22.06.2020 - 12:41 | Son Güncellenme:
AA DHA
İHA
Geçtiğimiz günlerde de Tunceli'nin Ovacık ilçesinde köyde dolaşan Umutcan Yarış isimli vatandaş, birbirine sarılmış halde dans eden iki yılanı cep telefonu kamerasıyla görüntülemişti.
Corana virüs nedeniyle 14 gün karantina altında tutulan Gökçebağ beldesine bağlı Yeni Mahallesinde 2 yılanın dans yaptığı görüldü.
Mahalle sakinlerinden Furkan Şahin cep telefonu kamerasıyla yılanların dansını görüntüledi.
Yaklaşık 2 metre uzunluğunda olan yılanları 5 dakika boyunca izlediğini kaydeden Şahin, hayvanlara zarar vermeden oradan ayrıldığını söyledi.
Şaşkınlık uyandıran olay Lüleburgaz ilçesi Edirne Caddesi PTT önünde meydana geldi.
Motosikletini PTT önüne park eden ismi öğrenilemeyen sürücü, işleri nedeniyle PTT’ye girdi.
Bu sırada yoldan geçen polis ekipleri, motosikletin gidon kısmının altından bir yılanın kuyruğunu gördü. Bunun üzerine motosiklet sahibine haber verilirken, durum Lüleburgaz İtfaiyesi ekiplerine bildirildi.
İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yılanı girdiği yerden çıkarmak için yoğun çaba harcadı.
Hayvana zarar vermemek için hassas davranan itfaiye ekipleri, daha yaklaşık 1 saatlik çabanın sonunda kısım kısım söktüğü motosikletin içinden yılanı çıkardı.
Yoğun uğraşlar sonunda çıkarılan ve boyunun en az 2 metre olduğu tahmin edilen yılanın zehirli bir tür olan “engerek” yılanı olduğu öğrenilirken, yılanın motosikletin içine nerede ve nasıl girdiği merak konusu oldu. Yılan, itfaiye ekipleri tarafından doğaya salınmak üzere götürüldü. Öte yandan engereğin zehrini saldığı canlının önlem alınmazsa kısa süre içinde öldüğü belirtildi.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı-Türkiye (WWF-Türkiye) Yaban Hayatı Danışmanı, Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, yılanları "mutlaka öldürülmesi gereken canlılar" olarak görmenin, yanlış olduğunu söyledi.
Kütükçü, yaptığı açıklamada, havaların iyice ısındığı bu ayların, sürüngenlerin çiftleşme dönemi olduğunu belirterek, bu nedenle etrafta daha fazla görülmelerinin normal olduğunu aktardı.
Yılanların, soğukkanlı oldukları için günün sıcak saatlerinde serin yer ararken evlerin alt katlarına ve araç altlarına girebildiklerini ifade eden Kütükçü, kemirgen ve yuvalardaki kuş yavruları ile beslenmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Kütükçü, yerleşim yerlerine yakın yerlerde görülen yılanların, çoğunun zehirsiz ve kemirgenlerle beslenen türler olduğuna işaret ederek, kalabalık şekilde görülenlerin ise su yılanları olduğunu vurguladı.
Yılanların da her tür gibi doğa sisteminde görevleri bulunduğunun altını çizen Kütükçü, şu değerlendirmede bulundu:
"Kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı, Doğu Karadeniz'de ve İç Anadolu'da çok görülüyor.
Bu hastalığa yol açan kenelerin ara konağı da fare ve sıçan gibi küçük kemirgenler. Bunların nüfusunu kontrol eden de büyük oranda kemirgenle beslenen yılanlar.
Yılanların popülasyonu azaldığı zaman kemirgenler artıyor. Keneler çiftlik hayvanlarına, onlardan da insana geçiyor.
Haziran, temmuz aylarında erişkin kenelerin çoğalması, kemirgen nüfusunun yoğunluğu ile alakalı. Her gördüğümüz yılanı korkumuzdan öldürmeye çalışırsak bu örnekte de olduğu gibi zoonoz hastalıkların önünü açmış oluruz."
Kütükçü, özellikle gündüz aktif olan yılanların çoğunun zehirsiz olduğuna ve çok zorlamadıkça da insanı ısırmayacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bizler daha dikkatli olmalıyız. Taşı kaldırırken, otları biçerken yılan olabileceğini düşünüp panik olmamamız gerekiyor.
Depo, ardiye gibi özellikle evlerin alt katlarındaki bölümlerde olmalarını istemiyorsak buralarda kemirgen kontrolüne gidilebilir.
Kapı ve pencerelere sineklik takılabilir. Eğer yılan gören kişi, nasıl davranması ya da türüne ilişkin bilgi almak istiyorsa, WWF-Türkiye Yaban Hayatı İlk Yardım Hattı'na ulaşmak için 0850 2030993 numarayı arayabilirler.
Biz kendilerine yardımcı olmaya çalışırız. Eğer yılan eve, kapalı alana girmişse de kendileri müdahale etmeden Doğa Koruma ve Milli Parklar ile itfaiyeyi arayarak yardım isteyebilirler."