23.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz - Madencilik denilince, toplumun büyük bir kesimi bu mesleği sadece erkeklerin yapabileceğine inansa da bu algı her geçen gün yıkılıyor. TÜPRAG Metal Madencilik de, bu algının yıkılması için önemli adımlar atıyor. Tüm lokasyonlardaki kadın çalışan sayısında 2020 yılından bu yana yüzde 41.5 oranında artış gerçekleştiren TÜPRAG, yüzde 7.2 düzeyindeki kadın çalışan oranına sahip. TÜPRAG bu anlamda kadın istihdam oranıyla madencilik sektöründe de öncü. Erkek egemen sektörlerden biri olan madencilik alanında istihdam ettiği kadın çalışanlarla fırsat eşitliğini benimseyen TÜPRAG, alışılagelmişin aksine iş gücü çeşitliliğinin bir parçası olan kadın emeğini madencilik kültürünün önemli bir parçası haline getiriyor.
Madencilik faaliyetlerinin “cinsiyetten bağımsız” gerçekleştirilebileceğine dair farkındalık yaratılması açısından önemli bir örnek oluşturan TÜPRAG’da, Türkiye’nin ilk kadın yeraltı vardiya amiri, ilk ve tek kadın kaya kamyonu operatörü ile jeoloji ve maden mühendisleri bulunuyor. TÜPRAG’da çalışan ve kendi alanlarında ilk ve tek olan kadınlar ile konuştuk.
İlk kadın amir
Gülsüm Demir (34), 2017 yılında bu yana Türkiye,’nin ilk kadın vardiya amiri olarak 11 yılı aşkın süredir sektörde yer alıyor. Demir, “Kurumda sekreter olarak çalışırken mühendis olmaya karar verdim. Lisansımı ikinci öğretim olarak tamamladım, bu beş yıllık eğitim sürecinde aynı zamanda kurumdaki işime de devam edebildim. Bu anlamda kurumum fedakârlık gösterip gerek mesai saatlerinde gerekse ulaşım konularında desteklerini esirgemedi, bu sayede madencilik sektöründe kadın olarak ilklere imza atma fırsatım oldu.
İş dünyasındaki cinsiyetçi yaklaşımların geçmişte kaldı. Günümüzde kadınlar her sektörde disiplinli ve özveri çalışma anlayışıyla artı değer yaratıyor. Ataerkil bir toplumda erkek egemen bir iş kolunda görev yapıyoruz. Kadınların her sektörde daha disiplinli ve özverili çalıştığı kanaatindeyim. Ülkemizde cinsiyete göre meslek yok kadınlar her alanda olmalı.
Kadınlara fırsat verildiğinde çevresini ve işini başarılı bir şekilde organize ettiğini görmekteyiz. Ülkemizde madencilik alanında bir bilgi kirliliği var, madencilik kültürü olmadığından bir bilinç de yok maalesef. Burası sektöre yönelik algıların kırılması konusunda önemli bir misyon üstlendi, bizler de ilkler olarak çeşitli zorluklar yaşasak da bizden sonra gelen hemcinslerimiz için yol açtık. Sadece madencilik alanında değil tüm sektörlerde kadın popülasyonunu artırmamız gerekiyor, ülkemizin en çok buna ihtiyacı var” dedi.
‘Ne işin var dediler’
Türkiye’deki ilk yeraltı amirlerinden biri de Ayşegül Çoban Beşir (38). Beşir, “İnsanı, bilgi ve birikimi önceleyen bir kurum bünyesinde erkek ya da kadın olmanın farkı yok. Kurumumuzun çalışanlarını kadın ya da erkek olarak değil de işinde yetkin mühendisler olarak değerlendirmesi ve gelişime her zaman açık olması bize kariyer anlamında daha özgür bir çalışma alanı sağladı. Ancak kadın madenciler olarak sosyal çevre baskısıyla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Mesleğime ilişkin tepki ve karşıt bakış açıları genelde aile ve sosyal çevrelerden geliyor. ‘Kadın başına ne işin var yerin metrelerce altında’ söylemleri pek çok kadın meslektaşımın karşılaştığı durum. Bu tepkilere cevabım, ‘Bir maden mühendisi olarak yerin altı ya da üstü fark etmeksizin ülkemin yeraltı zenginliklerini yine bu ülkenin hizmetine sunmak zorundayım. Çünkü bunun için eğitim aldım’. Dünyada kadın madenciler sektörün yüzde 17’sini oluşturuyor, ülkemizde ise bu oran çok daha düşük seviyede” diye konuştu.
‘Şef böyle zor olmuyor mu?
Jeoloji vardiya amiri olarak TÜPRAG’da 5 yıldır çalışan Leyla Kılıç (30), şunları söyledi: “İlk dönemler operatör arkadaşlarımız erkek mühendislerle konuşurken daha rahatken benimle konuşurken görece hitap etme konusunda bile güçlük çekiyordu. ‘Şef’ deyip dememe konusunda bile duraksadıklarını fark ediyordum. Birine soru sorduğumda cevabı bana vermek yerine yanımdaki erkek meslektaşıma veriyorlardı. Yapılan veya yapılacak bir iş hakkında görüşürken ortamda başka erkek mühendis varsa benim yerime onunla muhatap olduklarını gözlemliyordum. Sektördeki iş veren firmalar da personel alımı yaparken maalesef doğrudan belirtmese bile dolaylı olarak kadınları eleyerek sistemin dışında tutuyordu. Kurumdaki ikinci yılımda bir ekip arkadaşımız ‘Şef böyle zor olmuyor mu?’ diye sordu. Nasıl yani dediğimde, ‘Böyle kadın başına hem yeraltı hem vardiyalı çalışmak zor değil mi? dedi. Bu soruyu yakın çevrem dahil çok kişi soruyor. Kadın erkek ayrımı yapılmaksızın istenildiğinde her işin üstesinden gelinir. Sadece madencilik gibi erkek egemen sektörlerde değil, birçok sektörde kadın çalışan ya da erkek çalışan diye ayrışmadığımız, iş ilanlarında erkek-kadın ayrımını görmediğimiz, kadınlar olarak ‘Biz de buradayız’ sloganlarına ihtiyaç duymadığımız, kadın çalışan sıfatıyla değil mesleğimizle ve yaptığımız işlerle anıldığımız ve tüm bunların normalleştiği günlere yaklaştığımızı umut ediyorum.”
‘İş dünyasında eşitlikten yanayım’
Araştırma jeolojisi departmanında görevli tek kadın jeolog olan Manolya Kurbaseviç (24) şunları aktardı: “Madencilik sektöründe genel olarak kadın sayısı az ancak kurumumuzun kadın popülasyonun arttırılması yönelik politikaları ile burada gerçekten cinsiyetten güçlü kadın istihdamı yaratılıyor. Bu nedenle şanslıyız diyebilirim. İş dünyasında eşitlikten yana politikaları olmalı. İş dünyasında eşitlikten yanayım. Yaptığımız iş konusunda fikir sahibi olmayanlar çeşitli ön yargılarla tepki gösterebiliyorlar. Oysa, yaşamın ya da hayatta olmanın bir cinsiyeti yok, herkes her işi layığıyla yapabilir. Hem kim demiş madencilik erkek işi, bu algı yıkılacak.”