07.08.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara
Paksüt, hakkındaki ceza ve yaşanılanlar konusunda Milliyet’e şunları anlattı: “Benim durumum, kapatma davasıyla nasıl ilişkilendirilir? O zaman Anayasa Mahkemesi üyelerinin yargılanması lazım. O zaman bir kişi dışında kalan 10 üyenin yargılanması gerekir. Anayasa Mahkemesi üyeleri bu kadar zayıf insanlar mı ki bir kişi etkileyecek. En kötü şey ne hayatta? Yapmadığınız bir şeyden suçlanmak. Yanlış anlaşılmak ve benim gibi çocukken bir sakız bile çalmamış insan için, adalet duygusuyla büyümüş, adalete saygılı bir insan için bu çok ağır. Haksızlığa uğradığını düşünüyorum.
‘Usulsüz elde edilen delil’
Ben bir terör örgütünün varlığından haberdar değilim. Beni buna bulaştırmaları sadece bir arkadaşımla yaptığım iki telefon konuşması. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karar var. Usulsüz elde edilen delil delil değildir. Bu sürece nasıl çekildim bilmiyorum. Onanırsa adaletten kaçmayacağım, teslim olacağım. Girerim ve aslanlar gibi de yatarım. Asıl gençler için üzülüyorum. Çocuklar için. Kimin başına ne geleceği belli değil.”