06.03.2023 - 15:01 | Son Güncellenme:
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, Cumhurbaşkanı adaylığı için çağrıda bulunduğu Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Millet İttifakı'nın Saadet Partisi'nde gerçekleştirilecek ve cumhurbaşkanı adayının belirleneceği liderler toplantısı öncesi İYİ Parti Genel Merkezi'ne ziyarette bulundu.
İmamoğlu ve Yavaş, Meral Akşener ile görüşme gerçekleştirdi. 17 dakika süren görüşmenin ardından İmamoğlu ve Yavaş, basın mensuplarına çıkışta açıklama yaptı. İmamoğlu, "Bu ziyaretimizi değerli Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilgisiyle gerçekleştiriyoruz. Biz Türkiye'mizin özellikle depremle birlikte yaşadığı zor günlerde ve milletimizin, memleketimizin geleceği açısından 6'lı masanın stratejisinin, varlığının çok önemli olduğunun bilincindeyiz. Bunun önemine binaen buradayız. Saygıdeğer Genel Başkanımızla duygularımızı paylaştık" dedi.
ÖZAY ŞENDİR: MASANIN DİĞER İSİMLER NE YAPACAK?
Milliyet Gazetesi yazarı Özay Şendir, TRT Haber canlı yayınında son gelişmeleri değerlendi. Şendir'in değerlendirmeleri şöyle;
Cumartesi günü olması gereken görüşmeydi, sonra vazgeçildi. Şimdi pazartesi oldu. Dünden beri gelen kulis bilgileri aslında Meral Akşener'i masaya döndürmek konusunda çeşitli formüller her türlü plandan bahsediliyordu. Bundan biri işte 5+1 formülüydü... Meral Akşener'in aldığı inisiyatif yani Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına Cumhurbaşkanı Yardımcılğını teklif etti ama masanın bugüne kadar çok ciddiye alınmayan diğer isimleri ne yapacak bir de bunu görmemiz lazım.
7 CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI MI?
Çünkü bizdeki şuydu; masadaki diğer partiler, diğer 4 parti çıktıktan sonra onların Genel Başkanları da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak ilan edilecekti. Şimdi burada İYİ Parti'nin bu teklifinde Kemal beyin 'Evet' diyebilecek gibi bir teklif görünüyor. O zaman ortaya çok başka garip bir tablo çıkacak. Niye İYİ Parti'ye de verilse 7 Cumhurbaşkanı Yardımcılığı gibi bir manzara çıkar ortaya.
Dolayısıyla da Millet İttifakı ve 4 küçük partisi de kabul edecek mi bilmiyoruz? Bildiğimiz şey şu; kendi aralarında konuşamamaktan medya üzerinden kaynaklanan bir kriz, 72 saat kaybetti. Anlattığım şey siyasetteki deprem. Gerkçekteki depremin önüne geçmemliydi. Hala 11 il ve İstanbul gibi yerler için sorumlulukla karşı karşıyayız ama son 72 saat hakikaten nefes nefese geçti.
Şu çok doğrudur. Demokraisde birbirinden farklılar ve fikir ayrılıkları yaşarlar. O fikir ayrılıkları 'Biraz kol kırılır, yel içinde kalır' mantığıyla çözülmesi gerekiyordu. Çok uzun zamandır medya üzerinden bir konuşma vardı. Masa bir dağıldı. Geri dönecek, dönmeyecek... O zaman niye bütün herkes kendini bu kadar yıprattı. Hakikaten bir garip soru işareti olarak ya da iletişim açısından düşündürücü bir mod olarak kenara yazdık. Ama söylediğimiz gibi buradaki temel nokta şu; Kemal Kılıçdaroğlu bu krizin kaybedeni değildi.
Aslında CHP için de içine sinmeyen bir sürü insan İYİ Parti'nin masadan ayrılmasından sonra konsolide oldu. Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vermeyenler bile destek vermeye başlamıştı. Bir seçmen zorlaması olduğu kesin. Kendini muhalif olarak tanımlayan insanlar şu anda partileri zorluyorlar bu kesin ama bu kriz çıkma potansiyeli ülkeyi yönetme söz konusu olduğunda nasıl bir etki yapar? Seçmenin aklında bu soru işareti kalır mı kalmaz mı onu önümüzdeki dönemde göreceğiz.