12.05.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Görkem Evci - Haber Merkezi
İstanbul’un fethinin 566. yılında Ulubatlı Hasan’la ilgili tartışmaları yeniden başlatacak bilgiler ortaya çıktı. Tarih araştırmacısı Hakan Yılmaz, Toplumsal Tarih dergisinin mayıs sayısında yayımlanan makalesinde Ulubatlı Hasan ile ilgili ilk rivayetin fethe bizzat tanık olan Bizanslı tarihçi Yorgios Sfrancis’in yazdığı kronikte (olayların tarih sırasına göre yazılmasıyla oluşan tarih metni) yer aldığını belirtiyor.
‘Taş isabet etti’
Sfrancis, kronikte Lopadion’lu (Ulubat) olduğunu söylediği Hasan isimli yeniçerinin, surun tepesine çıktığını belirterek, Bizans ve Osmanlı askerleri arasında bu noktada yaşanan çatışmayı anlatıyor. Hasan’la birlikte surlara çıkan 18 kişinin aşağıya atıldığını fakat Hasan’ın direndiğini belirten Sfrancis, o anları şöyle anlatıyor:
“Bu çatışma sırasında Hasan’a bir taş isabet etti ve onu yere yıktı. Kendisini yere yıkılmış görünce, bizimkiler de üstüne her taraftan taş fırlatmaya başladılar. O ise dizleri üstüne kalkmış kendisini savunmaya çalışıyordu ancak almış olduğu pek çok darbeden dolayı sağ kolu işlemez oldu ve oklarla kaplandı, nihayet beraberindeki pek çok kişi ile birlikte öldü.”
Yılmaz, aynı döneme ait farklı kaynaklarda (Bizans, Latin ve Osmanlı kaynakları) bu olayın benzer ifadelerle anlatıldığına da dikkat çekiyor.
Mezarı bilinmeyen Ulubatlı Hasan’ın, Silivrikapı’daki “Alemdar Elekli Dede”nin kabrinde gömülü olduğu iddia edilmişti. Yılmaz, bu iddianın doğru olmadığını belirterek Fatih ilçesinin Horhor semti yakınlarında Kırma Tulumba Sokağı ile Girdap Sokağı’nın birleştiği noktada bulunan kabrin, Ulubatlı Hasan’a ait olduğunu kaydediyor.
“Alemdâr Baba Hasan Ağa” ya da “Baba Hasan-ı Alemi”nin mezarı olarak bilinen mezarın şimdilerde kayıp olan ancak fotoğrafı bulunan bir kitabesi de var. Hakan Yılmaz’a göre kitabe burada yatan kişinin Ulubatlı Hasan olduğunu kanıtlıyor. Manzum kitabede Hasan’ın “düşmana ateş saçan kılıcı” ile surların üzerine çıkarak Fatih Sultan Mehmet’in sancağını burcun üstünde dalgalandırdığı ve sonra şehit olduğu belirtiliyor. Sfrancis’in anlatımına benzer ifadelerin bulunduğu kitabede Hasan’ın “sekiz burç arasına” ilk sancağı diken kişi olduğu yazıyor.
Kayıtlara göre bu mezarın yakınında, Alemdar Hasan adına yaptırılan bir de mescit bulunuyordu. Yılmaz, 1956 yılında yıkılan mescidin vakfiyesindeki (vakfedilen bir malın ne şekilde yönetileceğini gösteren senet) bilgiler ile başka vakıf kayıtlarında ismi bulunan ve Ulubat Gölü yakınlarında bir köyden olduğu bilinen Baba Hasan Ağa’ya ilişkin bilgilerin örtüştüğünü, bunların aynı kişi olduğunu belirtiyor. Böylece söz konusu mezarda gömülü olan Baba Hasan’nın memleketinin Ulubat olduğu anlaşılıyor.
Ulubatlı Hasan’ın surlara çıkışını Sfrancis’e benzer şekilde anlatan kayıp kitabe.
“Perihan Abla” dizisindeki sempatik “Şakir” karakteri ve “Süper Baba”da izleyiciyle buluşan “Fiko” rolüyle hafızalara kazınan Şevket Altuğ'un 54 yıllık eşi bakın kim çıktı...