Kuzey Koreli Seo, öğrencilerin zorla çalıştırıldığı, fiziksel tacize uğradığı ve lider Kim Jong-un'a tapınma telkinlerine maruz kaldığı ülkenin okullarındaki yaşamın bilinmeyen gerçeklerini ilk kez anlattı.
Ergenlik çağındayken kaçan Bella Seo, öğrencilerin günde üç derse kadar Kim ailesine odaklandıklarını ve bunun da notlarını büyük ölçüde etkilediğini açıkladı. Okuldan sonra öğrenciler eve dönmeden önce üç ila dört saat süren yoğun fiziksel çalışmaya katlanmak zorunda bırakılıyordu.
Seo'nun söylediğine göre, öğretmenler çok fazla dayak atıyor ve sözde “ücretsiz” eğitim, yoksul ebeveynleri ücretleri karşılayabilmek için öğün atlamaya zorluyordu.
KİM'İN AİLESİNE SAATLER HARCANIYOR
Bella o karanlık günler şöyle anlattı:
“Günlük yedi ders saatinden iki ila üçü Kim ailesiyle ilgili konuları çalışmaya ayrılıyor. En kritik dersler Kim ailesinin 'Çocukluk ve Devrim Tarihi. Bir öğrenci Korece, İngilizce, matematik, tarih, fen, beden eğitimi ya da sanat derslerinde başarılı olsa bile, genel değerlendirmesi bu ideolojik derslerdeki performansına bağlı."
HER GÜN KİM'İN PORTRELERİ TEMİZLENİYOR
Bella'nın söylediğine göre, her gün iktidardaki Kim'lerin portrelerinin temizlenmesi ve sadakat şarkılarının söylenmesiyle başlıyor, Cumartesi günleri ise öğrencilerin ideolojik eksikliklerini itiraf ettikleri ek bir özeleştiri seansı düzenleniyordu.
Bella durumu “Öğrenciler kayalık okul bahçesini kumla kaplayarak tesviye etmekten sorumluydular uzun süreli yoğun emek gerektiren bir görev. Bu iş genellikle her gün okuldan sonra üç ila dört saat sürüyor. Kum ve kayalarla dolu 25 kg'lık çuvalları taşımak zorundaydım ki bu son derece yorucuydu” diye anlattı.
“Okuldan sonra yaklaşık üç saat çalıştıktan sonra, genellikle yemek yiyemeyecek kadar bitkin olurdum ve doğrudan uyurdum. Her şeyin elle yapmak zorunda olduğumuz için çalışma yaklaşık bir hafta sürüyordu ve okula gitmekten korkuyordum. Bunun dışında, öğrenciler projenin masraflarını karşılamak zorundaydı ki bunu son derece adaletsiz buluyordum”
GERÇEKLERİ KİMSE BİLMİYOR
Kuzey Kore'nin evrensel ve ücretsiz eğitim sistemi iddialarına rağmen Bella, gerçeğin oldukça farklı olduğunu ortaya koydu.
Resmi bir öğrenim ücreti olmasa da, öğrencilerin 'gençlik projeleri' ve diğer mali talepler yoluyla önemli ölçüde katkıda bulunmaları gerekiyor.
Öğrenciler okul etkinliklerinin masraflarını karşılamak zorunda. Öğretmenlerin doğum günleri, düğünler ve aile etkinlikleri bile katkı gerektiriyor ve genellikle en fazla ödemeyi sınıf liderleri yapıyor.
“Günlük kazançla geçinen aileler için ağır bir yüktü; bazı ebeveynler bu okul masraflarını karşılayabilmek için öğün atlamak zorunda kalıyordu. Benim memleketimde, devlet maaşıyla hayatta kalmak imkansızdı aylık ücretler ancak bir şişe alkol almaya yetiyordu. Ödeyemeyen öğrenciler, öğretmenin ruh haline ve kişiliğine bağlı olarak, genellikle sınıf arkadaşlarından sosyal dışlanma veya öğretmenlerden fiziksel ceza ile karşı karşıya kalıyordu"
ŞİDDETİN BOYUTU ENDİŞE VERİCİ
Ayrıca öğrencilerin maruz kaldığı şiddetin endişe verici boyutlarını da ifşa etti.
Şunları anlattı: “Öğretmenler tarafından dövülmek her gün yaşanan bir olaydı, öyle ki bu normal görünüyordu. Sadece birkaç öğrenci dayakçı öğretmenlerine karşı çıkmaya cesaret edebiliyordu. Kızlar, özellikle temizlik işleriyle görevlendirildiklerinde orantısız bir şekilde acı çekiyorlardı. Hata yapıldığında, kız öğrenciler genellikle daha sert cezalar alırdı. Arkadaşlarımdan biri temizlik yaparken yüksek ses çıkardığı için sınıf öğretmenimiz tarafından dövüldü.
“Öğretmen saçından tuttu, tokatladı ve öğretmen masasına fırlattı. Çocuk ağladı ve özür dilemek zorunda kaldı. Ailesi daha sonra okulu ziyaret etti ve öğretmenden özür diledi, ancak olay ciddi bir mesele olarak ele alınmadı. Bu okullarda sıkça rastlanan şiddet vakalarından sadece biriydi.” dedi.
'ABD BİR ARADA YAŞAYAMAYACAĞIMIZ EBEDİ BİR DÜŞMAN'
Kuzey Kore'de beş yıllık ilkokul ve altı yıllık ortaokulun zorunlu olduğunu da sözlerine ekledi. Ancak bazı çocukların bunun yerine günlerini yiyecek arayarak geçirdiğini söyledi.
Dış dünya konusunda ise çocuklara ABD'nin “bir arada yaşayamayacağımız ebedi bir düşman” olduğunun öğretildiğini hatırlattı.
Güney Kore ise Amerikan çizmesi altında “fakir ve açlık çeken” bir ülke olarak tasvir edildi.
'DAĞLARI AŞARAK ÇİN'E GEÇTİM'
Bella, şu anda 23 yaşında ve Güney Kore'nin başkenti Seul'de yaşıyor.
Kim Jong-un iktidara geldikten sonra ülkesinden kaçtı.
Yaşadıklarını “Benimki de dahil olmak üzere pek çok aile hayatta kalmak için Çin'den kaçak mal getirmeye bel bağlamıştı. Ancak Kim Jong-il'in ölümünden sonra Kim Jong-un iktidara geldi ve kaçakçılık yollarını kapattı. “Hayatımızı sürdürmek için hiçbir imkanımız kalmayınca tüm birikimlerimizi alıp kaçtık. Dağları aşarak Çin'e geçtim, ardından Güney Kore'ye uçmadan önce Çin, Laos ve Tayland üzerinden seyahat ettim” diye anlattı.