4 akademisyene 301 tahliyesi

Güneydoğu’daki çatışmalar için “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları gerekçesiyle, “terör örgütü propagandası” yapmaktan tutuklanan akademisyenler Esra Mungan, Muzaffer Kaya, Kıvanç Ersoy ve Meral Camcı ilk duruşmada tahliye edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu 4 akademisyen ve çok sayıda avukat hazır bulundu. Duruşmayı CHP ve HDP milletvekillerinin yanı sıra İsveç Başkonsolosu Jens Odlandeir, Almanya Büyükelçi temsilcisi Robert Dölger ve Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu da izledi. Kimlik tespiti yapılan sanıklardan Meral Camcı aylık geliri sorulduğunda, “İşsizim” yanıtını verdi.

‘İki bile vermem’
Duruşmada ilk savunmayı Muzaffer Kaya yaptı. Barış bildirisini imzaladığı için 40 gündür tutuklu olduğunu belirten Kaya, “Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti halkının barış hakkı ve ifade özgürlüğü hakkı yargılanmaktadır” dedi. İddianamenin başında savcı İrfan Fidan’ın çözüm sürecinin özetini yaptığını söyleyen Kaya, “Açıkçası bir öğrencim bana böyle bir özet yapsa 10 üzerinden 2 bile vermem. Bildirinin arkasındayım” dedi. Esra Mungan ise savunmasında, ortaya çıkan resmin ülke açısından çok üzücü olduğunu söyleyerek, “Böye tuhaf ve zorba bir yöntemle bizi fikirlerimizden vazgeçireceklerini sanıyorsalar yanılıyorlar. Bu ülkede tüm baskılara rağmen 2 bin akademisyen bir konuda anlaşabilmişlerdir. O da devleti barış politikasına davet etme konusunda” şeklinde konuştu.

Bildirinin barışı ve ölümlere karşı yaşamı savunduğunu söyleyen Kıvanç Ersoy, “Aydın olarak ölümlerin olmadığı Türkiye’yi savunmak vazifedir. 2212 akademisyen biz Türkiye’yiz. Kelepçe izlerini görüyorsunuz. Bunun bedeli kelepçe kesiği. Pişman değilim. Yine olsa yine imzalarım” ifadelerini kullandı.

Ardından görüş bildiren Savcı Yavuz Pehlivan sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak suçundan da yargılanmaları gerektiğini belirtti. Bunun için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini söyleyen savcı sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. 15 dakika aradan sonra tekrar söz alan savcı Pehlivan, Adalet Bakanlığı ile yazışmanın uzun süreceğini belirterek, mağduriyete sebep olmamak için tutuklu sanıkların tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Mahkeme sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyetinin değişerek, TCK’nın 301. Maddesi olan ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılamak’ kapsamına gireceği ihtimaline karşı dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilerek, bu suçtan sanıklar hakkında soruşturma izni alınmasına karar verdi. Mahkeme Adalet Bakanlığı’ndan cevap gelene kadar yargılanmanın durdurulmasına hükmetti. Bakanlık izin vermezse dava düşecek.

‘Mücadeleye devam’
Akşam saatlerinde ise tutuklu bulundukları Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye olan akademisyenler Yrd. Doç. Esra Mungan ile Yrd. Doç. Meral Camcı’yı burada aileleri ve öğrencileri karşıladı. Cezaevi önünde kısa bir açıklama yapan Yardımcı Doçent Esra Mungan, “Barış ve demokrasi için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Yardımcı Doçent Meral Camcı ise “Biz çok daha güçlendik diye düşünüyoruz. Bu güçle devam edeceğiz” diye konuştu.