02.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Arif Balkan
Doğu Anadolu’nun en büyük illerinden Van, şimdilerde huzur ve sağduyu arıyor. Terör örgütü PKK’nın geçtiğimiz yıl bölgede ilan ettiği sözde ‘öz yönetim’ kararının ardından Van sakinleri ise tepkili. Gerginliğin ve ölümlerin bir an önce durması gerektiğini düşünen vatandaşlar, sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütleri sağduyu ile huzurun hakim olduğu günleri iple çekerken, gerekli adımların zaman geçirmeden atılması gerektiğini düşünüyor.
‘Mozaik bir ülke’
Van Barosu Başkanı Murat Timur, şiddetin ortadan kalkması için somut bazı tespitleri ortaya koymak gerektiğini belirterek, “Bu ülke farklı milletlerin, farklı kültülerin, mezheplerin ve dini inançların olduğu mozaik bir ülke. Önce bunun tespitini yapmak gerekiyor. Cumhuriyet döneminde bazı sorunlarımızla yüzleşmediğimiz için, bazı sorunları oturup kendimiz konuşmadığımız için 100 yıldan fazladır tekrar eden bir sorun söz konusu” diyor.
Sorunları sürekli tekrar ettiğimiz için enerjimizi ülke olarak bambaşka bir yerde harcadığımızı düşünen Timur, “Halbuki Türkiye’nin coğrafi yapsına bakıldığında bu ülke dünyada oldukça farklı bir ülke. Temel mesele konuşmak. Sorunu ortaya koymak gerekiyor. Bu ülke farklı kültürlerin olduğu bir mozaik bir ülke ve siz bunları olduğu gibi korumalısınız. Böyle yapmazsanız bu farklılıkları bir arada tutmanız mümkün değil. Hukuki anlamda bunun çözüm tanımlaması ne derseniz, herkesin anayasada tanımlandığı bir biçimde eşit yurttaşlıktır” ifadelerini kullanıyor.
Sorumluluk sahibi olanlar olarak tüm vicdanlara çağrı yaptıklarını kaydeden Timur, “Kaldığımız yerden devam etmek gerekiyor. Bu topluma bunları kimsenin yaşatmaya hakkı yok. Toplumun barışa susamışlığı var. Herkes artık şiddetin bitmesi için küçük bir kıvılcım bekliyor. Bu kıvılcım ortaya çıksa herkes etrafında birleşir” diye konuştu.
‘Şiddetle kazanılmaz’
18 yaşındaki Samet Yılmaz ise geleceğe umutsuz bakan Vanlı bir genç. Lise eğitimini ekonomik sorunlar nedeniyle yarıda bırakmak zorunda kalan Yılmaz, Van’da pek çok yaşıtının çatışma ortamından uzak kalmak için büyük şehirlere göç ettiğini belirterek, “Ölüm ve şiddeti istemiyoruz. Yıllardır bu bölgede ölümler yaşanıyor. Terörle ve şiddetle kimse bir şey kazanamaz. Aileler çocuklarına sahip çıkmalı” diyor.
Diyalog beklentisi
Uzun yıllar bölgede gazetecilik yapan Naif Yaşar ise PKK’nın hendek politikasının bölge halkı arasında bir kırılma yarattığını belirterek, “Yüksekova’da geçen yıl sokağa çıkma yasağı uygulanmadan bir gün önce taziye nedeniyle oradaydım. Yüzü puşili gençler orada hendek ve barikatlar kurmuşlardı. Onlarla konuştum. ‘Yüksekova bereketli bir ovadır, hendekler bölge halkına zarar verir’ dedim. Bu strateji büyük kırılmalara yol açar. Devletin buraya müdahale edeceğini söyledim. Şırnak, Cizre, Nusaybin, Hakkari olmak üzere hep çağrılar yapıldı. Bir türlü ikna edilemedi. Van’ın sokakları hayata tutunmaya çalışan insanlarla dolu. Şu anda halkın tek beklentisi diyalog” ifadelerini kullandı.
‘Çözüm eğitimde’
Van’da yaşayan Fatma Erdoğan ise bölgede araştırmacılık yapıyor. Van ve çevresindeki illerde yaşayan kanaat önderleriyle ilgili bir araştırma yapan Erdoğan, bölgede kanaat önderliğinin etkinliklerini ekarte etmek için çıktığını belirterek, “Burada insanlar için dil çok önemli. Dil sizin nasıl düşündüğünüzü şekillendiriyor. Ciddi bir güven sıkıntısı var. Çözümün tamamiyle eğitimle olacağını düşünüyorum. Eğitimli insanların tamamı şiddetin bir şeyleri değiştiremeyeceğini biliyor. Birbirine güven duyulması lazım” diye konuştu.
‘Bir an önce huzur’
Bir diğer Van sakini İbrahim Çelik ise, barışın gelmesi için acilen harekete geçilmesi gerektiğini belirterek, “Bu işin tek çözümü diyalog. Şiddet bir an önce geride bırakılmalı. Barış dili hakim kılınmalı. Bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Her tarafta ölüm, patlama, suikast... Kimse can güvenliğinden emin değil” ifadelerini kullandı. Tüm tarafların huzur için harekete geçmesi gerektiğini belirten Çelik, “Halkın tek beklentisi var. O da huzur. Bir an önce huzur ortamı oluşturulsun” dedi.
YARIN: AĞRILILARDAN TERÖRE LANET