28.09.2021 - 18:53 | Son Güncellenme:
AA
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 9. duruşmaya, tutuklu sanık Uslu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Diğer tutuksuz sanıkların katılmadığı duruşmada maktul Anlak'ın ailesi ve avukatları müdahil olarak hazır bulundu. Müdahil Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını bir avukat temsil etti.
Duruşmada, savcının esas hakkındaki mütalaasını tekrar etmesinin ardından söz alan müdahiller Leyla Arslan, Harun Anlak ve Ümmiye Anlak, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, cezalandırılmalarını talep etti.
Bakanlık avukatı Nuray Yiğit de olayın kazayla meydana geldiğine yönelik savunmayı kabul etmediklerini, suçun kastla ve tasarlayarak işlendiğini kaydederek, sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Beyanı sorulan sanık Uslu, kasten hareket etmediğini öne sürerek, "Daha önce bahsettiğim gibi silahı elimde tuttuğum sırada bilmediğim bir sebeple Tuğba benim koluma vurduğu için silah patladı. Kasten hareket etmedim. Ortaya çıkan durumdan dolayı pişmanım." dedi.
Diğer sanık Pelin Altun'un avukatı ise müvekkilinin suça hiçbir katkısının olmadığını savunarak, beraat talebinde bulundu.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Uslu'yu "kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırdı. Yargılama süresindeki tutumuna göre takdiri indirim uygulayan heyet, sanığın cezasını daha sonra 25 yıl hapse çevirdi.
Diğer sanıklar Altun ve Mustafa Ünver'in "kasten öldürme suçuna iştirak" suçundan yargılandığını hatırlatan heyet, suçu işlediklerine dair mahkumiyete yeter, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, suçun sabit olmaması gerekçesiyle bu sanıkların beraatlerine yönelik hüküm kurdu.
Olayın geçmişi
Dava dosyasındaki bilgilere göre, eşinden ayrıldıktan sonra Antalya'dan İstanbul'a taşınan ve burada bir kafe açan Tuğba Anlak, iş yerine gelen ve kendisini mimar olarak tanıtan Murat Uslu ile arkadaşlık kurmuş, işleri iyi gitmeyince kafeyi devrederek başka bir yere taşınmıştı.
Murat Uslu ve kafede çalışan Mustafa Ünver, 31 Temmuz 2019'da Anlak'ın evinin bulunduğu yeni adrese gelmiş, Uslu, araçta bulunan silahını alarak evin penceresinden içeri girip 6 yaşındaki kızının gözü önünde annesini darbetmiş, silahla ateş ederek başından yaralamıştı.
Uslu, devredilen kafenin parasını alarak olay yerinden kaçmıştı.
Soruşturma kapsamında polis ekipleri, Uslu ile Ünver'i yakalamış, adliyeye sevk edilen Murat Uslu tutuklanmış, Ünver ise ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılmış, bir süre sonra da tutuklanmıştı.
Tuğba Anlak ise tedavi gördüğü hastanede 27 Ağustos 2019'da hayatını kaybetmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Murat Uslu için "kasten öldürme", "hakaret" ve "tehdit" suçlarından müebbet ve 9 aydan 4 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
İddianamede, diğer sanıklar Mustafa Ünver ile olayda kullanılan silahı temin ettiği iddia edilen Pelin Altun'un da "kasten öldürmeye yardım" suçundan 10 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyordu.