28.04.2023 - 19:18 | Son Güncellenme:
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
Sudan'da her kesimin saygı duyduğu bir ülkeyiz. Her iki komutanda geçmişte ülkemize ziyarette bulundular. Orada büyükelçiliği önünde eylem yapılmayan tek ülkeyiz. Çünkü herkes biliyor ki Türkiye her iki tarafada adil bir şekilde yaklaşıyor.
Biz 1834 kişiyiz tahliye etmişiz. Bunların 1457'sini Etiyopya üzerinden tahliye ettik. Mısır üzerinden 48 teknisyenimizi getirdik. Suudi Arabistan üzerinden 59 vatandaşımızı getirdik. Dönmek isteyen her bir vatandaşımız ile irtibat kuruyoruz.
'TÜRKİYE BİR MARKA OLDU'
Türkiye iki konuda marka oldu. Bir arabuluculuk iki tahliye konusunda Türkiye bir marka oldu, uzmanlaştı. Covid zamanında 100 bin vatandaşımızı tahliye ettik. Afganistan'da herkes büyükelçilerini kapattı, kaçtı. Biz büyükelçilerimizi açık tutup, yüzlerce insanı tahliye ettik. Ukrayna savaşı başladıktan sonra da yine bir çok ülke konsolosluklarını kapattı, biz Odessa konsoloğumuzu açık tutup yine tahliyemizi gerçekleştirdik.
MSB'den yapılan açıklamada, “Çatışmaların devam ettiği Sudan’dan vatandaşlarımızın tahliyesine devam ediyoruz. Hava Kuvvetlerimize ait A400M tipi ağır nakliye uçağımız ile 101 vatandaşımız daha emniyetle ülkemize ulaştırıldı. Böylece tahliye operasyonunun Port Sudan bölümü tamamlanmış oldu” ifadelerine yer verildi.
SURİYE MESELESİ
Biz oradaki askeri kontrolü bıraksak ne olur? Terör bizim topraklarımıza kayar. Bu durum sürekli ordan Türkiye'ye terör saldırılarına maruz kalmak demektir. Biz çekildiğimiz zaman kan gövdeyi götürür. Mehmetçik orada olmasa PKK/YPG büyük bir göç dalgası başlatır.
Muhalefet sorumsuzca konuştuğu için bu gerçekçi değil. Buralarda tam hakimiyeti sağlamak lazım. Bizim Suriye toprak bütünlüğüne saygımız elbette var. Keşke Irak'ta PKK'yı terör örgütü listesine eklese de beraber çaba sarf etsek. Teröre karşı birlik olmalıyız.
Türkiye'nin tarafsızlık politikaları herkesin imrendiği bir nokta. Türkiye'nin çıkarına adımlar atılıyor. Tahıl sevkiyatı konusunda ödemeler için Türk bankasının ara buluculuk yapması gündemde. BM ile de temas halindeyiz.
"YURT DIŞINDA SEÇİME KATILIM HER SEÇİMDE ARTIYOR"
Sandıklara gidilmesi için çağrı yaptık. Ülkenin yönetilmesinde söz sahibi olunmalı, her seçimde katılım artıyor. Her partinin sandık başında müşahitleri var güvenlik konusunda bir sorun yok. Yurt dışında seçime katılım oranı her seçimde daha da artıyor. Fakat Almanya'nın izin vermemesine çok şaşırdık. Geçmişte böyle bir sorun yaşanmamıştı. Almanya'dan beklentimiz kararını gözden geçirmesi. Bu vatandaşlarımızı bir misyonlarımızın olduğu yere gitmek için neden zorlayalım. Vatandaşlarımızın çok büyük bir memnuniyeti var. Güvenliğin de sağlandığına göre Almanya'nın da izin vermesi gerekiyor.
Muhalefet her yerde, her platformda Türkiye'yi şikayet ediyor. Gerçek dışı ithamlarla suçluyorlar. Türkiye'nin imajı diye bir şey düşünen yok. Yaptırımlara katılmanın bir faydası yok. Aferin Türkiye diyecekler diye neden bir tarafa sırtımı döneyim. 60 sene AB kapısında bekledik de ne oldu? Üye mi yapıyorlar? Tarafsızlığımızı kaybedersek avantajlarımızı da kaybederiz.