08.09.2014 - 20:57 | Son Güncellenme:
Yıl içinde hastalığa farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini dile getiren Pekcan, genetik bir rahatsızlık olan Kistik Fibrozis teşhisi konulan çocukların bu hastalıkla doğduğunu söyledi.
Hastalığın hem anne hem de babadan gelen genlerin birleşmesi ile çocukta oluştuğunu vurgulayan Pekcan, taşıyıcı olan anne ve babanın her çocuğunda yüzde 25 oranında hastalığın görülme riski olduğunu ifade etti.
Hastalık vücuttaki birçok sistemi etkiliyor
Birçok sistemi etkilediği halde hastalarda en önemli bulguların solunum ve sindirim sistemiyle ilgili olduğuna dikkati çeken Pekcan, şöyle devam etti:"Hastalar yenidoğan döneminden itibaren tekrarlayan ve tedaviye iyi cevap vermeyen öksürük, hırıltı, zatürre ya da astım benzeri bulgular gösterir. Hastaların büyük çoğunluğu aldıkları besinleri sindiremez. Çok miktarda yağlı, pis kokulu dışkılama ortaya çıkar. Büyüme gelişme geriliği oluşur. Hastalığın çeşitli belirtileri var. Çocuğunuzu öptüğünüz zaman dudaklarınıza tuzlu tat geliyorsa, yediği halde kilo almıyorsa, çok sık ve ağır solunum yolu enfeksiyonları geçiriyorsa doktora başvurulması gerekir."
Tedavide süreklilik önemli
"Kistik Fibrozis hastalığı ter bezlerini etkilediğinden, bu hastaların teri çok tuzludur" diyen Pekcan, bu nedenle en önemli tanı yöntemlerinden birinin terdeki tuz miktarının ölçüldüğü test olduğunu kaydetti.
Hastalığın kesin tedavisinin henüz olmadığını belirten Pekcan, tedavide süreklilik sağlanırsa hastaların yaşam kaliteleri ve sürelerinin arttığını aktardı.