan tüm sorunların
çözüldüğünü söyleyemeyeceklerini ifade eden Duran, şunları söyledi:
"Fakat sorunların çözülmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Çok önemli
projeleri hayata geçiriyoruz. Enerji santralleri, şehirler arası otobüs
terminali ve yeni bölge hali gibi önemli projeler üzerinde
çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Doğal gaz çalışmalarımızda ise sona yaklaşmış durumdayız. Ekim ayı
itibariyle tamamlayacağız. Sakarya’da doğal gaz girmeyen ev kalmayacak.
Özlediğimiz, hayalini kurduğumuz bir şehre yakınlaşmanın mutluluğunu
yaşıyoruz."
Afet odaklı yönetim anlayışıyla Sakarya’ya kazandırılan her yeni eserin
deprem durumunda vatandaşların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
tasarlanması için özel gayret sarf ettiklerini vurgulayan Duran,
yaptıkları her işte attıkları her adımda depremi hiç unutmadan
Sakarya’yı geleceğe hazırlamak için canla başla çalıştıklarını belirtti.
"1999 DEPREMİNİ YAŞAMIŞ BİNALAR"
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muzaffer Elmas da
AA muhabirine, her yıl orta hasarlı binaların onarımıyla ilgili sürenin
uzatıldığın belirterek, depremi yaşamış ve hasarsız kabul edilen
binaların da tehlikeli olduğunu bildirdi.
Tehlikeli olarak gördükleri ve insanların oturduğu bina sayısının
yaklaşık 4 bin olduğunu kaydeden Elmas, "bu binalar bir dahaki depremde
yıkılmaya aday binalar ve mutlaka elden geçirilmesi gerekiyor.
Sakarya’da 1999 depreminde yıkılan binaların çoğu 1967 depremini yaşayan
binalardı" dedi.
Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hüsnü Gürpınar da orta hasarlı
bina sorununu konuşmaktan bıktıklarını, gelecekteki depreme kadar orta
hasarlı sorununun çözülmesini dilediklerini kaydetti.
DÜZCE’DE 270 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, 1157 KİŞİ YARALANDI
Düzce’de de derin yaralar açan Marmara Depremi’nde en fazla can kaybı
Merkez, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana
geldi. 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından
kurtarıldı, 1157 kişi yaralandı.
Kentte ilk büyük sarsıntı ve ardından gelen artçı depremler sonucu
birçok resmi ve özel kuruluş binası yıkılırken, önemli bir kısmı da ağır
hasarlı hale geldi. Düzce belediye binası, Düzce Devlet Hastanesi, Düzce
Lisesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Orman Fakültesi ve Tıp Fakültesi ağır
hasarlı binalar arasındaydı.
Devlet Hastanesinin birçok bölümünün zarar görmesi nedeniyle acil sağlık
hizmetleri hastane bahçesinde kurulan çadırlarda verildi. Enerji
hatlarındaki ağır hasar nedeniyle de deprem sonrasında ilçe merkezleri
ve köylere bir hafta elektrik verilemedi. İletişimin sağlanamaması
hayatı daha da güçleştirdi.
ÇADIRKENTLERDE YAŞAM
Evleri yıkılan ve hasar görenler için Düzce’nin çeşitli kesimlerinde
çadır kentler kuruldu.
Altyapısı sağlanan, sağlık hizmeti verilen çadır kentlerde ayrıca polis
karakolları oluşturuldu. Belirli merkezlerde kurulan çadır kentlerin
yanı sıra vatandaşlar da kendi imkanları ile evlerinin yakınlarına
kurdukları çadırlarda barındılar.
Devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle, evi sağlam olan vatandaşlar da
uzun süre çadırlarda kalmayı tercih ettiler. Kısa süre sonra depremzede
ailelerin geçici olarak barınmalarını sağlamak amacıyla prefabrike
konutların yapımına geçildi. Biten konutlar hak sahiplerine kura ile
dağıtıldı.
Bu arada kesin hasar tespit raporuna göre konutu yıkık ve orta hasarlı
olanlara mal sahibi ya da kiracı olduğuna bakılmaksızın ayda 100 milyon
lira olmak üzere bir yıl süreyle geçici barınma yardımı yapıldı.
Şimdilerde TRT'de yayınlanan Teşkilat dizisinde başrol oynayan ve Altay karakterine can veren Tolga Sarıtaş ve eşi Zeynep Mayruk'un bebek bekledikleri iddia edildi. Çiftin çıkan haberler sonrası sosyal medya paylaşımları dikkatlerden kaçmadı.