ELAZIĞ'da 52 kişinin ölümü, 74 kişinin de yaralandığı, yüzlerce evin yerle bir olduğu depremin vurduğu Kovancılar İlçesi'ne bağlı köylerdeki halk ilk geceyi Kızılay'ın kurduğu çadırlada ve meydanlara yaktıkları ateşlerin başında geçirdi. Gece
hava sıcaklığı 2 dereceye kadar düştü ve depremzedeler battaniyelere sarılarak dondurucu soğuktan korunmaya çalıştı. Kerpiç evleri yerle bir olan köylüler, bu sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte dün toprağa verdikleri yakınlarının mezarlarının başına gidip ağıtlar yaktı. Depremde ölenlerden 21 kişinin cenazesi bugün 3 köyde toprağa verilirken gözyaşları sel oldu. Depremin simgesi ise Okçular Köyü'nden 15 günlük Aleyna Yüksel oldu. Deprem sabahı, çöken evin enkazından annesi Melike ve babannesi Kibar Yüksel'in cesetlerinin arasından sapasağlam çıkarılan öksüz Aleyna, şimdi herkesin ilgi odağı oldu.
Merkez üssü Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'ne bağlı Başyurt Beldesi olarak saptanan ve dün sabah ezanı öncesi saat 04.32'de meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Ölümlerin meydana geldiği Elazığ'ın Kovancılar İlçesi'ne bağlı başta Okçular, Yukarı Demirci, Kayalı, Göçmezler ve Yukarı Kanatlı olmak üzere depremin vurduğu köylerde yaşayan depremzedelerin bir kısmı ilçedeki ve başka köylerde oturan yakınlarının yanına giderken, büyük bölümü köylerinde kalmayı tercih etti. Depremzedeler, iliklere işleyen dondurucu soğukta, Kızılay'ın kurduğu çadırlarda sabahladı. Depremzedeler sobalar, ateşler yakarak, sarındıkları battaniyerle birbirlerine sokulup ısınmaya çalışırken, ok sayıda kişi de devam eden artçı şoklar yüzünden tedirgin olup çadırların önünde yaktıkları ateşin başında sabahlamayı tercih etti.
MEZARLIKLARDAN AĞITLAR YÜKSELİYOR Okçular Köyü'nde bu sabah, yaşamını yitirenlerin mezarlarına giden kadın ve çocuklar Kürtçe ağıtlar yaktı.
Depremde kaybettiği halasının kızı olan Seher Karadağ'ın mezarına sarılan Zeynep Polat ile diğer yakınları ağlayarak, “Onu çok seviyorduk. Bir gecede deprem aldı bizden” dedi.
Depremde annesi 60 yaşındaki Kibar, babası 65 yaşındaki Davut ile ağabeyinin eşi Melike Yüksel'i kaybeden Şemsettin Yüksel de mezarlıkta gözyaşı dökenler arasındaydı. Depremde kaybettiği yakınlarının mezarına kapanan Şemsettin Yüksel'i diğer yakınları teselli etmekte güçlük çekti. Deprem sırasında Elazığ'da olduğunu dile getiren Şemsettin Yüksel, “Deprem olur olmaz hemen köye geldim. Yerle bir olan evimizi görünce şoke oldum” dedi.
Depremde yaşamını yitirenlerin yakını olan kadınlar da mezarlıkta Kürtçe ağıtlar yaktı. Bir kadın, “Elveda, mekanınız cennettir inşallah” diyerek, ağladı.
3 KÖYDE 21 KİŞİ TOPRAĞA VERİLDİ Depremin vurduğu köylerden Yukarı Kanatlı, Göçmezler ve Yukarı Demirci'de yaşamlarını yitiren 21 kişinin cenazeleri, bugün gözyaşı ve ağıtlar arasında toprağa verildi.
Depremde 15 kişinin öldüğü Yukarı Kanatlı Köyü'nde hayatta kalanlar, ilk yardımı askerden aldı. Köye gelen askerler tarafından seyyar mutfak kuruldu. Askerler ayrıca köylülere torbalarla gıda maddesi dağıttı.
Yukarı Kanatlı köylüleri, yardımların Okçular Köyü'nde toplandığını belirterek, “Çadırlarımızı bile Okçular Köyü'ne gidip oradan getirdik. Çok zor koşullarda sabahladık. Bölgeye gelen bakanlar köyümüze gelmedi. Bir tek vali ve kaymakam geldi. Tüm yardımlar Okçular Köyü'nde toplanıyor” dedi.
Yukarı Kanatlı Köyü'nde enkaz altında bazı büyükbaş hayvanların halen yaşadığını gösteren köylüler, telef olan onlarca hayvanın çıkarılıp gömülmemesi halinde hastalıklara neden olmasından korktuklarını söyledi.
1971 yılında Bingöl merkezli meydana gelen deprem sırasında, Yukarı Kanatlı Köyü'nde hasar gören evlerin yerine yaptırılan prefabrik konutların da bu depremde yerle bir olduğu görüldü. Köylüler bu duruma da tepki gösterdi.
15 GÜNLÜK ALEYNA'NIN MUCİZEVİ KURTULUŞU Demremde Okucular Köyü'nde bir mucize yaşandı. Elazığ'da oturan Melike Yüksel, 15 gün önce dünyaya getirdiği kızı Aleyna'yı, depremin olduğu günün öncesi pazar günü, görmeleri ve sevmeleri için Okçular Köyü'nde oturan dedesi ve ninesi Kibar Yüksel'in yanına getirdi. Annesi Melike Yüksel, beşikteki kızı Aleyna'yı, gece üşümemesi için kayınvalidesi Kibar Yüksel'le yanyana yattığı yatağa alıp aralarına yatırdı.
Sabaha karşı şiddetli sarsıntıyla neye uğradıklarını şaşıran anne Melike Yüksel ile Babaanne Kibar Yüksel, dam üzerlerine yıkılırken minik Aleyna'yı kurtarabilmek için üzerine kapaklandı. Yerle bir olan evin tavan direkleri altında kalan gelin- kaynana yaşamlarını yitirirken, aralarında uyuyan 15 günlük Aleyna, aralarında oluşan bu ‘hayat boşluğu’ndan yaşama tutundu.
Sabahın ilk ışıklarıyla evin enkazına gelen yakınları, annesi ve babaannesinin cesetleri arasından mucizevi bir şekilde burnu bile kanamayan minik Aleyna alıp dışarı çıkardı.
Yara almayan, köyde herkesin ilgi odağı olan Aleyna şimdi, Kızılay'ın kurduğu çadırda diğer yakınlarının yanında barınıyor. Minik Aleyna'nın amcası Şemsettin Yüksel, “Depremde annem, babam ve ağabeyimin eşini kaybettim. Ancak, yeğenim Aleyna kurtuldu. Annem ve yengem onu aralarına alıp kurtarmış. Kendilerini hiç düşünmemişler, Aleyna artık onlar için yaşayacak” dedi.
KORGENERAL öZARSLAN'DAN ZİYARET Depremde 15 kişinin yaşamını yitirdiği Yukarı Demirci Köyü'nü, Elazığ 8'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan, ziyaret etti. Depremzedeleri dinleyen ve incelemelerde bulunan Korgeneral Özarslan'dan bir taziye çadırı kurulması istendi. Korgeneral Özarslan da askerlere köye hemen bir taziye çadırı kurulması talimatını verdi.
Yukarı Demirci ve Göçmezler köylerine 8'inci Kolordu Komutanlığı ilk yardımı götürdü. Askerler bu köylere seyyar mutfaklar kurarak depremzedelere sıcak
yemek dağıtırken, köylere çadırlar da kurup, gıda maddesi dağıttı.
ENKAZDAN EŞYA TOPLAMA TELAŞI Bugün sabahın ilk ışıklarıyla birlikte depremin vurduğu Okçular, Yukarı Demirci, Kayalı, Göçmezler, Yukarı Kanatlı köylerindeki depremzedeler, çadırların önünde yaktıkları ateşte çocuklarının karnını doyurduktan sonra, çoğu yerle bir olan, kerpiç ve toprak evlerinden geriye kalan eşyayı kurtarmanın peşine düştü. Canları pahasına kadın, çoluk- çocuk enkazların arasına girip, işlerine yarayabilecek eşyayı toplayan depremzedeler bunları çadırlara taşıdı.
Neredeyse bütün kerpiç evlerin yıkıldığı, 19 kişinin öldüğü Okçular Köyü'ndeki akrabalarına yardım için çevredeki ilçelerden de yüzlerce kişi köye akın etti. Okçularlı köylüler, yakınlarının desteğiyle biraz olsun teselli bulurken, Kızılay ile hayırseverlerin dağıttığı ekmek ve gıda maddelerinden alabilmek için de yoğun çaba sarf etti.
Topladıkları eşyayı yıkık evlerinin önünde biriktiren köylüler, çaresizlik içinde başlarını sokacaklarını yeni bir evin beklentisi içinde. Bir köylü kadın, “Depremden sonra evlerimiz kullanılamaz hale geldi. Bütün eşyamız içerde kaldı. Şimdi ‘Ne kurtarırsak kârdır’ mantığıyla hareket ederek tehlikeli olduğunu bile bile evlerimize giriyor, kullanabileceğimiz eşyamızı çıkarıyoruz. Yapacak başka da bir şeyimiz yok. Çoluk çocuğumuza yemek yapmak, onlara bakabilmek için bu tehlikeyi göze almalıyız” dedi.
Depremin vurduğu Okçular Köyü'nde Kızılay'ın kurduğu çadırlara yerleşen aileler, bütün olumsuz koşullara rağmen bir yandan günlük yaşamı sürdürmeye çalışıyor. Evlerinden çıkardıkları eşyayı yıkayan kadınlar, çocuklarının ellerini yüzlerini temizledi. Bazı köylü kadınlar, çadırların önünde kız çocuklarının saçlarını taradı.
Okçular Köyü'ndeki depremde yüzlerce hayvan da yıkılan ahırlarda enkaz altında kalarak telef olurken, evlerin saçaklarındaki güvercinlerin de yuvaları yıkıldı. Bazı güvercinler hasarlı olan çatı altlarına girmeye çalıştı, çevresinde kanat çırpıp durdu.
HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI BAŞLATILDI Valilik tarafından oluşturulan komisyon kapsamında, ilk etapa depremden en fazla etkilenen Okçular ve çevresindeki köylere gönderilen görevliler, evlerin enkazını tek tek inceleyerek hasar tespit çalışmaları başlattı. Okçular Köyü'nde, vatandaşlar yıkılan evlerinin durumunu görevlilere telaş içinde göstererek, devletin kendilerine yeni konutlar yapmasını istiyor.
KILIÇDARDOĞLU: KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ VAR CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdadoğlu, Yukarı Demirci Köyü'nde depremzedeleri ziyaret edip, depremzedelerin sorunlarını dinledi.
Kılıçdaroğlu, “Dünden beri burada hasar gören köyleri geziyorum. Bir koordinasyon eksikliği gördüm. Acımız var, başka bir şey demek istemiyorum. Hasar tespit çalışmalarına başlamışlar, vatandaşlar hasar tespitlerini iyi yaptırsınlar” dedi.
Sabah namazına kalktı, ailesini kurtardı OKÇULAR Köyü'nde yaşayan 50 yaşındaki 9 çocuk babası Osman Yıldız'ın, sabah namazı için kalkması depremde yakınlarının yaşamını da kurtardı.
Bir ay önce kalp ameliyatı olurken ölen amcası İzzet Yıldız'ın taziyesine Malatya'dan gelen ablası Melike Buğdaycı'yı misafir eden Osman Yıldız yerle bir olan evinden halen nasıl kurtulduklarına inanamadığını söyledi. Yıldız, “Sabah namazı için saat 04.00 sıralarında uyandım. Abdest aldıktan sonra ezanın okunmasını bekledim. Ancak ezana tahminen 5 dakika kala birden yer sarsılmaya başladı. Yer altından sesler geliyordu. Ben de hemen çocuklarımı ve misafirliğe gelen ablamı uyandırarak kollarından tutup onları dışarı çıkardım. Bizim dışarı çıktığımız anda ev yıkıldı. Verilmiş sadakamız varmış. O evden nasıl kurtulduk halen anlamıyorum. Allahıma şükürler olsun” dedi.
Kızılay çadırına yerleştikten sonra ailesinin üşümemesi için çadıra soba kuran 55 yaşındaki Emin Çimen, depremde iki amcasının oğlunu kaybettiğini, depremden sabah erkenden namaza kalktığı için kurtulduğunu söyledi. Çimen, “Sabah hava çok soğuktu. Yataktan kalktıktan sonra ilk iş olarak abdest aldım. Sabah namazı okunmadan önce yer büyük bir gürültüyle sarsıldı. Ev üzerime çökecek sandım. Güçlükle diğer odadaki 4 çocuğumu ve eşimi alarak dışarı kaçtım. Evin büyük bölümü çöktü. Evde olsaydık hiç birimiz kurtulmazdık” dedi.
Kareteci genç, 11 kişiyi kurtardı YUKARI Demirtaş Köyü'nde yaşayan 25 yaşındaki Turan Demirtaş ise depremde annesi Telli ve babası Keko Aydemir dahil olmak üzere 11 kişi kurtardığını söyledi.
Kareteci olan Demirtaş, depremde evlerinin yakıldığını belirterek, “Büyük bir gürültü sesi ile uyandım. Evde ne varsa hareket ediyordu. O sırada odamın duvarı çöktü. Bulduğum bir boşluktan kendimi dışarı attım. Evin kapısını açarak diğer odada olan anne ve babamın yanına gitmek istedim. Ancak demir kapı sıkıştığı için açılmıyordu. Kapıyı tekmelere kırıp açtım. Anne ve babamı kurtardıktan sonra evimizin karşısında yıkılan evlerden imdat diye bağırıyorlardı. Hemen onların yanınan gittim. Anne ve babamla birlikte toplam 11 kişi ankaz altından çıkardım” dedi.
Deprem ders oldu, sağlam ev yaptırdı BİNGÖL'de 1 Mayıs 2003 tarihinde meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde evinin büyük bölümü hasar gören ancak ailesinden kimseyi yitirmeyen 28 yaşındaki Abdülkerim Çiçek, bundan ders alarak devletten de yardım alıp, Okçular Köyü'nde yeni betonarme bir ev yaptı.
Evinin depreme karşı dayanıklı olması için hiçbir masraftan kaçınmayan Abdülkerim Çiçek, bunun karşılığını ise 6.0 büyüklüğündeki depremde gördü. Depremde köydeki başta kerpiç evler yerle bir olurken, kendi evi ufak tefek hasar gören Abdülkerim Çiçek, iki kızı ve annesiyle birlikte kaldığı evden sağ salim kurtuldu. Çiçek, “2003'teki depremde evimiz büyük hasar gördü. Bizim köyümüzde deprem fay hattı üzerinde bulunduğu için bu kez tedbirli davranarak sağlam bir ev yaptık. Deprem olduğunda hepimiz uyanıp dışarı çıktık. Evimizde fazla hasar görmedi. Kızılay çadırında ise her ihtimale karşı önlem olarak kalıyoruz” dedi
Ölen kızı için sabaha kadar feryat etti OKÇULAR Köyü'nde depremde 18 yaşındaki kızı Hatice Kılıç'ı kaybeden Süpha Kılıç, büyük üzüntü yaşerken, gözyaşı dinmiyor. Köyde yıkılan evinin önünde yaktığı ateşin etrafında kendisine yardıma gelen yakınlarına Kürtçe ağıtlar yakan Şüpha Kılıç, “Her şey bir anda oldu. Ev üzerime çöktü. Ben kapının yakınındaydım. Sürünerek dışarıya çıktım. Ama kızım Hatice ise arka odada uyuyordu. Onu depremde kaybettim. Ben şimdi nasıl yaşarım” dedi.
Depremde evinden kendisini dışarı atarken düşen taşın altında kalan elinden yaralanan 25 yaşındaki Vezir Dağdoğru, “Sabah erkenden aniden uyandım. Önce tuvalete ihtiyacımı gidermeye gittim. Ancak çıktıktan sonra aniden yer sarsıldı. Ben, babam Abdullah ile annem Raziyeye ‘Çocukları alarak dışarı çıkın’ diye bağırdım. Benim sesimle birlikte onlarda yataktan fırlayıp dışarı çıktı. Biz dışarı çıktıktan sonra evin büyük bölümü çöktü. Kurtulduğumuza inanamıyorum. Erken uyanmasaydım deprem belkide bizimde yaşamımıza
son verecekti” dedi.
4 kardeşini birden kaybetti DEPREMDE Yukarı Demirci Köyü'nde yıkılan evlerinde 4 kardeşini kaybeden 19 yaşındaki Özcan Demirtaş da yasta.
Köyü terk edip yakınlarının yanına gitmeyen Demirtaş, kardeşleri 18 yaşındak Özlem, 16 yaşındaki Kibar, 14 yaşındaki Fatih ve 12 yaşındaki Fuat'ı kaybeden Özcan Demirtaş, “Deprem gecesi yemeğimizi yiyip erkenden uyuduk. Çünkü küçük kardeşlerim Fuat ve Fatih okula gidecekti. Ama sabaha karşı yaşanan depremde duvarın yanında uyuyan 4 kardeşim enkaz altında kaldı. Evimiz kerpiçten olmasaydı, şimdi belkide yaşıyor olacaktı. Çünkü hepsi üzerine toprak dökülmesi nedeniyle boğularak öldü. Uyumadan önce iyi geceler dileğinde bulunduğum kardeşlerimin sabah cesetlerini kendi ellerimle eştiğim enkazın altından çıkardım. Bu acıya kim dayanabilir. 6 kardeştik, şimdi küçük kardeşim Abdullah ile kaldık” dedi.