GündemDarağacında çift ilmek!

Darağacında çift ilmek!

06.05.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Ankara’nın ılık bir gecesi idam edildiler. 6 Mayıs 1972’de, 41 yıl önce... Kendi deyişiyle, sonunun ölüm olduğunu bildiği yol, ilkokulda başlamıştı.

Darağacında çift ilmek

Daha ilkokulda, ‘yedibela çetesinin’ lideriydi, haksızlığa karşı, yaşamları pahasına mücadele edeceklerini hayal eden çocukların düş önderi. Son mektubunda babasına, “İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum” ifadeleriyle “kendisi gibi” yaşamanın değerliliğini anlattığında, 25’ine yeni girmişti daha. Birkaç saat sonra ölecekti.
Mayıs gecesi
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Ankara’nın ılık bir mayıs gecesi idam edildiler. 6 Mayıs 1972’de. Tam 41 yıl önce. Kendi deyişiyle, sonunun ölüm olduğunu bildiği yol, ilkokulda başlamıştı daha. Sivas’ta daha ilkokula giderken, Çelikbilek’i sevme nedenini, “İngiliz sömürgecilerine karşı mücadele etmesi” olarak anlattı arkadaşlarına.
Hiç durmadı, acelesi vardı, hızlı yaşamalıydı. Politik mücadelesi, 1965’te Türkiye İşçi Partisi’ne üye olmasıyla başladı. 1966’da, Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Çorumlu belediye işçileriyle birlikte Taksim’deydi.
7 Kasım 1966’da adım attığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yaşamı da bütün yaşamı gibiydi. Haksızlığa karşı çıkmaktı aslolan, sadece kazanmak ve haksız bulduğu bir sistemin parçası olmak değil.
Üniversitedeki bütün hak ihlallerine karşı çıktı, öğrencileri örgütledi, kürsülerde konuştu. 22 Kasım 1967’de ABD bayrağını yaktığı Kıbrıs mitinginde gözaltına alındı. Bırakıldıktan birkaç ay sonra ise Devrimci Hukukçular Örgütü’nü kurdu. 7 Mart 1968’de ise bu kez bir bakanı protesto ettiği için tutuklandı. Sokağa çıkar çıkmaz, 6. Filo’yu protesto ettiği için gözaltına alındı.
Yine cezaevinde
12 Haziran 1968’de yapılan ve öğrencilerin haklarını elde etmesiyle sonuçlanan İstanbul Üniversitesi işgalinde en öndeydi. Temmuzda yeniden İstanbul’a gelen 6. Filo’yu protesto eyleminden sonra ise yeniden cezaevinde. 3 aylık tutukluluğu sırasında, artık bütün Türkiye o ismi tanıyacaktı.TİP içerisinde Milli Demokratik Devrim tezinin yaygınlaşması için çabalıyor, 2. Kurtuluş Savaşı tezini işliyordu. Yarım kalan bağımsızlık mücadelesinin yeniden başlatılması gerekliliğini.
Samsun’dan Ankara’ya düzenlenen “Mustafa Kemal Yürüyüşü”nde de, 28 Kasım 1968’de ODTÜ’de arabası yakılan ABD Büyükelçisi Kommer Türkiye’ye gelirken katıldığı protesto nedeniyle yeniden tutuklandığında da aynı sloganı tekrarladı: “Tam bağımsız Türkiye”.
Serbest bırakıldığında bu kez “faşist” saldırılara karşı üniversitedeki arkadaşlarıyla direndi. Saldıranların yargılanmadığı bu soruşturmada da tutuklandı. Şubat 1969’da da reform tasarılarını üniversitede yaşama geçirmeyen yönetimi protesto ettiği için cezaevine düştü. Çıktığında bu kez üniversite işgaline önderlik etti. Yakalanacakken, kaçmayı seçti.
Filistin’de devrim andı
Hazirandan eylüle kadar Filistin’deydi. O dönemde üniversiteden atıldı. Bu karara itiraz etmek için geldiği üniversitede tutuklandı. 18 Eylül 1970’e kadar tutuldu cezaevinde. O süreçte kararını da vermişti. Öğrenci hareketlerinden koparak, Filistin’de planladıkları devrim için harekete geçeceklerdi. Nurhaklar’da yaralı haldeyken vurulup öldürülen arkadaşı Sinan Cemgil ve birlikte idam edildiği Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın da aralarında olduğu arkadaşlarıyla Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurdu. THKO, ABD Büyükelçiliği önündeki polis kulübesinin kurşunlanması, İş Bankası Emek Şubesi’nin soyulması, Ankara Balgat‘taki Tuslog Tesisleri’nden 4 ABD’li askerin kaçırılması gibi eylemleri gerçekleştirdi. Her yerde Deniz aranıyor, bulunamıyordu. Yetkililerin “Yakalanırsa Ankara Emniyet Müdürü yapalım” diyebileceği kadar iyi saklandı Deniz. Bazen ODTÜ Yurdu’nda, bazen arkadaş evlerinde geçti yaşamı. ABD’li askerleri bıraktıklarında ise artık Ankara, durulacak gibi değildi. Yusuf Aslan’la birlikte önce buldukları bir araç, sonra motorla kaçtı. Artık sınırlı bir kadroyla, dağlardan yürütmek istiyorlardı mücadelelerini. Yolu, “Yedibela çetesini” kurduğu Sivas’a çıktı. Şarkışla’da yaralanan Aslan’la kaybettiler birbirlerini. Aslan Elmalı’da yakalandı, Deniz Gezmiş Gemerek’te. Üzerinden kurşunlar geçerken, güzelliğini izlediği ve çocukluğunu düşündüğü otların içinde.
Görülmemiş bir hızla yapıldı yargılamalar. Deniz Gezmiş, biliyordu idam edileceğini. Sosyalist Türkiye özlemini haykırmaktan duruşmalarda da vazgeçmedi.
Ölümden korkmadılar
İdam kararı çıktı. 27 Mayıs idamlarının rövanşı alınacaktı. Kampanyalar, uluslararası çağrılar yetmedi idamların durdurulmasına.
Tarihe Denizler’i asan adam olarak geçen Ali Elverdi’nin verdiği karar, 6 Mayıs’ta infaz edildi. Ulucanlar Cezaevi’nin avlusunda, asıldılar.
Avukatları Halit Çelenk, yıllar sonra açıkladı, Gezmiş asılırken, idamın arkadaşlarına izlettirildiğini.
Boyu uzun diye çift ilmek atılan ipte, yarım saate kadar asılı kaldı Gezmiş. Gece 01.15’te başlayan idamın son bulduğu bir saat sonra kayıt altına alınabildi.
Avukatların “işkence yapıyorsunuz” itirazı üzerine Aslan ve İnan daracağacına giderken ipe tek ilmek atılıverdi. Ölümden korkmadılar. Ölmeden önce de sadece düşüncelerini haykırdılar.

KEŞFETYENİ
Fenerbahçeli Alişan'dan Mourinho'ya istifa çağrısı!
Fenerbahçeli Alişan'dan Mourinho'ya istifa çağrısı!

Cadde | 21.04.2025 - 07:02

Fenerbahçe taraftarı ünlü şarkıcı Alişan, Kayserispor beraberliği sonrası Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho'yu istifaya davet etti.

Yazarlar