21.08.2021 - 07:55 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Afganistan'da Taliban dönemi vahşetle başladı, hem Kabil Havalimanı çevresinden hem de diğer şehirlerden gelen görüntülerle dünyanın kanı çekildi.
Kabil Havalimanı'ndaki izdihamda hayatını kaybeden 14 yaşındaki bir kızın ailesi, ülkeyi terk etmek isteyen Afganların içinde bulunduğu kötü duruma dikkat çekmek için, kızlarının kefenlenmiş vücudunun bu şok edici fotoğrafını yayınladı.
Lise öğrencisi Marzia Rahmati, ebeveynleri ve küçük kardeşleriyle Afganistan dışında yeni bir hayat hayal ediyordu ve aile, akrabalarının bulunduğu yakınlardaki Tacikistan'a seyahat etmek için vize aldı.
Marzia'nın, Taliban'ın devralmasından bu yana Kabil Havalimanı'ndaki kargaşada ölen 12 kurbandan en gençlerinden biri olduğuna inanılıyor.
Kalabalık Pazartesi günü, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinden sadece birkaç saat sonra silah sesiyle paniğe kapıldığında, Marzia ailesinden ayrı koptu ve yere düştü. Korkuyla kaçanların ayakları altında çiğnendi ve birden fazla yara aldı.
Henüz 14 yaşında korkunç bir şekilde hayatını kaybeden Marzia'nın 28 yaşındaki teyzesi Zakia Ahmadi, ailesinin ölümüyle tam anlamıyla 'yıkıldığını' söyledi ve ekledi:
"İnsanların şu anda burada gerçekte neler olduğunu görmelerini istiyoruz, dünya bize yüz çevirdiği için küçük bir kız öldü." diyen Zakia, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kız kardeşim Fatima, Marzia'nın annesi ve ailesi, kızlarının eğitimine devam etmesini istediler ve bunun Taliban yönetimi altında mümkün olmayacağından endişelendiler.
"Ülkeyi terk etmek için gerekli tüm belgelere sahiplerdi, ancak havaalanındaki kargaşada şansları yoktu. Kalabalık her yere koştu ve ardından silah sesleri duyuldu. Herkes panikledi.
"Marzia'nın babası Mustafa ve annesi, biri erkek biri kız olmak üzere iki küçük çocuklarını koruyorlardı ki halk koşmaya başladı. Kalabalık arasında kalan Marzia onlardan ayrılıp itiş kakış arasıda yere yığıldı.
'Babası ona ulaştığında hayattaydı ancak durumu çok kötüydü. Tıbbi yardım ararken önce uzun bir süre onu taşıdı. Her yeri mosmor olmuştu ve iç kanaması vardı. Hastaneye varır varmaz öldü."
Marzia'nın 32 yaşındaki annesi Fatima da izdiham sırasında yaralandı, ancak daha sonra hastaneden taburcu edildi. Zakia, yetenekli bir öğrenci olan yeğeninin bir kız okulunda 9. sınıf öğrencisi olduğunu ve öğretmen olmayı hayal ettiğini söyledi.
Bu sabah ortaya çıkan şoke edici görüntü, binlerce kapana kısılmış Batılı ve Afgan Taliban'dan kaçmaya çalışırken, tahliyelerin tüm hızıyla devam ettiğini iddia eden İngiltere ve ABD'yi yalanlar nitelikteydi.
Eski bir Kraliyet Deniz komandosunun karısını Kabil'den alan neredeyse bomboş bir uçağın görüntüsü ortaya çıkar çıkmaz bomba etkisi yarattı.
Kabil'de yaşayan İngiliz göçmen Paul 'Pen' Farthing, Afganistan'ı saran kaos sırasında karısından ayrı düştü. Farthing, Twitter'da yaptığı açıklamada eve dönüş yolunda olduğunu söyledi ve Norveç uçağı olduğuna inanılan uçağın içinin görüntüsünü paylaştı.
Eski deniz komandosu, "Kaisa eve gidiyor! Ancak bu uçak boş… Kabil havaalanının dışında bekleyen binlerce kişi içeri giremedikleri için ezilirken bu görüntü skandal. Ne yazık ki insanlar bu görev bittiğinde geride kalacak, çünkü biz bu işi doğru yapamıyoruz." ifadelerini kullandı.
Görüntünün ortaya çıkmasından sonra İngiltere Silahlı Kuvvetler Bakanı James Heappey, birliklerin geri çekilmesinden önce havaalanının muhtemelen birkaç gün daha açık kalacağını ve insanların geride kalacağını kabul etmek zorunda kaldı.
Savunma Bakanı Ben Wallace, İngiltere'nin kurtarma uçuşlarında 'mümkün olan her alanı' kullandığı konusunda ısrar etmiş ve tahliye çabalarında 'her saatin önemli olduğunu' vurgulamıştı.
Wallace, Batılı güçlerin 'tek bir koltuğun boşa gitmemesini' sağlamak için çalıştığını da sözlerine eklemişti. Oysa bu hafta, yeni rejim altında zulüm tehdidinden kaçmak için mücadele eden binlerce insana rağmen Afganistan'dan sadece bir avuç insanla ayrılan tahliye uçuşlarının yapıldığına dair haberler gelmişti.
Times'ın aktardığına göre, en az bir RAF jeti, Taliban militanları, insanların havaalanına girmesine izin vermeyi reddettiği için Afganistan'ı yarı boş bırakmak zorunda kaldı.
Bakanlara ayrıca son tahliye uçuşunun Kabil'den ayrılabileceği ve hızlandırılmış zaman çizelgesinin daha fazla İngiliz uyruklu ve Afgan'ın geride kalmasına neden olabileceği söylendi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Washington'da Perşembe günü 6 bin kişinin tahliye edildiğini ve önümüzdeki saatlerde askeri uçuşlara çıkmalarının beklendiğini söyledi.
Batılılar ve vize sahipleri, havaalanının dışında toplanan ve ABD ile İngiliz birliklerine geçmeleri için yalvaran 50 bine yakın çaresiz Afganlardan oluşan kalabalık nedeniyle kapılara ulaşamadıklarını söylüyorlar.
Afganistan'da yönetimi ürkütücü bir hızla ele geçiren Taliban, verdiği sözlere rağmen her geçen gün gerçek yüzünü göstermeye devam ediyor. Bir bölge polis şefinin idam edildiği görüntüler izleyenleri şoke etti.
20 yıl önce kadınları vahşice ezen ve El Kaide teröristleriyle ittifak kuran despot savaşçılar, artık yeni bir örgüt olduklarında ısrar edip özgürlüğe, eşitliğe ve temel insanlığa saygı göstereceğine dair güvence verseler de ortaya çıkan görüntüler bunu yalanlayan nitelikte.
Uluslararası Af Örgütü insan hakları grubu, Taliban savaşçılarının geçen ay ülkenin Gazni eyaletinin kontrolünü ele geçirdikten sonra dokuz etnik Hazara erkeğini katlettiklerini ve görgü tanıklarının cinayetlere ilişkin üzücü açıklamalar yaptığını duyurdu.
Afganistan'ın yeni yöneticileri, yirmi yıl önceki muadilleri kadar kana susamış ve zalim olduklarını şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtladılar.
Malistan ilçesine bağlı Mundarakht köyünde 4-6 Temmuz tarihleri arasında meydana gelen vahşet sırasında, kendi eşarbıyla boğulan ve kol kasları kesilen bir kişi de dahil olmak üzere altı kişi vurularak, üç kişi de işkenceyle öldürüldü.
Örgütün despot yönetimine karşı savaşanlardan intikam almayacağını iddia etmesine rağmen, onlara karşı çıkan bir bölge polis şefi soğukkanlılıkla idam edildi.
İnternette dolaşan şok edici video görüntüleri, Herat yakınlarındaki Badgis Eyaleti şefi General Hacı Molla Achakzai'nin diz çökmüş, kelepçeli ve gözleri bağlı bir şekilde kurşun yağmuruna tutulduğunu gözler önüne serdi.
Komutanın, geçen hafta sonlarında Taliban'ın yıldırım hızıyla ilerleyişinde Türkmenistan sınırına yakın bölgeyi ele geçirdikten sonra Taliban tarafından tutuklandığı bildirildi.
The Times'ın haberine göre, Taliban militanları Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle için bir gazeteci ararken, muhabirin aile üyelerinden biri vurularak öldürüldü.
BM'ye sunulan gizli bir rapora göre, Taliban üyeleri şimdi Afganistan'da Birleşik Krallık, ABD ve NATO güçleriyle çalışmaya cesaret edenleri aramayı yoğunlaştırıyor.
Taliban savaşçıları kapı kapı dolaşıp memurların, tercümanların ve diğer konsolosluk personelinin akrabalarını tehdit ederken, diğer militanlar Kabil havaalanının dışında insanları durduruyor.
Taliban'a karşı gösteriler ise yayılıyor. Afganistan'da Taliban bayrağına karşı ülke bayrağı bugün birçok şehrin sokaklarında dalgalanıyor. Afganistan’ın 102'nci Bağımsızlık Günü sebebiyle ülkede çeşitli şehirlerde insanlar sokağa çıktı.
Afganistan bayrağını taşıyan kişilerin, "Bayrağımız kimliğimiz" sloganları attığı bazı sosyal medya videoları da paylaşıldı. Reuters haber ajansı, görgü tanıklarına dayandırdığı haberinde, Perşembe günü Esadabad'da düzenlenen benzer bir protestoda birkaç kişinin, silah seslerinin neden olduğu izdihamlarda hayatını kaybetmiş olabileceğini bildirdi.
Sokaklarda insanlara ateş açan, stadyumlarda idam gerçekleştiren Taliban'ın vahşetini ortaya koyan yeni fotoğraflar yayınlandı. Yerel medya, Taliban militanlarının toplu mezara atıp kurşuna dizdiği kurbanlar olduğunu bildiriyor.
Birleşmiş Milletler'e (BM) sunulan bir raporda ise, Taliban'ın NATO ve ABD askerleriyle çalışan ve işbirliği yapan herkesin yakalanması için çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. BM'ye istihbarat bilgisi sağlayan Norveç'teki Küresel Analiz Merkezi'nin düzenlediği gizli raporda, "Taliban, hedef alınan kişilerin teslim olmaması halinde, ailelerinin öldürüleceği veya tutuklanacağı tehdidinde bulunuyor" deniyor.
Askeri, polis ve araştırma birlimlerinde görev alanların özellikle risk altında olduğu belirtilen belgede, "Taliban, tüm büyük kentleri ele geçirmeden önce, buralardaki bireylerin yerlerini belirleme çalışması yaptı" ifadesi kullanılıyor.
Belgede, Taliban militanlarının, Kabil havaalanına girişte denetleme yaptığı, bazı yabancı personelin çıkışına izin verilirken, "kaos" durumunun devam ettiği belirtiliyor. Rapora göre, Taliban, yeni rejim için çalışacak ajan ağları kuruyor.
Peki, resmen evrim geçirdiğini dünyaya ilan eden, değiştiğini söyleyen Taliban ne yapmak istiyor? BBC İzleme Servisi'nden Mina al-Lami, örgütün Afganistan halkını kazanmak için kampanya yürüttüğünü bildiriyor:
"Taliban, farklı platformlardan yürüttüğü halkla ilişkiler kampanyası üzerinden Afganistan halkı ve uluslararası toplumun kalbini ve aklını kazanmaya çalışıyor. Örgüt, yerel halk, bankalar, işletmeler, yatırımcılar, sivil yabancı çalışanlar, komşu ülkeler ve bölge güçlerine süslü mesajlar verirken, herkes için 'güvenli ve istikrarlı' bir ülke yaratmak istediklerine vurgu yapıyor.
Kadınlar ve kız çocuklarının geleceğine dair kaygıların farkında olan örgüt, dün Twitter'dan paylaştıkları ve 'okula gitmekte olan' kız çocuklarını gösteren bir resimle kızların eğitimden koparılmayacağı mesajını vermeye çalıştı. Aynı gün paylaştıkları bir başka videoda ise burka takmayan ve başörtüsü ile örtünen kadın doktor ve hemşirelerin çalışmaya devam ettiği görülüyordu.
Örgüt sadece normal yaşamın sürdüğü değil, kendi yönetimi altında bir ilerleme de yaşandığı mesajını vermek istiyor. İnsanların Taliban'ın gelişinden memnun olduğunu iddia ediyor. 13 Ağustos'ta yayımladıkları mesajda da vilayetlerin kolayca ellerine geçmesinin bunun kanıtı olduğunu öne sürmüşlerdi.
Ancak başarmaları esnek ve pragmatik davranmalarına bağlı - ki onların vermeye çalıştıkları imaj da bu. Öte yandan siyasi kazanımlar elde etme çabaları sonucu Taliban daha geniş anlamda radikal hareketin gözünde kolayca meşruiyetini kaybedebilir."
AP haber ajansı, ABD'nin çekilmeden önce Afganistan'a 20 yıl boyunca 837 milyar dolar para harcadığını ve tüm çabaların bir hafta içinde çöktüğünü bildirdi.
Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Aymaklar (Aimaq), Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar ve Beluçilerin de aralarında bulunduğu birçok etnik grubun yaşadığı Afganistan'da, 20 ile 40 arası farklı dil ve lehçe konuşuluyor.
On yıllardır çalkantının dinmediği Afganistan'daki kırılmanın başladığı olay, 1979 yılının son günlerinde başlayan Sovyetler Birliği işgali oldu. ABD'nin direnişçilere destek verdiği 10 yıl süren işgal sırasında çok sayıda ülkeden 100 bini aşkın kişi Afganistan'a giderek Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı.
Sovyetlerin 1989'da Afganistan'dan çekilmesinin ardından bu kez iç savaşa savrulan ülkede, Cumhurbaşkanı Muhammed Necibullah'ın 1992'de devrilmesiyle Afgan nüfusunun yarısını oluşturan Peştun grupların Kabil'deki hakimiyeti de sarsıldı.
İç savaş sürerken kurulan Taliban, farklı grupların desteğini aldı ve 27 Eylül 1996'da Kabil'e girerek iktidarı ele geçirdi. Böylece Afganistan'da, ABD liderliğindeki NATO birliklerinin 2001'deki saldırısına kadar devam edecek dönem başlamış oldu.
ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarından Afganistan'da üslenmiş El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin'i sorumlu tuttu. Afganistan'ı yöneten Taliban'dan El Kaide üslerini kapatmasını ve liderlerini ABD'ye teslim etmesini istedi. Taliban reddetti.
7 Ekim 2001'de Amerikan ve İngiliz uçaklarının Taliban ve El Kaide hedeflerine hava saldırısıyla Afganistan'da yeni bir savaş başladı. Afganistan'ı bu kez işgal eden ABD'ydi. Washington'ın 20 yıllık savaşı, Taliban'la masaya oturulması ve çekilme kararı alınmasıyla bitti.
Öte yandan ABD Deniz Piyadeleri olduğu bu görüntüde, bir Havacı, Kabil'de tahliye sırasında bir bebeği rahatlatıyor.