12.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan - Bundan tam 42 yıl önce bugün sabahın erken saatlerinde radyodan okunan bildiride, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir komuta zinciri içinde, yönetime el koyduğu duyuruldu. Asker ve tanklar daha gün doğmadan sokaktaydı. Siyasi partiler kapatıldı, Meclis feshedildi. Türkiye’nin siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatında derin izler bırakacak sert bir müdahale ile asker yönetimi silah gücüyle eline aldı.
1970’li yılların sonlarına doğru yaşanan silahlı sokak olayları gerekçe gösterilerek 12 Eylül 1980 sabahı tanklar sokağa indi. Darbe, radyodan okunan bildiri ile halka duyuruldu. Bildiride; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun’dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi’nin, “İç Hizmet Kanunu’nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kollama ve koruma görevini yüce Türk milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını aldığı ve ülke yönetimine bütünüyle el koyduğu” belirtiliyordu. Darbeyle birlikte Meclis feshedildi, siyasi partiler kapatıldı.
Siyaset sürgünde
12 Eylül sabahı saat 05.30’da dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ile önemli siyasi aktörleri olan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ın kapısı, subaylar tarafından çalındı. Demirel ile Ecevit, Hamzakoy’a, Erbakan ise Uzunada’ya sürgüne gönderildi. Darbeden sonra bir süre saklanan dönemin MHP lideri Alpaslan Türkeş ise 14 Eylül’de teslim olmasından sonra Uzunada’ya sürüldü.
İdam cezaları
Darbe yönetimi, idamlarda “bir sağdan, bir soldan” politikası uyguluyordu. İlk idam edilen iki kişi; 9 Ekim 1980 tarihinde ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu ile sol görüşlü Necdet Adalı oldu. 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edilen Erdal Eren’in idam kararı Yargıtay tarafından iki kere iptal edilmesine rağmen Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan kararla, 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde infaz edildi.
Darbe hükümeti, görevde kaldığı yaklaşık 3 yıl içinde köklü düzenlemeler yaptı. Askeri yönetim tarafından oluşturulan Danışma Meclisi, yeni bir anayasa hazırladı. 1982 yılında yapılan referandumda, yeni anayasa yüzde 92 dolayında bir oyla kabul edildi. Anayasanın kabulüyle darbenin lideri Kenan Evren, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
MDP üçüncü oldu
6 Kasım 1983’te genel seçimler yapıldı. Eski siyasi partilerin hiçbirine bu seçimlere katılmaları için izin verilmedi. Darbe yönetiminin desteklediği ve başına emekli Orgeneral Turgut Sunalp’ın getirildiği Milliyetçi Demokrasi Partisi, seçimde ancak üçüncü olabildi. Turgut Özal’ın kurduğu ANAP, seçimde sürpriz yaptı ve birinci parti oldu. Merkez solu temsil eden Halkçı Parti ise seçimi ikinci sırada tamamladı. Halk, sandıkta askeri dinlememiş ve tepkisini ortaya koymuştu.
Yargılanıp mahkum oldular
Kenan Evren, darbeden tam 34 yıl sonra dönemin Milli Güvenlik Konseyi’nin hayatta kalan tek üyesi olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile birlikte yargılandı. Duruşmalara ilerlemiş yaşı ve sağlık durumu nedeniyle Ankara GATA’dan telekonferans yöntemiyle yatar vaziyette katılan Evren, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Haziran 2014 tarihli kararıyla, “darbe” suçundan Şahinkaya ile birlikte müebbet hapse mahkum edildi. Mahkeme, Evren ve Şahinkaya hakkında “askeri rütbelerin sökülmesini” düzenleyen Askeri Ceza Kanunu’nun 30. maddesinin uygulanmasına da karar verdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde temyiz incelemesinin sürdüğü sırada Evren 9 Mayıs 2015’te, Şahinkaya 9 Temmuz 2015’te hayatını kaybetti.