14.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNAY İstanbul - Bugün 14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Dünya Diyabet Federasyonu’nun açıkladığı yeni rakamlar, dünya çapında 537 milyon yetişkinin diyabetle yaşadığını ortaya koydu. Diyabet için, şu anda dünya çapında her 10 yetişkinden birini etkileyen “benzeri görülmemiş büyükte bir salgın” tanımlaması yapılırken, Diyabet Atlası’ndan da veriler paylaşıldı. Türkiye’de durum vahim. Ülkemizde 12 milyon diyabetli var. Artış hızı dünya ortalamasının iki, Avrupa ortalamasının ise üç katı. Ülkemizde diyabet her 10 yılda bir yüzde 100 artıyor. Bu artış hızıyla 20 yıl sonra 50 yaş üstü nüfusun yüzde 80’inden fazlasının diyabet ya da insülin direnci olması bekleniyor.
Sayı giderek artıyor
Diyabet Atlası verilerine göre, diyabetteki artış hızla devam ediyor. IDF 2021 tahminlerine göre, her 10 yetişkinden birinde diyabet var. Bu da 537 milyona denk geliyor. Diyabetle yaşayan her iki yetişkinden biri tanı almamış. Global sağlık harcamalarının yüzde 9’u diyabete yönelik. Bu da ortalama 966 milyar dolar olarak belirlendi. Her altı canlı doğumdan biri gebelikte hiperglisemiden etkileniyor. Yüzde 80’inde gebelik diyabeti var. Diyabetli insanların dörtte üçü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyor. 20 yaşın altında 1.2 milyon çocuk ve ergende Tip1 diyabet var. Her dokuz yetişkinden birinde bozulmuş glukoz toleransı (gizli şeker) bulunuyor.
IDF’in 2030 tahminleri göre ise, her dokuz yetişkinden birinde diyabet olacak. Yani 643 milyon diyabetli. Diyabette sağlık harcamaları ise 1 trilyon dolara ulaşacak. 2054 yılı tahminlerinde ise her sekiz yetişkinden birinde diyabet olması beklenirken, sağlık harcamaları 1.1 trilyon dolar olacak.
Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye’deki diyabet rakamlarının ürkütücü olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı: “Ülkemizde diyabet artış hızı dünya ortalamasının iki, Avrupa ortalamasının üç katı. Türkiye’de yaklaşık 12 milyon diyabetli var. Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın resmi verilerine göre tedavi altındaki ilaç kullanan diyabetli sayısı 8 milyonu geçti. 1.5 milyona yakın diyabetli insülin enjeksiyonu yapıyor. Diyabet ve organ hasarları Türkiye’nin sağlık bütçesinin dörtte biri. Ülkemizde diyabet her 10 yılda bir iki kat artıyor ve diyabetin yıllık artış oranı olarak Avrupa’da en yüksek artış oranına sahip ülkeyiz.”
Diyabetin 21’inci yüzyıl hastalığı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yılmaz, sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve teknolojiye bağımlılığın bunu artırdığını belirtirken, “Doğru beslenme kültürü ve düzenli spor aktivite seferberliği olmadığı süre içerisinde diyabet hızla artacak. Şunu iddia ediyorum ki bundan 20 sene sonra 50 yaş üstü nüfusun yüzde 80’den fazlası ya diyabet ya da insülin direnci olacak” dedi.
Yüzde 50’si diyabetli
Prof. Dr. Temel Yılmaz’ın dikkat çektiği önemli noktalardan biri de diyabete bağlı organ hasarları oranlarının ürkütücü olması. Kroner kalp hastalığı, kalp krizi, yüksek tansiyon, beyin damarı hasarları ve felç gibi hastalıkların bir numaralı sebebinin diyabet olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, son dönem böbrek hastalığı nedeniyle diyalize giren hastaların yüzde 50’sinin diyabetli olduğuna dikkat çekti. Diyabetin 65 yaş altı körlük nedenlerinin birinci sebebi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, trafik kazaları dışında bacak ampütasyonlarının bir numaralı sebebinin de diyabet olduğunu vurguladı.
Diyabet açısından yüksek risk grupları hakkında da Prof. Dr. Yılmaz şunları anlattı: “Ülkemizde 5 milyon aile ve 20 milyon kişi risk altında. Ailesinde birinci, ikinci ve üçüncü derecede diyabet olanlar, obez ya da 50 yaş altı kilosu normallerin üzerinde olanlar, 50 yaş altı kroner kalp hastalığı, yüksek tansiyonu olanlar, 50 yaş altı kan yağları yüksek olanlar, doğum kilosu dört kilonun üzerinde olanlar, hamilelikte 20 kilonun üzerinde kilo alan kadınlar, insülin direnci olan kişiler diyabet açısından yüksek risklidir. Sağlık merkez inde gizli şeker olup olmadığı konusunda mutlaka kontrollerini yaptırmaları gerekir.”
Her 9 kişiden biri diyabetik
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Gogas Yavuz da verileri yorumladı. Diyabet görülme sıklığının öngörüldüğü üzeri arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, “Her yıl diyabetin hasta sayısında artışın en önemli nedeni dünyada ve ülkemizde obezite sıklığının artmasıdır” dedi.
Pandemi döneminde uygulanan karantina kısıtlamalarının kilo alımına yol açarak diyabet gelişimini kolaylaştırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, şunları anlattı:
‘Yaşam tarzı değişmeli’
“Son 20 yıldır obezite pandemisi yaşıyoruz. Ülkemizde obezite görülme sıklığı yüzde 31 civarında. Diyabet sıklığı ise yüzde 13.7 olarak tespit edildi. Yani her dokuz kişiden birisi diyabetik. Görülme sıklığı 20-70 yaş ile doğru orantılı olarak artıyor. Ne yazık ki gençler ve çocuklarda artan obezite nedeni ile erişkin yaşta görülen diyabet sıklığı arttı.
Obezite ve diyabet patlaması yeni değil yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir sağlık çalışanlarının gündeminde. Önlemek için yaşam tarzının değişmesi gerektiği, dengeli beslenme, daha fazla hareket konu ile ilgili bilim insanlarının önerisi. Ancak uygulanması hiç de kolay değildir. Bireysel çözümlerin yanı sıra toplumsal çözümlerin geliştirilmesi gerekli.”