13.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Kronik hastalıklarına rağmen hayati tehlikesi bulunmadığı gerekçe gösterilerek 5 yıla yakın Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalan, trafik kazasında kaybettiği oğlunun mezarını Anayasa Mahkemesi’nin tahliye kararıyla ziyaret edebilen Hilmioğlu, Ergenekon davasını ve Silivri cezaevini anlattı.
Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Hilmioğlu, terör örgütlerinin faaliyetleri dururken, kendilerinin, “hayali terör örgütü” kurmakla suçlandıklarını söyledi. Hilmioğlu, 7 yıl süren yargılama boyunca savunma haklarının kısıtlandığını, yaşam haklarının ihlal edildiğini savunarak, yargılamada cinsel tacizcilerin, teröristlerin tanık olarak dinlendiğini ifade etti. Bu süreçte hastalanan insanların gerekli tedavileri görmesinin engellendiğini öne süren Hilmioğlu, “Bazı sanıkların hastalıkları ilerleyerek geri dönülemez duruma gelindi. Sanıklardan birisi benim de bulunduğum duruşmada kan kustu. Kan kusturan bir hukuk sistemimiz var” dedi.
Hilmioğlu, süreçte, birçok kişinin hastalandığını, hayatını kaybedenler olduğunu hatırlatarak, “Süreç devam etseydi daha pek kişinin hayatını kaybedeceğini bir hekim olarak söyleyebilirim. Yaşam hakkı göz ardı edildi, adeta öldüresiye yargılama yapıldı. Sanıkların ölmelerini sağlamayı amaçlayan bir savcılık makamı vardı” ifadelerini kullandı.
Emekli Orgeneral Şener Eruygur’u YÖK tasarısı nedeniyle ziyaret ettiği için suçlandığını belirten Hilmioğlu, o dönem Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in de Genelkurmay Başkanıyla bu konuda en az iki görüşme yaptığını, bu görüşmelerin suç teşkil etmesi halinde diğer isimlerle ilgili de işlem yapılması gerektiğini dile getirdi.