04.05.2021 - 10:46 | Son Güncellenme:
Salgının faciaya dönüştüğü ve her gün 400 bine yakın yeni vakanın görüldüğü Hindistan'da durum her geçen gün kötüye giderken, ülkeden yürek burkan haberler gelmeye devam ediyor.
Günlük can kaybının 4 bine yaklaştığı ülkedeki hastaneler, kronik yatak ve oksijen sıkıntısı nedeniyle hastaları tedavi etmekte zorlanmaya devam ediyor.
Salgının merkez üssü haline gelen ülkede tablo gittikçe ağırlaşıyor. Vakaların 20 milyonu aştığı ülkede, tam anlamıyla can pazarı yaşanıyor.
Son 24 saatte 3 bin 449 kişinin hayatını kaybetmesiyle ölenlerin sayısı 222 bini aştı. Ayrıca 357 binden fazla yeni koronavirüs vakası görüldü.
Öte yandan Hindistan'da bir sağlık görevlisinin bir Kovid-19 hastasını hastaneye taşırken, ölümle sonuçlanacak bir kalp krizi geçirerek kendinden geçtiği anlar dünyayı şoka soktu.
Ülkenin dört bir yanındaki sağlık çalışanları, ikinci hastalık ve ölüm dalgasının ortasında sınırlarını zorluyor. Güvenlik kamerası görüntüleri, Gujarat eyaletindeki Surendranagar'daki CJ Hastanesi'nin önünde yere düşen hastane çalışanı Mahavir Sinj Jhala'yı gösteriyor.
37 yaşındaki Jhala, hastane personeli hastayı ambulanstan çıkarmaya hazırlanırken not defterine bir şeyler yazarken görülüyor. Daha sonra aniden yere yığılıyor ve ambulans görevlileri hızla yardımına koşmaya başlıyor.
Jhala, hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Cesedi daha sonra otopsi için Gandhi Hastanesi'ne götürüldü.
Jhala'nın ölümü, Hindistan'ın hastaneleri, morgları ve krematoryumları, son 12 günde 300 binden fazla günlük vakanın kaydedildiği ikinci dalgayla başa çıkmaya çalışırken geldi.
Ülkenin Uttar Pradeş eyaletindeki Bahraich kentinde koronavirüse yakalanan annesini hastaneye götüren bir kadın, oksijen maskesi bulamayınca annesine suni teneffüs ile müdahale etti.
O anlar, ülkede koronavirüsün yarattığı sağlık krizini gözler önüne serdi. Görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasının ardından birçok kişi ülkenin sağlık sisteminin virüsle baş edemediği ve yetersiz kaldığı konusunda eleştiride bulundu.
Benzer bir olay, önceki gün Noida'daki devlet hastanesinin önünde yaşandı. 35 yaşındaki Jagriti Gupta, arkadaşları tedavi için personele yalvarırken hastanenin önünde bir arabada çaresizce nefes almaya çalışıyordu.
Ancak sağlık görevlileri 35 yaşındaki mühendise müdahale edemedi ve Gupta, yaşam mücadelesini kaybetti. Bir tanık NDTV'ye şunları söyledi: "Onun (Jagriti Gupta'nın) ev sahibi koşarak yardım isterken orada duruyordum. Ama kimse onu dinlemedi.
"Öğleden sonra 3:30 civarında, bayıldı. Yakınları artık nefes almadığını bildirmek için danışmaya koştuğunda, personel dışarı çıktı ve öldüğünü ilan etti."
Dr Sohil Makwana, ülkedeki yeni vaka sayısı günde 400 bini geçerken, biri baştan aşağı korumalı kıyafetler içinde, diğeri sırılsıklam halde gömlek giyerken iki şaşırtıcı fotoğraf yayınladı.
Ancak, kendini işine adamış doktor, ülkesine 'hizmet etmekten gurur duyduğunu' ve katil virüsün yayılmasıyla mücadelede zorlu şartların sağlık çalışanlarını yıldırmayacağını söyledi.
Dr. Makwana, Twitter hesabından şunları yazdı: "Tüm doktorlar ve sağlık çalışanları adına konuşuyorum .. gerçekten ailemizden çok uzakta çalışıyoruz .. bazen pozitif hastadan bir adım uzakta, bazen kritik derecede hasta olanlardan bir santim uzakta."
Doktor daha sonra adeta yalvardı: "Lütfen, aşıya gitmenizi rica ediyorum .. tek çözüm bu! Emniyetli kalın." Dr. Makwana'nın gönderisi yaklaşık 17 bin kez retweetlendi ve bu sabah itibariyle 132 binden fazla beğeni aldı.
Uttar Pradesh eyaletindeki bir hastanede Covid-19 tedavisi gören bir kadının oksijen tüpünün polis tarafından alınıp bir başka VIP hastaya verilmesi, salgınla kavrulan Hindistan'da infiale yol açtı.
Sosyal medyada dolaşan video, Uttar Pradesh'in Agra kentindeki özel bir hastanenin önünde ağlayan ve polis memurlarına diz çökmüş bir adamı gösteriyor.
Oksijen kaynağı kesilen kadın iki saat içinde yaşamını yitirirken, oğlunun hastane bahçesinde yalvardığı görüntülerin sosyal medyada yayılması öfkenin katlanmasına neden oldu.
22 yaşındaki Anmol Goyal'ın polise "Eğer oksijen tüpünü götürürseniz annem ölecek" dediği yürek burkan video kaydı, sosyal medyada on binlerce kez paylaşıldı.
O ve 17 yaşındaki erkek kardeşi, hastanenin elinde kalmadığı için oksijeni kendileri temin ederek Kovid-19 koğuşuna getirmiş ve annelerinin yatağının yanına yerleştirmişlerdi.
Ancak videoyu sosyal medyada paylaşan The Times of India muhabirine göre, oksijen tüpüne 'daha önemli olduğu düşünülen birisi' için polis tarafından el konuldu. İki saat sonra Goyalların annesi öldü.
Agra Polisi iddiaları şiddetle yalanlayarak, "Yeniden doldurulmak üzere hastaneden götürülen boş bir tüptü" açıklamasını yaptı.
90 milyon nüfuslu Batı Bengal eyaletinde ise, koronavirüs salgını tüm Hindistan'a diz çöktürürken yerel seçimler yapılıyor. Uluslararası haber ajansları, eyalette sandığa giden seçmenlerin fotoğraflarını servis ediyor.
Hindistan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 357 bin 229 yeni Kovid-19 vakasının tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 20 milyon 282 bin 833'e yükseldi.
İlk Kovid-19 vakasının 30 Ocak 2020'de kaydedildiği Hindistan'da günlük vaka sayısı yıl içinde artarak 16 Eylül 2020'de 97 bin 859'a kadar yükselmişti.
Salgının dönemsel zirve noktası olan bu tarihten itibaren günlük vaka sayıları aşağı yönlü seyre geçmiş, sonraki 4,5 ay boyunca istikrarlı şekilde azalarak 1 Şubat'ta 8 bin 587'ye kadar düşmüştü.
İlk dalganın ardından vaka eğrisi şubattan itibaren yukarı doğru sert bir yay çizerek yeni ve ilkinden çok daha büyük bir dalga meydana getirdi. Vaka sayısı 4 Nisan'da 100 binin, 15 Nisan'da 200 binin, 21 Nisan'da 300 binin ve 30 Nisan itibarıyla 400 binin üzerine çıktı.
Hindistan'da gerçek vaka ve ölü sayının çok daha fazla olduğu düşünülüyor. Uzmanlar test sayısının azlığı ve özellikle kırsal kesimde insanların evlerinde ölmelerinden dolayı sayıların gerçekte olduğundan az bildirildiğini söylüyor.
Brezilya ve ABD'de pandemi döneminde günlük 4 binden fazla ölüm bildirilmişti. Hindistan'da hastane yatağı ve oksijen dilenen ailelerin görüntüleri son 10 günden bu yana görülüyor ve morglar ve krematoryumlar da durumla başa çıkmakta zorlanıyor.
Cumartesi günü başkent Yeni Delhi'deki Batra Hastahanesi'nde oksijen bittiği için 12 kişi hayatını kaybetti ve bu bir hafta içinde iki kez yaşandı.
Times of India gazetesi, güneydeki Anthra Pradesh eyaletinde 16 kişinin, başkent Yeni Delhi'nin dış mahallelerinden Gurgaon'da da 6 kişinin oksijen olmadığı için öldüklerini bildirdi.
Hindistan Sağlık Bakanlığı, ülkede uygulanan aşı sayısının 158 milyon 932 bin 921 doza ulaştığını duyurdu. Hindistan, ABD ve Çin'in ardından dünyada en fazla aşı yapılan ülke konumunda bulunuyor.
Dünyanın en büyük aşı üreticisi olmasına rağmen, ülkede aşı sıkıntısı yaşanıyor ve iç talebi karşılayabilmek için AstraZeneca aşısının ihracı geçici olarak durduruldu. Hindistan'ad Oxford-AstraZeneca ve Hintli Bharat Biotech şirketinin aşısı kullanılıyor. Rus yapımı Sputnik V aşısına da kullanım onayı verildi.
Aşılamanın, virüsün yayılmasını durdurmada daha etkili olabilmesi için aşılama kapsamına alınmayan 18-45 yaşlarındaki nüfusun bugünden itibaren aşılanmaya başlanması planlanıyor.
Dünya genelinde birçok ülke acil yardım malzemesi yolladı. Perşembe günü itibariyle 40 ülke Hİndistan'a yardım yolladı. ABD'nin yolladığı oksijen, maske, hızlı test kitleri dolu ilk uçaklar Cuma günü Yeni Delhi'ye ulaştı.
ABD, aşı hammaddesi ihraç yasağın Hindistan'ın AstraZeneca aşısı üretme kabiliyetini olumsuz etkilemesi nedeniyle eleştirilmiş ve yasak geçen hafta kaldırılmıştı.
120 solunum cihazı taşıyan bir Alman uçağı da Cumartesi günü Hindistan'a ulaşırken, İngiltere de tıbbi malzeme yardımı yaptı.
Merkezi yönetim, ulusal bir kısıtlama koymakya isteksiz. Başbakan Modi bunu "son çare" diye tanımlıyor. Üst düzey liderler geçen yıl uygulanan kapanmanın ülke üretimini yüzde 24 azaltması üzerine ekonomik etkilerinden korkuyor.
Kısıtlamanın insani boyutları da ağır olabilir. Geçen yıl 68 gün uygulanan kısıtlamalar, işsiz kalan ya da paraları biten milyonlarca göçmen işçinin evlerine zorlu bir yolculuk yapmalarına neden olmuştu.
Hükümetin yardımlarına muhtaç yoksullar, özellikle yetersiz beslenen çocuklar ve hamile kadınlar yardımlara ulaşmakta zorlanmış, aşılama programları durmuş ve başka ağır hastalıklar geçirenler sağlık hizmetlerine ulaşamamıştı.