GündemBaşbakan Erdoğan'ın ulusa sesleniş konuşması tam metni...

Başbakan Erdoğan'ın ulusa sesleniş konuşması tam metni...

31.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Başbakan Erdoğan'ın ulusa sesleniş konuşması tam metni...

Başbakan Erdoğanın ulusa sesleniş konuşması tam metni...

00:00


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar Türk milletinin sırtından geçinen ''asalakları'', bankaları ve Hazine'yi soyup soğana çeviren ''hortumcuları'' birer birer ortaya çıkaracaklarını ifade ederek, ''Çıkardıkları bütün gürültülere rağmen bu menfaat çetelerinin ekonomimizin kanını emmesine izin vermeyeceğiz. Bunların hepsinden teker teker hesap soracağız'' dedi.
Erdoğan, ''Diyebilirsiniz ki 'niçin bir tane?' Hayır bir tane değil, biliniz ki bunlar bir takvim içerisinde yürüyor ve yürüyecektir. Milletten çaldıklarını da son kuruşuna kadar geri alacağız'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bu akşam ''Ulusa Sesleniş'' konuşması yaptı.
''Ülkemin aydınlık yüzlü, yüce gönüllü insanları'' diyen Erdoğan, mübarek Ramazan gecesinde evlere misafir olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek sözlerine başlamak istediğini kaydetti.
Türk milletinin, bundan bir yıl önce, 3 Kasım 2002 günü seçim sandıklarına giderek, Türkiye'nin makus talihini değiştirecek milli iradeyi net biçimde ortaya koyduğunu anlatan Erdoğan, ''Sizlerin bu dirayetli kararınız; dinamikleri köreltilmiş, enerjisi boşa harcanmış, çare yerine problem üreten politikalarla hasta hale getirilmiş bir ülkeyi yeniden sağlığına kavuşturacak, yeniden ayağa kaldıracak karar olmuştur'' dedi.
Başbakan Erdoğan, kendisi ve arkadaşlarının, omuzlarına yüklemiş oldukları bu ağır sorumluluğu bir an akıllarından çıkarmadan çalışarak, Türkiye'yi düze çıkaracak hal çarelerinin pek çoğunu hayata geçirmeye, tıkanan siyasetin önünü açmaya, ekonomiyi yeniden nefes alır hale getirmeye muvaffak olduklarını ifade etti.
Türk milletinin bu bir yıl içinde Türkiye'de nelerin değiştiğinin, çocukların kırılan umutlarının nasıl yeniden yeşermeye başladığının ve tünelin ucundaki ışığın nasıl pırıl pırıl parladığının canlı tanıkları olduğunu belirten Erdoğan, yakında hükümetin ilk yılını tamamlayacağını hatırlattı. Erdoğan, geçen bir yıl boyunca Türkiye, Türk milleti ve çocukların geleceği için neler yaptıklarını anlatmak istediğini söyledi.

SİYASETE AÇILAN YENİ UMUT SAYFASI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1994, 1999 ve 2001 yıllarında yaşanan büyük krizler sonrasında ekonominin, savaş dönemlerinde bile görülmeyen ölçüde küçüldüğünü, sosyal dengelerin aşırı şekilde bozulduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
''3 Kasım öncesini şöyle bir hatırlayınız. Birbiriyle uyum sağlayamamış koalisyonlar elinde Türkiye problemlerine çare üretemez hale gelmişti. Ekonomimiz çatırdıyor, devletin memuruna maaş verebilmek için para basmak zorunda kaldığı dilden dile anlatılıyordu. Türkiye'nin kredi notu düşmüş, ekonomimizin yabancı kaynak bulacak itibarı kalmamıştı. Siyasetçilerimiz çözüm üretmek yerine kısır çekişmelerle zaman ve enerji harcıyorlardı.
En acısı da gazetelerde gençlerimizin kendi ülkelerinde bir gelecek ışığı göremediklerini ve bir an önce Türkiye'den kaçmak istediklerini ifade ettikleri yazı dizileri yayınlanıyordu. En temel tartışma konumuz, ülkemizin Arjantin gibi olup olmayacağıydı. Ancak sizler, geleneksel sağduyunuzla Türkiye'nin bütün sorunlarının temelinde yönetim sorununun yattığını, bütün tıkanmaların siyasetin acziyetinden kaynaklandığını biliyordunuz.
Sonunda 3 Kasım 2002 tarihinde nihayet sandık önünüze geldi ve siz Türkiye'yi iki paraya muhtaç eden vurdumduymaz siyasetçilere gereken dersi verdiniz, siyasete yeni bir umut sayfası açtınız. Türkiye'nin geleceğine yön verecek bu yeni sayfayı yazma görevini de büyük bir teveccüh göstererek benim ve arkadaşlarımın omuzlarına yüklediniz.'' Erdoğan, Türk milletinden aldıkları bu onurlu görevi en iyi şekilde yerine getirebilmek ve Türkiye'yi yarınlara hazırlayacak icraat programlarını hakkıyla uygulayabilmek üzere ilk günden bu yana büyük bir gayret ve heyecanla çalıştıklarını ifade ederek, ''Allah'a şükürler olsun ki iktidarının ilk yılının sonunda bahaneler ve mazeretlerle sizlerden ek süre talep eden bir Başbakan olarak karşınızda değilim'' diye konuştu.

''KENDİMİ RAHAT VE HUZURLU HİSSEDİYORUM''

Başbakan Erdoğan aksine, ilk bir yıl için Türk milletine verdiği sözlerin tamamına yakınını tutmuş, ekonomiyi önemli ölçüde düze çıkarmış, birikmiş idari ve sosyal problemlerin birçoğuna çözümler getirmiş ve en önemlisi çocukların önüne yeniden umudu koyabilmiş bir hükümetin Başbakanı olarak kendisini rahat ve huzurlu hissettiğini söyledi.
''Bu umut veren tablo, sizlere inanıyor, Türkiye'ye güveniyor olmanın bir sonucudur'' diyen Erdoğan, devlet-millet el ele daha nice zorlukları aşarak çok daha güzel tabloları birlikte yaşayacaklarını kaydetti.
Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan işsizliğin önlenmesi için yeni yatırımlara ihtiyaç duyduklarını anlatan Recep Tayyip Erdoğan, bu nedenle yatırımların önündeki bütün engelleri kaldırmak için gereken her şeyi yaptıklarını ve yapacaklarını belirtti.
Aynı amaçla yabancı sermayenin Türkiye'ye yatırım yapmasını da teşvik edeceklerini ve bürokrasiden kaynaklanan bezdirici ve caydırıcı işlemleri bir bir ayıkladıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Yakaladığımız büyüme hedeflerine paralel olarak dış ticaret hacmimiz de günden güne artıyor. 2003 yılı sonunda dış ticaret hacmimiz ilk defa 110 milyar doları aşacaktır. Bu rakam daha önce ulaşılan en yüksek dış ticaret hacminin 26 milyar dolar üzerindedir.
Uyguladığımız ekonomik program ve oluşturduğumuz güven ortamıyla enflasyon 1977 yılından sonraki en düşük seviyesine gerilemiş, bu dönemde Türkiye eksi enflasyonla tanışmıştır. Bu doğrultuda; 2003 yılı sonunda enflasyonun yüzde 20'lik hedefin altında gerçekleşme ihtimali vardır. Ancak biz bu seviyeleri de yeterli görmüyoruz. İnşallah 2004 yılı sonundan itibaren hedefimiz enflasyonu tek haneli rakamlara yani yüzde 10'un altına indirmek olacaktır.
Bütün göstergeler ülkemizin ve ekonomimizin lehinedir. Yakında bu olumlu gelişmenin sağladığı rahatlamayı inşallah aile bütçelerimizde de hissedebileceğiz. Ekonomimizdeki bu olumlu gelişmeleri sürdürmek ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getirmek için bir süre daha mali disiplinden ödün vermeden sıkı bütçe uygulamalarını sürdürmek zorundayız.
Bunun için biz devlet olarak gereken fedakarlığı bütün birimlerimizde göstermenin gayreti içindeyiz. Asla kamu harcamalarında israfa gitmeyeceğiz. Devlet harcamalarında önemli tasarruflar sağlayacak tedbirler aldık, almaya da devam ediyoruz.''

''TEK BİR KURUŞ ZAYİ EDİLMEYECEK''

Başbakan Erdoğan, kamu kaynaklarının doğru ve verimli biçimde kullanılması için azami gayret göstereceklerini ifade ederek, ''Asla endişe etmeyiniz, bundan böyle milletimizin bir tek kuruşu zayi edilmeyecektir'' diye konuştu.
Erdoğan, daha önce devletin umut kestiği vergi alacaklarını, geliştirdikleri vergi barışı projesiyle toplamaya başladıklarını söyledi.
8 katrilyon liralık Hazine alacağının yeniden yapılandırılmak suretiyle tahsil edilmeye başlandığını ve bu yıl itibariyle bu uygulamadan 2,5 katrilyonluk gelir beklediklerini anlatan Erdoğan, vergi yükünün de zaman içinde derece derece makul seviyelere gerileyeceğini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, iş dünyasının taleplerini dikkate alarak mali milat uygulamasını kaldırdıklarını ve kurumlar üzerindeki vergi yükünü yüzde 65'den yüzde 45'e indirdiklerini kaydetti.
Devletin doğrudan ekonomik faaliyetleri büyük oranda özel sektöre bırakıp asli görevine dönmesi durumunda bundan herkesin yararlanacağını dile getiren Erdoğan, ''İşte bu amaçla Hükümet olarak bugüne kadar hazırlanan en kapsamlı özelleştirme programını açıklamış bulunuyoruz ve Allah'ın izniyle bu programı kararlılıkla uyguluyoruz, uygulayacağız'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ekonominin sağlıklı biçimde işlemesi ve istikrara kavuşması için bütün kara deliklerin tıkanması, ''millet hakkına göz dikenlere meydan verilmemesi'' gerektiğini ifade ederek, ''Bugüne kadar milletimizin sırtından geçinen asalakları, bankaları ve Hazine'yi soyup soğana çeviren hortumcuları birer birer ortaya çıkarıyoruz'' dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Çıkardıkları bütün gürültülere rağmen bu menfaat çetelerinin ekonomimizin kanını emmesine izin vermeyeceğiz. Bunların hepsinden teker teker hesap soracağız. Diyebilirsiniz ki 'Niçin bir tane?' Hayır bir tane değil, biliniz ki bunlar bir takvim içerisinde yürüyor ve yürüyecektir. Milletten çaldıklarını da son kuruşuna kadar geri alacağız. Bunun için bankacılık sektörümüzün aksaklıklarını tek tek gideriyoruz. Sağlıklı bankacılık uygulamalarına imkan verecek ve sistemin daha güvenilir bir yapıya kavuşmasını sağlayacak tedbirleri de alıyoruz.
Gerek sizlerin günlük sıkıntılarınızı bir nebze olsun hafifletebilmek için, gerekse sanayi üretimimize olumsuz etkileri nedeniyle enerji maliyetleri konusunun üzerinde hassasiyetle durma gereği hissettik.
Titizlikle sürdüğümüz çalışmalar sonucunda enerji alanında hem bireysel tüketicilerimizin hem de sanayi sektörümüzün yararına iyileştirmeler sağlamış bulunuyoruz. Hükümet olarak göreve geldiğimiz günden bu yana elektriğe zam yapılmamış, üstelik elektrikten alınan TRT payı da düşürülerek fiyat indirimine gidilmiştir. Ayrıca, 2003 yılı içinde mesken abonelerinden alınan 1 milyon liralık güç bedeli ve fazla tüketimden alınan yüksek tarife uygulaması da kaldırılmıştır.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaçak elektrik kullanımından doğan kayıpların önüne geçilmesi için başlatılan yoğun denetim faaliyetleri sonucunda 4 milyonu aşkın abonenin tarandığını, 220 bin civarında kaçak kullanım tespiti yapıldığını ve bugüne kadar 50 trilyon lirayı aşan bir tahsilat yapıldığını kaydetti.
Doğalgaz fiyatlarının kademeli olarak indirildiğini belirten Erdoğan, Kasım 2002-Ekim 2003 ayları arasında uygulanan toplam indirimin, dağıtım kuruluşu fiyatlarında yaklaşık yüzde 15, sanayi fiyatlarında ise yüzde 13 oranında gerçekleştiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, daha önce imzalanan doğalgaz alım anlaşmalarının gözden geçirildiğini ve anlaşmaların iyileştirilmesi için ilgili kişilerle masaya oturulduğunu, görüşmelerin Türkiye lehine sonuçlandırılıncaya kadar da sürdürüleceğini bildirdi.
''Türkiye doğalgaza diğer ülkelerin ödediğinden daha fazla fiyat ödemeyecektir'' diyen Erdoğan, Türk milletine verdikleri her sözün, gösterdikleri her hedefin arkasında olduklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, inşaat sektörünü canlandıracak, fiziki altyapıyı geliştirerek trafik kazalarını azaltacak ve seyahat sürelerini kısaltacak bölünmüş yolların yapımına süratle başladıklarını da anlattı.
Toplam uzunluğu 3607 kilometreye ulaşan 60 adet bölünmüş yol yapımı çalışmasının bütün hızıyla sürdürüldüğünü ve bu rakama ilave olarak, 2003 yılı içinde toplam uzunluğu bin kilometre civarında olan 44 adet bölünmüş yola daha başlandığını, yıl sonuna kadar yaklaşık bin 650 kilometrelik kısmın hizmete açılacağını dile getirdi.
Erdoğan, ''Ne söz verdiysek, bunu yapıyoruz, yapacağız. Duble yollarda da tarih verdik ve bu tarihlere göre de temelini attığımız her duble yol hamdolsun hizmete giriyor'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkın iyi bir yaşam standardına, olgun bir demokrasiye, adaletli bir hukuk sistemine, sağlıklı bir ekonomiye ve dengeli bir sosyal yapıya kavuştuğunuzu görünceye kadar gecelerini gündüzlerine katarak çalışmaya devam edeceklerini belirterek, ''Hiç şüpheniz olmasın ki, bu karanlık gecenin sabahında şafak sökmeye başlamış, fedakarlıklarınızın karşılığını alacağınız günler çok yaklaşmıştır'' dedi.
Erdoğan, orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışı konusunda çalışmaların süreceğini bildirdi.
Erdoğan, konut üretimiyle planlı kentleşmeyi gerçekleştireceklerini ifade etti. Toplu Konut İdaresi'nin çalışmalarında önceliği afet konutlarına verdiğini, ancak artan konut ihtiyacına cevap verebilecek toplu konut projelerinin de ihmal edilmediğini anlatan Erdoğan, Türkiye'nin birçok yerinde ilkelliklerin yattığını kaydetti.
''Özellikle şu Ramazan ayının ilk 2-3 gününde Cumhuriyet Türkiyemizin başkenti Ankara'nın bazı fakir muhitlerini dolaştım. Dolaştığımda o evlerin halini ve orada yaşayan insanımızın gerçekten yürekler yakan yaşamını gördüm'' diyen Erdoğan, artık vatandaşın, ''Ne olur bizi buradan kurtarın'' dediğini söyledi.
Erdoğan, vatandaşın güvendiği, inandığı bir hükümeti karşısında görünce, ''Biz, artık damlara çıkmayacağız. Bizi buradan kurtarın'' dediğini belirterek, şöyle konuştu:
''Ben, Mamak'ta bu hali görünce, Altındağ İlçesi'nde bu hali görünce, artık bize düşen süratle bu dönüşüm projelerini de Ankarasıyla, İstanbuluyla, İzmiriyle, Adanasıyla, Gaziantep ile aklınıza neresi gelirse gelsin Anadolumuzun dört bir yanında bu adımları da süratle atacağız ve devlet millet kaynaşmasıyla atacağız.
İnşallah burada hedeflerimizi koyduk. İlk iki yılın hedefi; bu yıl 20 bin konut -şu anda temeli atılmış ve hızla devam ediyor- önümüzdeki yıl da 100 bin konuttur. Bundan sonrası da yine aynı şekilde planlanarak devam edecektir.''

ULAŞTIRMA ALANINDA ATILIMLAR

Ulaştırma alanında da Türkiye'nin hak ettiği çağdaş çizgiyi yakalama kararlılığı içinde çalışmalarının devam ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Hükümet olarak demiryolları alanında yeni bir atılım yaparak, önemli projeleri hayata geçirme hazırlığı içindeyiz. Öncelikle yük taşımacılığında özel sektör imkanlarını demiryolu sektörüne kazandıracak yasal düzenlemeleri tamamlama yoluna gittik.
Şu anda 7,5 saat sürmekte olan İstanbul-Ankara seferini 3 saat 15 dakikaya indirecek hızlı demiryolu ıslah ve geliştirme çalışmalarını bütün hızıyla sürdürüyoruz. Ankara-Eskişehir arası şu anda başladı. Eskişehir-İstanbul arası en kısa zamanda temeli atılacaktır. En geç 2005 yılı sonunda bu proje tamamlanmış olacaktır.
Ayrıca yıllardır gündemde olan, ancak bir türlü ilk adımı atılamayan İstanbul Boğazı Tüp Geçit Projesi de rüya olmaktan çıkartılacaktır. Prosedür tamamlandıktan sonra, 2004 yılının ilk çeyreğinde hayırlısıyla bu projenin temeli atılacaktır.''

TARIM SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI

Erdoğan, tarım sektöründe ihmaller nedeniyle biriken sorunların çözümü ve çiftçinin önünün açılması için önemli çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Son yıllarda art arda yaşanan afet, kuraklık ve ekonomik kriz nedeniyle ödeme güçlüğü çeken 700 bin çiftinin 1 katrilyon lirayı bulan borçlarının ödeme kolaylığı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırıldığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Seçimlerde ortaya koyduğumuz taahhütlerimize uygun olarak çiftçilerimize 2003 yılı için dekar başına 3 milyon 900 bin lira mazot desteği veriyoruz.
Ülkemizde üretim açığı bulunan 2002 yılı ürünü zeytinyağı, kütlü pamuk, yağlık ayçiçeği, soya fasulyesi ve kanola karşılığında 264 trilyon liraya ulaşan bir kaynağı 2003 yılında üreticilerimize destek primi olarak ödüyoruz. Hayvancılık destekleri kapsamında üreticilerimize 170 trilyon lira aktardık, bu alanda bir önceki yıla göre yüzde 135'lik bir destek artışı sağladık.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu kaynaklarından her ay on tarımsal kooperatifin destekleneceği yeni bir proje başlattık.
'1000 Köye 1000 Tarım Gönüllüsü' projesiyle atıl durumdaki ziraat mühendislerimizin ve veteriner hekimlerimizin, üretici ile yan yana çalışmasına, tarımsal üretim konusunda üreticimizi yönlendirmesine imkan sağladık.''

ORMAN VASFINI KAYBETMİŞ ARAZİLER

Anayasa'nın 170. maddesinde değişiklik yapılarak iki kez Meclis Genel Kurul'undan geçmiş olan 2-B olarak bilinen orman niteliğini kaybetmiş yerlerin satışına dair Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanlığı'nca yeniden görüşülmek üzere Meclis'e gönderildiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu konuda çalışmalarımız sürecektir. Ya yanlış anlattık ya da yanlış anlaşıldık. Ama biz bu konuda çok samimiydik ve bu samimiyetimizi koruyoruz. Niçin? Çünkü tamamiyle işgal altında orman vasfı kaybolmuş, üzerinde yapılaşmaların olduğu bu araziler şu anda orman değil. Orman olmayan bu arazilerin üzerinde yapılanmayı yapmış olanlara satışı yapılmak suretiyle bunu ülke ekonomisine kazandırma kararlılığı, amacı, gayreti içinde olan hükümetimiz burada maalesef yanlış anlaşılmış ve bazı mahfiller de bunu yanlış anlatmaya devam etmiştir. Biz asla ormanlarımızdan bir ağaç söktürtmeyiz, bir ağaç yaktırtmayız ve bunu da değerlerimizin bize yüklediği bir mesuliyet olarak biliriz. Böyle bir kültürden geliyoruz. Onun için de bu konuyla ilgili bir toplumsal konsensüsü sağlamak suretiyle bu işi de başarma gayreti içerisindeyiz.''

SOSYAL YARDIMLAR

Erdoğan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ile Tarım Bakanlığı arasında bir protokol imzalanarak 10 aylık süre içerisinde 10 bin çiftçinin süt inekçiliği ve koyunculuk yapmasına destek sağlayacak bir projenin hayata geçirileceğini söyledi.
Erdoğan, 65 yaşını doldurmuş muhtaç güçsüz ve kimsesiz Türk vatandaşlarının aylık ödeme miktarlarının iki kat yükseltilerek gelirlerinde artış sağlandığını, bu düzenlemeden yaklaşık bir milyon yoksul vatandaşın yararlandığını kaydetti.
SSK ve Bağ-Kur'dan aylık alan vatandaşlara 75-100 milyon TL sosyal destek ödemesi yapıldığını, ayrıca yaşlılık ve sakatlık aylığı alan vatandaşların aylıklarının da yüzde 100 oranında artırıldığını anımsatan Erdoğan, ''1,5 milyon yoksul ailemizin kışı sıcak geçirmesine imkan sağlamak üzere 800 bin ton kömür dağıtma çalışmalarımız da sürmektedir. Yarınların Türkiyesini tesis edecek olan çocuklarımızın eğitimlerine büyük önem veriyoruz. Ülkemizdeki eğitim kalitesinin yükseltilmesi için pek çok hazırlığımız var, bunları zaman içinde sizlerle paylaşacağız'' diye konuştu.

EĞİTİM VE SAĞLIK ALANINDAKİ ATILIMLAR

Erdoğan, 2003-2004 öğretim yılında yaklaşık 10 milyon ilköğretim öğrencisine ders kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını ifade etti.
Erdoğan, ''Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası'' çerçevesinde özel sektörün eğitime katkısını artırmak ve yatırım yapmasını sağlamak amacıyla yeni yasal düzenlemeler yapıldığını belirterek, okul ya da hastane yaptırılması, ayni yardımda bulunulması durumunda, bunların yüzde 100'ünün gider sayılacağını söyledi.
Erdoğan, 40 bin okula internet erişimi sağlama konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Telekom'un ortak çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, hükümet olarak sağlıkla ilgili ihtiyaçların ertelenemez ve vazgeçilemezliğinin bilincinde olduklarını belirterek, ''Bu gerçekten yola çıkarak Sağlık Bakanlığımız çok boyutlu bir program hazırladı. 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' adını verdiğimiz bu program, hükümetimizin insan öncelikli hizmet anlayışının da somut bir göstergesi olacaktır. Yine sağlık konusunda bir başka büyük atılım gerçekleştirilerek, sağlık sistemimiz içinde yer alan bütün sağlık ocağı, dispanser ve hastaneler, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na tabi hastalarımızın ortak kullanımına açılmıştır'' şeklinde konuştu.

GECE GÜNDÜZ ÇALIŞMA SÖZÜ

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sizlerin fazlasıyla hak ettiğiniz bir yaşama standardına, olgun bir demokrasiye, adaletli bir hukuk sistemine, sağlıklı bir ekonomiye, dengeli bir sosyal yapıya kavuştuğunuzu görünceye kadar biz gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz.
Hiç şüpheniz olmasın ki, bu karanlık gecenin sabahında şafak sökmeye başlamış, fedakarlıklarınızın karşılığını alacağınız günler çok yaklaşmıştır.
Bakınız; yıllar öncesine dayalı, 10-15 yıl önce temeli atılmış ama durmuş olan inşaatlarımızı öncelikler sırasına aldık ve hemen yüklenerek bunları yıl sonuna kadar bitirme kararı verdik.
Bunlardan bir bölümü de barajlar ve göletlerdi. Bu yıl sonuna kadar 55 barajın açılışını yapıyoruz. Bunlardan 50 tanesini bitirdik. Kalan 5 tanesinin de açılışını inşallah önümüzdeki günlerde, haftalarda yapacağız. Bu nasıl bir irade ortaya koyduğumuzun en açık ifadesidir ve bu açılışları bizlerle yaşayanlar sözümüzün arkasında nasıl durduğumuzu onlar vilayetlerinde de çok açık gördüler.''

''DAHA SONRAKİ MİSAFİRLİKLERDE...''

Erdoğan, Türkiye'nin gücünün her geçen gün arttığını, bunun bütün dünyada hissedildiğini söyledi. ''Büyük bir ülke ve büyük bir milletiz. Hangi engellerle ve güçlüklerle karşılaştığımızı, bu zorlukları nasıl aştığımızı zaten biliyorsunuz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Gördüğünüz gibi kamudaki yapısal dönüşüm faaliyetlerimize, dış politikadaki gelişmelere, bakanlıklarımızın kendi bünyelerinde hazırlayıp hayata geçirmeye hazırlandığı pek çok önemli projeyi aktarmaya vaktimiz yetmedi.
Sizlerle birlikte Türkiye'nin geleceğine doğru uzun bir yolculuğa çıktığımıza göre, Allah'ın izniyle daha pek çok kez sohbet etme fırsatı bulacağız. İnşallah içinizi serinletecek bütün bu gelişmeleri de her geçen gün birbirine ekleyeceğimiz müjdelerle birlikte daha sonraki misafirliklerimde anlatma imkanı bulacağım.
Millet olma bilincimizi bir kez daha ışıtan Cumhuriyet Bayramımızı hep birlikte yaşadık. Bu hafta içerisinde yaşamaya devam ediyoruz. Her yıl biraz daha gelişmiş ve kalkınmış bir ülke olarak nice bayramlara da ermenizi diliyorum.
Bu vesileyle içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayının da milletimize ve İslam alemine hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Günleriniz bereketli, geceleriniz aydınlık olsun.''