24.07.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
NAMIK DURUKAN
NAMIK DURUKAN- Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla 1999 yılında kurulan ve terör örgütüne bağlı çalışan Kürdistan Ulusal Kongresi, 100. yılında Lozan Antlaşması’na karşı büyük bir saldırı başlattı.
Nisan başından bu yana Lozan Antlaşması’nın imzalandığı Rumine Sarayı’nda konferanslar ve sergiler düzenlenirken, İsviçre Federal Parlamentosu Kürt Dostluk Grubu Başkanı Carlo Sommaruga’ndan tutun da Yeşiller Lozan Eş Başkanı ve Lozan 2023 Komitesi’nden Ilias Panchard’a kadar, çok sayıda kişi panele konuşmacı ve moderatör olarak katıldı. Çeşitli üniversitelerden isimler konferanslarda konuştu. Zübeyir Aydar gibi terör örgütünün Avrupa ayağındaki isimler de konuşmalara eşlik etti. 26 Mayıs’ta düzenlenen panelin başlığı da “Lozan’da Çıkışın Çözümü Nedir?” oldu.
Belediyenin tahsis ettiği salonda 22-23 Temmuz’da yapılan “Lozan Antlaşması’nın 100. Yıl Dönümünde Kürdistan Halkının Tutumu” konulu konferans ve panellere de Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan çoğu terör örgütüne bağlı 157 parti ve kuruluş katıldı.
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok merkezinde sürdürülen etkinlikler terör örgütü PKK ve bağlı kuruluşlarca organize edildi. Örgütün yönetim kadrosu tarafından yapılan açıklamalarda, tüm Kürtlere etkinliklere katılım çağrıları yapıldı.
Lozan’ı imha planı
Irak’ın kuzeyinde yönetimde olan Barzani Ailesi konferansa katılmadı ancak kendilerine yakın sitelerde Lozan’a karşı ilk direnişin Molla Mustafa Barzani döneminde başladığı, Kürdistan Demokrat Partisi’nin bütün Kürt hareketlerinin “kök hücresi” olduğunu vurguladı. Dolaylı da olsa Lozan Antlaşması’nı yok saymanın arayışı içerisine girdi. Konferanslara mesajlar gönderildi. Süleymaniye bölgesini kontrol eden Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı (KYB) Bafıl Talabani ise mesajında, meşru haklarından taviz vermeyeceklerini söyledi. Lozan’da 100 yıl önce yapılan anlaşmada Kürtlerin görüşüne başvurulmadığını ifade eden Talabani, “Hep birlikte büyük Kürdistan uğruna ve kimliğimizi korumak için çalışmalı, farklılıklarımızı yüce amaçlarımız yolunda bir kenara bırakmalıyız” dedi.
Konferans ve panellerde Kürtlerin ortaklaşa hareket etmesi ve bunun sağlanmasına yönelik görüşler dile getirilerek, “Ulusal bir temsiliyet, stratejik bir birliktelik oluşturalım” denildi.
Final Lozan’da
Çok ayaklı ve haftalardır devam eden bu saldırının finali de Lozan Antlaşması’nın imzalandığı yerde yapılıyor.
İsviçre’nin Cenevre ve Lozan kentinde ardı ardına mitingler düzenledi. Protestocu gruplar Cenevre İnsan Hakları Komitesi binası önünde toplanarak Lozan Antlaşması’nı protesto etti. Önceki gün ve dün Lozan’da terör örgütü PKK ve PYD’nin organizesi sonrası kalabalık gruplar, “Lozan Antlaşması’nı reddediyoruz” sloganı eşliğinde gösteriler yaptı. Yaklaşık 15 bin kişi, önceki gün Lozan metrosunun son istasyonundan anlaşmanın imzalandığı salona doğru yürüdü. Göstericilerden bazıları sözde Kürdistan flamaları, Öcalan posterleri ve dövizler taşıdı. Kürt grupları, yıl dönümü nedeniyle bugün Lozan’da final mitingi yapmayı planlıyor.
Lozan’ın ‘gizli maddeleri’ efsanesi
Zaman içinde farklı nedenlerle Lozan Antlaşması ile ilgili çok sayıda efsane üretildi. Bunlar arasında; “Anlaşmanın süresi 100 yıldı. 2023’te sona erecek. Anlaşmanın gizli maddeleri var” gibi iddialar zaman zaman spekülasyon konusu oldu. Lozan, imzladıktan sonra ilgili ülkelerin perlamentolarında onaylanarak yürürlüğe girdi. Anlaşmanın saklayıcı ülkesi Fransa.
Lozan Antlaşması ve eklerinin onay belgeleri, Fransa Dışişleri Bakanlığı’nda saklanıyor. Parlamentoların onayından geçen antlaşmanın gizli bir maddesi yok. Anlaşmada, süreyle ilgili bir hüküm de bulunmuyor. Uzmanlar tarafından saçma olarak nitelendirilen bu iki iddianın hiç bir dayanağı bulunmuyor.
Terör örgütlerinin Sevr aşkı!
ABD’den Avrupa’ya Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya kadar konferanslar düzenleyen Kürt grupları, yurt genelinde de Diyarbakır merkezli etkinliklerle de mesaj verdi. Diyarbakır’da Kürt partileri tarafından “Lozan Antlaşması’nın 100. Yılında Kürdistan’ın Geleceği” adıyla düzenlenen konferansa katılan tarihçi ve siyasetçiler, anlaşmasının tarihsel ve güncel sonuçlarını değerlendirdi. Konferansta, Sevr Antlaşması’na dikkat çekilerek, “Sevr, sadece kâğıt üzerinde kalsa da Kürtler için bir umut kaynağı olmuş ve bu umudun gerçekleşmesi beklentisi bugün de devam etmektedir” denildi.
Lozan Antlaşması’nın iptali ve “Kürtlere self-determinasyon hakkı” verilmesi için Kürt Diaspora Konfederasyonu (DİAKURD) avukatları önce Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne, ardından Danıştay’a başvurdu. Cumhurbaşkanlığından yanıt alınamaması nedeniyle konunun yargıya taşındığı belirtildi.
Lozan’la birlikte Sevr geçersiz oldu
10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşuyordu. Anlaşmanın 62, 63 ve 64. maddeleri Kürt bölgesi ile ilgiliydi. Metinde, “İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti’ne bağımsızlık için başvurabilecek” hükmüne yer verilmişti.
Lozan Antlaşması ile Kürt Bölgesi öngören Sevr Antlaşması’nın geçerliliği kalmadı. Lozan’da askıda kalan Türkiye-Irak arasındaki sınır sorunu, 5 Haziran 1926’da Türkiye, İngiltere ve Irak arasında imzalanan sınır anlaşması ile çözüldü. Lozan Antlaşması’nda Suriye sınırı konusunda, 20 Ekim 1921 tarihli Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması’na atıf yapıldı. Suriye sınırı sorunu, nihai olarak Hatay sorununun çözümü ile tamamlandı. Lozan’da Türkiye içinde Müslüman bir azınlık; soy ve dile dayalı bir azınlık tanımı kabul edilmedi. Metinde, ‘Gayri Müslim ekalliyet’ tabiri kullanıldı. Böylece sadece Müslüman olmayan azınlıklara bu statü verildi. Lozan’a giden heyetin danışman kadrosu içinde Kürt kökenli Diyarbakır milletvekili Zülfü (Tigrel) Bey de yer aldı.