21.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
BEKİR ÖZGÜR AYBAR
Solo albümlere imza atmış hip hop prodüktörü Da Poet ile söz yazarı ve şarkıcı İdil Meşe’nin ortak projesi Rain Lab ses mühendisi Christian Prommer ile kaydettiği çıkış teklisini “Infatuation” adıyla yayınladı. Grubun müzikal ilerleyişinde ise yeni jenerasyon trip hop ve modern folk tavrının yansımaları mevcut. Rain Lab’in ortaya çıkardığı seslerde ve şarkı sözlerinde temelden yükselen yoğun bir melankoli hissi bulunuyor. Bunun yanı sıra yaratılan güçlü atmosfer dinleyiciyi umut dolu huzurlu bir yolculuğa çıkarıyor. Türkiye dışında İsrail ve Almanya’da konserler veren ikili müziğini şu sözlerle açıklıyor: “Aşkın ve kaybetmenin, güzellik ve hakikatin hikâyeleri.”
- RainLab nasıl çıktı ortaya?
Da Poet: Ben İdil’in şarkılarını onun Soundcloud sayfasından dinlemiş ve beğenmiştim. Sonrasında bir arkadaşım vasıtasıyla tanışma fırsatımız oldu. Daha ilk karşılaştığımız gün “Mountain Sperrins” adlı şarkıyı yaptık. Öyle olunca birlikte bir şeyler yapabileceğimizi ve ortak enerjimizin güçlü olduğunu düşündük. Rain Lab’in kısa tarihi budur.
- Bu proje dışındaki çalışmalarınız Rain Lab’e nasıl yansıdı?
Da Poet: Rain Lab’deki müzik benim bugüne kadar yapmak isteyip de yapamadığım bir tarzdı. Rap, elektronik ve benzeri prodüksiyonlar yapıyorum. İdil gibi bir vokalle çalışmayı hep istiyordum. Kariyerim boyunca edindiğim tecrübeler tabii ki Rain Lab kapsamında hedeflediğimiz seslere ulaşmak adına işimi daha da kolaylaştırdı.
İdil M.: Benim de uzun süredir hayal ettiğim bir şeydi bu. Kendisi burada diye söylemiyorum, Da Poet’in çalışmalarını ilgiyle takip edenlerdenim. Birlikte çalışabileceğim böyle kafa dengi bir prodüktörü uzun süredir arıyordum aslında, Berlin’de de arayışlardaydım. Birlikte yaptığımız ilk şarkıyla da Da Poet ile çok iyi eşleştiğimizi anlamıştım.
- Rain Lab’deki temel amacınız nedir?
İdil M.: Artık sadece üretmek yeterli değil. Yaptığın müziğin yerini bulması ise ayrıca önemli olandır. Bu projeyle biz yerimizi bulmak istiyoruz. İngilizce sözlü bir proje ama Da Poet’in sayesinde bu topraklardan beslenen ezgiler taşıyor.
“Almanya’da Türkiye’ye karşı büyük ilgi var”
- İstanbul’a ek olarak Berlin’de de sahne almışlığınız var. Oradaki dinleyici ile İstanbul dinleyicisi arasında sizce ne gibi farklılıklar var?
Da Poet: Bence aradaki en büyük fark şu: Orada olduğun gibi kabul ediliyorsun. Adam seni ilk dakikadan yargılamıyor. Dinliyor ve seni anlamaya çalışıyor. Ama burada çok hızlı bir şekilde yargılanıp, damgalanıp faturalandırılıyorsun. Ama buranın iyi tarafı da insanların müziğe aç olması. Berlin’de ise bir nevi doymuşluk söz konusu.
İdil M.: İstanbul’dan geldiğimiz için yaptığımız müziğe büyük bir merak oluyor. Anlatacağımız hikâyelere acayip meraklı oralardaki insanlar. Özellikle Almanya’da Türkiye’ye karşı olağanüstü bir ilgi var. Ben bunu Berlin’e her gidişimde görüyorum. Sen sahnedeyken seninle aynı dünyaya dalıyorlar. Sahne sonunda ise yanına gelip konseri seninle konuşuyorlar. Bunu her yerde göremezsin. İstanbul’dan bahsedecek olursak, büyük bir üretim var, çok yakında müziğin başkenti olabilir. Sadece yeterince sahne yok, yeterince festival yok.