08.12.2015 - 20:44 | Son Güncellenme:
DHA
Anayasa Mahkemesi konuyla ilgili olarak şu ifadelere yer verildi: ’Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 11 Kasım 2015 tarihinde Medya Gündem Dijital Gündem Yayıncılık Ticaret A.Ş. bireysel başvurusunda Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde koruma altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi. 6 Aralık 2012 tarihinde borsagündem.com alan adı ile yayın yapan internet sitesinde yayınlanan bir haberde hisseleri borsaya kote edilmiş olan bir şirket ile aracılık hizmetleri yürüten başka bir şirketin ilişkileri ele alınmıştır. Söz konusu şirket ve şirketin yönetim kurulu başkanının başvurusu üzerine 13 Şubat 2012 tarihli kararla haberin yayından kaldırılmasına karar verilmiştir.’
BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ SAYILDI
Mahkeme, söz konusu haberi basın ve ifade özgürlüğü ihlali sayıp, değerlendirmesini de şöyle yaptı: ’Anayasa Mahkemesi, demokratik toplum düzeninin gerekleri açısından konunun değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, derece mahkemelerinin gerekçeli kararının ifade ve basın özgürlüklerine yönelik müdahaleyi haklı kılacak ’konuyla ilgili ve yeterli gerekçeler’ içermesi ve sınırlama amacı ile aracı arasında makul bir dengenin bulunması bakımından, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin yeterli olmadığı yönündeki şik?yetlerin kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir. İnternet haberciliğinin, basının temel işlevi olan ’gözetleyici’ görevini yerine getirdiği sürece basın özgürlüğü kapsamında kabul edilebileceği değerlendirmesini yapan Anayasa Mahkemesi, başvuruya konu haberin bu işlevi yerine getirdiğini, bu nedenle başvurucunun yayımladığı habere erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturduğunu vurgulamış, söz konusu yazıda şirket hisselerinin fiyatlarındaki azalmaların şüpheli bulunduğunun ifade edilmesinin keyfi kişisel saldırı oluşturacak kaba hakaret olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararında, erişimin engellenmesi talebinde bulunan şirket ve yönetim kurulu başkanından hangisinin kişilik haklarına müdahalede bulunulduğu ve hangi iddia veya yorum nedeniyle içeriğin yayından çıkarılması kararının verildiği hususlarına açıklık getirilmediğini değerlendiren Anayasa Mahkemesi, müdahaleyi haklı kılacak ’konuyla ilgili ve yeterli gerekçe’ bulunmadığı sonucuna varmıştır.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi, herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın kamuoyunu yakından ilgilendiren görüşlerin yayılması olanağının ortadan kaldırılmasının ’sansür’ anlamına geldiğini, başvuruya konu yazının toplumu yakından ilgilendiren ve kamu yararı bulunan ticari ifadeler içerdiğini vurgulamış ve yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı kanaatine varmıştır. Sonuç olarak Anayasa’nın 26. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile Anayasa’nın 28. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmiştir.’