03.01.2021 - 09:27 | Son Güncellenme:
DHA
Büyüklük olarak Türkiye'de yedinci sırada olan ve bilim insanlarının yaptığı son ölçümlere göre su seviyesinde son 50 yılda 17 metre düşüş saptanan Burdur Gölü'nün su hacminde yüzde 40'a varan kayıp belirlendi. Etrafındaki tarım arazilerinde aşırı su tüketimine neden olan mısır, yonca gibi bitki üretimleri yapılan, yer altı su kaynaklarının da yüzde 70'i tarımda kullanılan Burdur Gölü'nün en büyük sorunlarından biri de kaçak sondajlar. Yaklaşık 5 yıl öncesine kadar 4,3 milyar ton su varlığı olan ve her yıl 330 milyon tona yakın su kaybettiği belirlenen gölün tek kaynağını ise yağmurlar oluşturuyor. Meteorolojik kuraklığa bağlı yağışların azalması nedeniyle de göl yeterince beslenemiyor. 50 yıl önceki su kapasitesi 7,5 milyar tonken, şu an 3 milyar ton seviyelerine kadar gerileyen göl çevresinde yaşanan su çekilmeleri gözle görülür hale geldi. Geçen yıla kadar sadece bir iskelesi bulunan gölde, bu iskeleye yanaşan Özel İdare'ye ait gezi teknesiyle Burdurlular gezi turlarına çıkabiliyordu. Son dönemde iskelenin etrafındaki suyun tamamen çekildiği ve teknenin iskeleye yanaşamaz duruma geldiği görüldü. Göl kenarında gezintiye çıkan emekli öğretmenler Sultan- Mehmet Cevni çifti, göldeki kurumaya dikkat çekti. Göldeki su kaybının iskele çevresindeki suların çekilmesiyle görülebildiğini belirten Sultan Cevni, "Şu anda teknenin yanaşması için şartların uygun olmadığını görüyorsunuz" dedi. Yaklaşık 6 yıl önce düzenlenen 'Göle Yas' ve 'Su Orucu' etkinliklerinde katılımcılar, etrafı suyla kaplı iskeleden, bir TIR dolusu pet şişelerdeki suyu göle dökerek, kuraklık ve kirlilik tehlikesine dikkati çekmişti
3 MİLYAR TON SEVİYELERİNE İNDİ
Su kapasitesi 50 yıl önce 7.5 milyar tonken, şu an 3 milyar ton seviyelerine kadar gerileyen göl çevresinde su çekilmeleri gözle görülür hale geldi. Geçen yıla kadar gölün iskelesine yanaşan İl Özel İdare'ye ait tekneler ile Burdurlular gezi turlarına çıkabiliyordu. Ancak son dönemde iskelenin etrafındaki suyun tamamen çekilmesi nedeniyle artık gezi teknesinin iskeleye yanaşamaz duruma geldiği bildiriliyor.
BİR TIR SU DÖKÜLDÜ
Yaklaşık 6 yıl önce 'Göle Yas' ve 'Su Orucu' adlı sembolik etkinlikler ile etrafı suyla kaplı iskeleden, bir TIR dolusu pet şişelerdeki sular, göle dökülmüş; kuraklık ve kirlilik tehlikelerine dikkati çekilmişti. Etkinliğin düzenleyicilerinden Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca, Burdur Gölü'nün son yıllarda toplam su kaynağının yüzde 60'ından fazlasını kaybettiğini söyledi. Sarıca, küresel ısınma, Göller Yöresi'nde mısır, yonca gibi aşırı su tüketen bitkilerin üretimi gibi nedenlerle yer altı su kaynaklarının beslenemediğini kaydetti.
ARTIK YAĞMUR DA AZALDI
Gölü besleyen tek kaynağın yağmur suları olduğunu, son yıllarda yağışların da ciddi oranda azaldığını vurgulayan Sarıca, “Yeterince yağış olmadığı için kuraklığa doğru hızla gidiyor. Göl etrafındaki atık sular da kaynak; fakat temiz su olmadığı için göldeki mevcut kirliliği artırıyor. Dolayısıyla hem su kaybedip hem daha çok kirlenmeye neden oluyor. Diğer taraftan çevresel kirlilikler de her geçen gün artıyor" diye konuştu.
SUSUZ TARIM VE KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK MODELİ
Lisinia Doğa Yaşam Alanı olarak gölün korunması için bölgede uzun yıllardır mücadele verdiklerini anlatan Sarıca, “Bu kapsamda büyükbaş hayvancılık yerine küçükbaş hayvancılık ve susuz tarım modellerini gerçekleştirdik. Bunları örnek projeler olarak bölge insanlarına sunuyoruz. Bu amaçla, Akçaköy Lavanta Deresi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi kampüsünde de 725 dekarlık arazide lavanta, adaçayı, kekik gibi susuz yetişen bitki üretimi yapıyoruz. Artık olay sadece Burdur Gölü değil, Burdur Gölü bir göstergeydi ve dolayısıyla gelecek nesillerin su kaynakları büyük tehlike altında" dedi.
'KURUYORUM' DİYE FERYAT EDİYOR
Göl kenarında gezintiye çıkan emekli öğretmen Sultan ve Mehmet Cevni çifti, kurumaya dikkat çekti. Göl kenarı ve iskeleye çok sık geldiklerini belirten Mehmet Cevni, “Karşıda görünen tekne birkaç yıl önce iskeleye gelip yolcu indirip bindiriyordu. Ama bugün su seviyesinin 4 metre civarında düştüğünü, teknenin de oldukça uzakta kaldığını görüyoruz. 'Göle Yas' etkinliğine geldiğimizde iskelenin bu kenarları hep su doluydu. Biz de su dökmüştük. Ama şimdi yok. Bu kendini göstererek geldi. ‘Geliyorum, kuruyorum’ diyen göl feryat ederek kuruyor. Su kaynakları her gün biraz daha kesiliyor, azalıyor. ‘Gölün su kaynağı’ diye bir şey artık yok gibi diyebiliriz. Yağmur yağarsa biriken sular, dolacak. Zaten her geçen gün yağmur seviyesi de düştü. Kar zaten yağmıyor. Yani bu gidişle Burdur Gölü yakın bir gelecekte haritadan silinecek gibi görünüyor" diye konuştu.
'GÖLÜN GİTTİKÇE KÜÇÜLDÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ'
Göldeki su kaybının iskele çevresindeki suların çekilmesiyle görülebildiğini belirten Sultan Cevni konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gördüğünüz gibi su yok. Teknemiz vardı, insanlar yaz aylarında gezebiliyorlardı. Şu anda teknenin yanaşması için şartların uygun olmadığını görüyorsunuz. Devamında nasıl olacak bilmiyoruz. İskeleyi mi uzatırlar, nasıl bir önlem, çözüm üretilir bilmiyoruz. Gün geçtikçe göl bitiyor. Burdur çok küçük bir yer ve her evin hemen hemen balkonu ya da camından baktığınızda, Burdur Gölü'nü görüyorduk 10-15 yıl önce. Ama gölün gittikçe küçüldüğünü artık balkonlardan, camlardan görebiliyoruz. Artık suyu göremiyoruz. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Sadece su sorunu Burdur'un değil; ülkemizin genel bir sorunu. En kısa sürede bu susuzluğa, kuraklığa çözüm bulunmalı."