05.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY’nin mülkiye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından önceki gün tutuklanan Hüseyin Çapkın, Silivri Cezaevi’ne konuldu. Çapkın’ın hakimlikte verdiği ifadenin ayrıntıları da ortaya çıktı.
Çapkın, özetle şunları söyledi:
KABUL ETMİYORUM: “30 yıl emniyet müdürlüğü yaptım. Devletime, milletime sadakat ve liyakat ile elimden gelen hizmeti ve gayreti en üst düzeyde göstererek çalıştım. Devletin hiyerarşik yapısında hiçbir kurumu, kuruluş veya şahsiyetle ilişki içerisinde bulunmadım, suçlamaları kabul etmiyorum. Okuduğum yıllarda böyle bir örgüt olmadığından, bu örgütün işleyişiyle ilgili bilgim olmadığından bu ‘abiler ve imamlar’ adı altında bahsedilen şahıslardan kimseyi tanımıyorum. FETÖ/PDY silahlı terör örgütü elebaşı Gülen ile yüz yüze iletişim kurmadım. Sohbetlerde bulunmadım. 17 Aralık darbe girişimine kadar, ‘Gülen cemaati’ olarak adlandırılan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu şahıs ya da şahıslar, himmet adı altında herhangi bir nedenle para talebinde bulunmadı.”
FİDAN’IN ÇAĞRILMASINDAN BİLGİM YOK: “Darbe gecesi evdeydim ve darbe girişimini TV’den duydum. O gece havalimanına giderek Cumhurbaşkanımızın yanında olmak istedim. Ancak uçaklar üstümüzden geçip ‘sonik’ patlamalar yapıyordu ve yollar kapalı olduğu için gidemedik. Darbe soruşturmalarında tutuklanan şahıslardan hiçbirini tanımıyorum. Böyle bir örgüt üyesi olmadım. Meslek hayatımda örgütten bir yardım almadım. Çocuklarımı bu örgüte ait herhangi bir okula göndermedim. İstihbarat, KOM, TEM daire başkanlıkları merkezi planlama yaparak, il emniyet müdürlerine fazla takdir yetkisi bırakmadan merkezden atama yaptıklarından dolayı bu saydığımız şubelere direkt olarak müdahaleniz söz konusu olmamaktadır. İstanbul İl Emniyet Müdürü olarak atandığımda Türkiye gündeminde geniş yer bulan Ergenekon-Balyoz gibi davaların soruşturmalarını yürüten İstihbarat, KOM ve TEM birimlerinin mevcut kadrolarına müdahalem olmadı. 7 Şubat MİT Müşteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağırılmasından bilgim yoktu. Haberim olsa bu hususu Başbakan’a bildirirdim.”
‘Şube müdürlerini yanımdan kovdum’
‘GÖZE ALDIK’ DEDİLER: “17-25 Aralık soruşturmasını o sabah dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun aramasıyla öğrendim. Sırasıyla müdürleri aradım. Nazmi Ardıç’ı aradığımda konu bizim dedi. ‘Nasıl olur bilgi vermezsiniz?’ diye kızdığımda, ‘Arz edeceğim efendim’ dedi. ‘Neredesiniz?’ diye sordum. ‘Aşağıdayız efendim’ dedi. Ben de ‘Çabuk yukarı gel’ dedim. Kendilerini polisevinin bir odasına aldırdım. Yakup Saygılı ve Nazmi Ardıç özellikle belirtmek isterim ki ellerinde olaylar ile ilgili daha önceden hazırlamış oldukları 20-25 sayfalık bilgi notları ile karşıma geldiler. Bana nasıl haber vermeden böyle bir iş yaparsınız dediğimde savcının böyle istediğini ve bu yönde talimat verdiğini, yaptıklarının yasal olduğunu söylediler. Ben kendileri bu iddiaların Türkiye’yi derinden sarsacağını ve herkesin bunun altında kalacağını söylediğimde, her ikisi de ‘Biz her şeyi göze aldık’ dediler. Her iki şube müdürünü de yanımdan kovdum. 18 Aralık’ta konu ile ilgili olan şube müdürlerini görevden alarak yerlerine yeni müdür atadım. Daha sonra da 19 Aralık’ta tayinim çıktı.”
BENİ DE DİNLEMİŞLERDİR: “25 Aralık dosyasından haberim yoktu. Yanıma geldiklerinde hiç bahsetmediler. Bu da kendilerinin artniyetli olduklarının açık bir şekilde göstergesi. Bu dosyada şüpheli konuma sokmuş oldukları birçok işadamı benim yıllardır tanıdığım kişilerdir. Muhtemelen benimle ilgili olan kısımları ayıklamışlardır. Bu vesile ile beni de dinlemiş olduklarını ve kişisel ilişkilerimi takip ettiklerini düşünüyorum. Bu dosyadan basına gözaltı listesinin yayınlanması ile haberim oldu. Operasyonun başlangıcı olan kararların nasıl alındığından bana bilgi verilmedi. Basında, FETÖ soruşturmalarından tutuklu yargılanan Ali Fuat Yılmazer’in el notları ile Sancaklara yapılacak operasyondan ‘İl emniyet müdürünün haberi olmasın’ diye farklı notlar olduğu şeklinde haberler çıkmıştı.”
‘Şikeden de haberim yok’
BOŞA MEŞGUL ETMEYELİM: “Şike operasyonundan da haberim olmadı. Şike operasyonunun başlangıcı ve sefahatları ile ilgili bilgim olmadı. Ancak operasyon aşamasından önce savcıdan kararlar alındıktan sonra tarafıma sorumlu il müdür yardımcısı Mutlu Ekizoğlu bir bilgi notu getirdi. Aziz Yıldırım ismini görünce ‘Bu konudan emin miyiz?’ diye sorduğumda, Ekizoğlu ‘Eminiz, tespitler var’ dedi. Ben de ‘Türkiye gündeminde uzun süre kalır, ülke gündemini boşa meşgul etmeyelim’ dedim. Sadece operasyonun hukuka uygun yönde yapılması talimatını verdim. Hatta Yıldırım’ın operasyon aşamasındaki fotoğrafları basına yansıması üzerine ilgili polis memuru hakkında idari işlem başlattım.”
KRİPTO ŞEKLİNDE: “2009’da İstanbul Emniyet Müdürü olarak atandığım sırada, FETÖ yapılanmasının olduğuna dair bir bilgim yoktu. Yumuşak görünüşlü adı cemaat olan siyaseten herkesin yan yana durdukları bir yapı vardı. 17-25 Aralık’tan haberimin olmadığı nettir. Kumpasın başında olan kişiler bile ifadelerinde ‘haberimin olmadığını’ söylemişlerdir. 1.5 yıl öncesine varan teknik takiplerle bu kumpasların yapıldığı anlaşılmıştır. Kumpaslardan Başsavcımızın bile haberi yoktu. 15 Temmuz’da gördük, Genelkurmay Başkanı’nın bile bu ihtilal girişiminden haberi yoktur. Kripto casusun yanı başında olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlar kripto şeklinde çalışıyorlar. Cemaati siyaset ile yürüyen bir yapı diye biliyordum.”