11.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
MERT İNAN / İSTANBUL
Ayasofya’nın statüsüne yönelik arşivlerdeki belgeler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Ayasofya’nın müze yapılması kararındaki asıl aktörün dönemin Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen olduğuna ilişkin iddialara ışık tutacak belgelere göre; Özmen, 24 Kasım 1934’teki Bakanlar Kurulu Kararı’ndan 3 ay önce, Ayasofya’nın müze yapılması için kurumlara direktifler vermiş.
‘Büyük şifahi emir’
Özmen, 25 Ağustos 1934 tarihinde Başbakanlığa gönderdiği yazıda, “Aldığım büyük şifahi emir üzerine Ayasofya Camii’nin müze haline kavuşması için icap eden tahkikata başlanması hakkında verilen emrin bir suretini bağlı olarak derin hürmetlerimle beraber sunduğumu ve Evkaf Umum Müdürlüğüne (icap eden emrin verilmesini arz ederim efendim” diyor. Ayasofya’nın statüsüne yönelik arşiv belgelerine göre Özmen, 24 Kasım 1934’teki Bakanlar Kurulu Kararı’ndan 3 ay önce, Ayasofya’nın müze yapılması için kurumlara direktifler vermiş. Özmen, 25 Ağustos 1934’te Başbakanlığa gönderdiği yazıda “Aldığım büyük şifahi emir üzerine Ayasofya Camii’nin müze haline kavuşması için icap eden tahkikata başlanması hakkında verilen emrin bir suretini bağlı olarak derin hürmetlerimle beraber sunduğumu ve Evkaf Umum Müdürlüğü’ne icap eden emrin verilmesini arz ederim efendim” ifadelerini kullanmış.
Belgelere göre, aynı gün İstanbul Asar-ı Atika Müzeleri Umum Müdürü Aziz Ogan’ı makamında ziyaret eden Özmen, Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesi için emir aldığını belirterek, Ogan’a çalışmalar için komisyon kurması direktifini vermiş. Ogan başkanlığında oluşturulan ve aralarında Tahsin Öz, Efdalettin Tekiner, Prof. Osman Ferid, Alman Prof. Erkhard Ungar gibi önemli isimlerin yer aldığı heyet ise 27 Ağustos 1934 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’na sunduğu raporda, Ayasofya’nın etrafındaki ana bina haricindeki tüm eserlerin ortadan kaldırılması ve Ayasofya’nın müze olarak hazırlanması gerektiğine dikkat çekiliyor. Raporda, müze için ‘açık hava’ ibaresi yer alırken, “Binaya bitişik olan valiliğin emrindeki harap mektep binasının camiye bitişik kısmı yıkılmalı, geri kalanı onarılmalıdır. Avlu düzenlendikten sonra buraya bir açık hava müzesi yapılmalıdır” deniliyor.
‘Atatürk kızdı’
Gazeteci Ziyad Ebuzziya anılarında, müze konusunda görüştüğü Özmen’in ‘Ayasofya camidir, aynı zamanda da müze olacaktır’ dediğini belirtimiş ve “Buna rağmen endişeliydim. Kendisi Atatürk’ün yakını değildi. O sırada dahiliye vekili olan Şükrü Kaya Bey ise, Atatürk’ün yakınıydı. Aynı suali sordum. Şükrü Kaya Bey de ‘Kesinlikle söz konusu değil’ dedi ve ilave etti: ‘İbadet bölümünü Bizans müzesi yapmak fikrine Atatürk fena halde kızdı’ dedi” ifadesini kullanmıştı.
‘Anı defteri bulunursa gerçekler ortaya çıkar’
Ünlü tarihçilerden Prof. Dr. Semavi Eyice de, ölümünden önce yaptığımız görüşmede Ayasofya’nın müze yapılmasındaki baş aktörün Atatürk değil, dönemin Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen olduğunu iddia etmişti. Özmen’in Ayasofya’nın anı defterine yazdıklarını müzenin ilk müdürü Muzaffer Ramazanoğlu döneminde okuduğunu dile getiren Eyice, “Anı defterinin ilk sayfasında Özmen’in el yazısıyla kaleme aldığı ‘ilk direktifi verdim’ cümlesi de yaralıyordu.
Defter sonra ortadan kayboldu. Ramazanoğlu’ndan sonra göreve yapan müdürlere defterin akıbetini sorduğumda bilmediklerini söylediler. O defter ortaya çıkartılırsa, gerçekler de açığa çıkar” demişti. Eyice, şunları kaydetmişti: “Özmen, yazısında Ayasofya’nın mozaiklerini tamir görevini üstlenen ABD’li Thomas Wittemore’un, 1934’de Atatürk’e müze konusunu önerdiğini kaleme alıyor. Yazının devamında, Mustafa Kemal’in, bir akşam sofrasında misafirlerine Ayasofya’yı sekülerize edip müzeye dönüştürme fikrini sorduğu anlatılıyor. Özmen, ‘ertesi gün ilk direktifi verdim’ diye bir not düşmüş. Ancak Atatürk’ün talimat verdiği yönünde hiç bir bilgi yok.”