18.06.2020 - 12:33 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünyanın zirvesinde gerginlik üçüncü gününde... Nükleer silah sahibi iki ülke arasındaki çatışmayı dünya soluğunu tutarak saniye saniye izliyor. 3 bin 488 kilometreyle dünyanın en uzun sorunlu sınırını paylaşan tarafların bölgeye yaptığı mühimmat ve birlik sevkiyatları benzer gelişmelerin tekrar yaşanmasına yönelik endişe yaratıyor.
Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) Uzmanı Dr. Hayati Ünlü, Ladakh'ta 20 Hint askerinin ölümüyle sonuçlanan olayları ve sonrasında yaşananları değerlendirdi.
Ünlü, 15 Haziran’da 20 Hint askerinin ölmesinin ardından yapılan açıklamaların iki tarafın da askeri gerilimin ortaya çıkmasını istemediğini gösterdiğine işaret ederek, "Kısa sürede varılan uzlaşılar iki ülkenin savaş senaryosuna karşı olduğunu destekliyor. Buna rağmen bölgeye sevk edilen birlik ve mühimmatlar oldukça fazla. Bunu da küçümsememek gerekiyor." şeklinde konuştu.
Müzakere sürecinin askerler üzerinden yürütüleceğine dikkati çeken ve askerlerin diplomasiye daha az yatkın olup sorunları sahada çözme gibi bir eğilime sahip olduklarını kaydeden Ünlü, "15 Haziran’da yaşananlar önümüzdeki süreçte de karşımıza çıkabilir. Taraflar masada ellerini güçlendirmek adına görüşmeler devam ederken bu tür çıkışlar yapabilirler." dedi.
Ünlü, Ladakh’ın Çin için jeopolitik ve güvenlik açısından önemli olduğunun altını çizerek, “Başta Ladakh olmak üzere Keşmir bölgesi ve çevresi, Himalayalar bölgesi güvenlik tartışmalarının her zaman merkezinde yer almıştır. Bu bölgeyi kontrol edenin Himalayaların kapısını tuttuğu kabul edilir. Ladakh’ın kontrolü demek, Çin için Hindistan’ın elini kolunu bağlamak demek." değerlendirmesinde bulundu.
Pekin yönetiminin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde ABD-Çin rekabetinin "yeni Soğuk Savaş" tartışmalarına dönüştürdüğü bir ortamda, "Çin’in yanında olunmuyorsa bile Çin karşıtı bir pozisyon alınmamasını" istediğini belirten Ünlü, Hindistan’ın tamamen Çin’i karşısına alacak bir tavır sergilemediğini ve meselenin çözümü için "iyi huylu çok taraflılık" söylemi üzerinden hareket ettiğini vurguladı.
ABD ile Çin arasındaki rekabetin, bu ülkelerin bölgesel dinamikleri kendi lehlerine harekete geçirmek amacıyla birçok ülkenin uluslararası ilişkilerde kendini yeniden konumlandırması ihtiyacını ortaya çıkardığına işaret eden Ünlü, Covid-19 salgınının farklı dinamiklere yol açtığını söyledi.
Ünlü, “ABD, 'Çin virüsü' söylemiyle bir taraftan Çin'in ahlaki açıdan yükselen liderlik pozisyonunu sarsmaya çalışıyor. Diğer taraftan başta Hindistan'ı davet ederek yeni küresel istikrarsızlık tehdidi olarak Çin'i hedefe koyan G-11 ittifakını inşa etmeye çalışıyor." dedi.
Ünlü, Çin ile yaşanan gerilimin Hindistan'ın iç siyasetine etkisi olacağını belirterek, “Bugüne kadar her türlü dış mücadele Hindu milliyetçisi Narendra Modi hükümetinin işine yaradı. Fakat Pakistan’a karşı 'aslan' kesilen Modi'nin Çin’e karşı aynı tavrı neden takınmadığı ülke içindeki milliyetçi damarı kaşıyan bir soruya karşılık geliyor." dedi.
Hindistan'ın kuzeydoğusundaki Ladakh bölgesinde, Hint ve Çin askerleri arasında çıkan çatışmada en az 20 askerin öldüğü bildirildi. Bu, on yıllardan beri ara ara gerginliğin tırmandığı sınırda, 1975’ten sonra duyulan ilk ölüm haberi.
Pazartesi akşamı Ladakh'daki Galwan Vadisi'nde gerilimin düşürülmeye çalışıldığı bir süreçte, devriye gezen Hindistan askerleri Çin güçleriyle dar bir sırtta karşı karşıya geldi. Çıkan kavga sırasında Hindistan tarafından bir komutan itilerek dere vadisine düşürüldü. İki taraf da yüzlerce asker çağırdı ve çıkan taşlı, sopalı kavgada çok sayıda asker aşağı düştü.
İki tarafın da kayıplar verdiğini duyuran Hindistan ordusu, ilk başta üç askerini kaybettiğini belirtse de, sonradan ağır yaralanan 17 askerinin daha öldüğünü açıkladı. Yeni Delhi yönetimi, çatışmada ateşli silahların kullanılmadığının altını çizdi.
Hindistan’ı sınırları iki kere ihlal ederek Çinlilere saldırmakla suçlayan Pekin ise, askerlerinin ölümünü kabul etse de sayı vermedi. Ancak Çin Komünist Partisi'nin resmi yayın organlarından Global Times gazetesinin yazı işleri müdürü, Çinli askerlerin de öldüğünü anladığını fakat ordunun halkı provoke etmemek için sayı vermekten kaçındığını ifade etti.
Birleşmiş Milletler iki tarafa da itidal çağrısında bulunurken, Hindistan çatışmanın ardından iki tarafın da bölgeden çekildiğini bildirdi. Nisan sonundan bu yana iki ülke arasındaki gerginlik arttı. Ladakh bölgesinin doğusunda ve Sikkim eyaletinde, iki ülke askerlerinin karşı karşıya gelmesinin ardından gözler bu bölgeye çevrildi.
Hindistan ve Çin, Ladakh'ta yer alan Demchok, Chumar, Daulat Beg Oldie, Galwan Vadisi ve Pangong Tso Gölü çevresine ek güvenlik gücü konuşlandırdı. Çin askerleri, Galwan Vadisi'nde yaklaşık 100 çadır kurarken, Pangong Tso Gölü'ndeki devriye botlarının sayısını da artırdı.
Galwan Vadisi gibi tartışmalı alanlardan çekilmeyen askerler taşlı, sopalı ve yumruklu kavgalara girişti, ancak bu haftaya kadar hiçbir ölüm haberi gelmedi. Bu ay başında iki tarafın komutanları bir araya gelerek çatışmanın kesilmesi için birbirlerine söz verdi.
Himalayalardaki tartışmalı sınır bölgesi, Çin ve Hindistan’ın 1962’de savaşa girişmesine neden oldu. Ateşkesle biten savaşın sonucunda Fiili Kontrol Hattı (LAC) şeklinde adlandırılan yaklaşık 3 bin 500 kilometrelik fiili bir sınır oluşturuldu.
Seyrek nüfuslu ve yüksek rakımlı bölgede iki tarafın da kabul edeceği resmi bir sınırın oluşturulmaması, o dönemden bu yana zaman zaman küçük çaplı çatışmaların yaşanmasına yol açtı.
Fiili Kontrol Hattı’nın sınırlarının netleştirilmesi için özellikle son 20 yılda pek de çaba gösterilmeyince, son olarak 2013 ve 2017’de de benzer arbedeler yaşandı.
Fiili Kontrol Hattı’nda Ladakh, Arunaçal, Himachal ve Uttarakhand çevreleri olmak üzere 23 adet tartışmalı ve hassas bölge bulunuyor. Ayrıca, iki ülkenin iddiasına göre sınırın her iki tarafından birbirlerinin topraklarına geçiş ihlalleri yaşanıyor. Bu noktada, Hindistan her yıl Çin askeri birliklerince ortalama 300-400 civarı sınır ihlalinin yaşandığını ileri sürüyor.
Bundan önce iki ülke arasında yaşanan son ölümlü olay, Çin askerlerinin Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Arunaçal Pradeş’te 4 Hint askerini öldürdüğü 1975’te yaşanmıştı.
İki taraf da asker göndererek ve altyapı kurarak bölgede daha fazla toprağı kontrol etmek istiyor. Çin Himalayaların doğusundaki 98 bin, batısındaki 38 bin kilometrekare toprağın kendisine ait olduğunu iddia etse de, Hindistan buna net bir şekilde karşı çıkıyor. Geçen sene Ladakh’ı tartışmalı Keşmir bölgesinden ayırarak federal bir bölge ilan eden Hindistan’ın tek taraflı bu hamlesine, Çin konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyarak tepki göstermişti.
Dünyanın en kalabalık nüfusa sahip iki ülkesinde de nükleer silah var. İki ülkenin de ordularını milli gururlarına dayanak olarak görmesi; sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı tehdit eden bir milliyetçiliğin nüvesi.
İki taraf da gerginliği yatıştırmaya yönelik çabalar sergilese de, askerlerin ölmesi çatışmaları başka bir boyuta taşıyabilir. Ancak pek çok başka sorunla boğuşan iki ülkenin sonu görülemeyecek bir gerginliği tırmandırmak istemeyeceğini ifade eden uzmanlar da var.
Öte yandna cephe hattından ölüm haberlerinin gelmesi üzerine Hindistan'da bir öfke patlaması yaşanıyor. Göstericiler, sokağa dökülüp Çin'i protesto etti. Ahmedabad kentindeki öfkeli göstericiler, Çin lideri Xi Jinping'in fotoğraflarını yakıp gözlerini oydu. Başkent Yeni Delhi'deki gösterilerde ise, polis ekipleri bazı protestocuları gözaltına aldı.
Çin'le Hindistan arasındaki tartışmalı Himalayalar sınırında ilkbaharda tırmanan gerginlik, iki ülkenin bölgeye binlerce asker sevk etmesi ve tahkimat yapmasıyla yeni bir boyuta taşınmıştı.
İki ülke askerleri arasında 5 ve 9 Mayıs tarihlerinde Pangong Gölü ve Kuzey Sikkim'de yumruk yumruğa kavga yaşanmış, görüntüler sosyal medyada paylaşılmıştı.
100 kadar askerin yaralandığı olayların ardından, Çin tartışmalı Ladakh sınır bölgesindeki hassas noktalara binlerce asker gönderip çadırlar kurdu.
Pekin yönetimi söz konusu noktadaki bir askeri üssünü genişletmeye başlarken, Hindistan ordusu bazı taburlarını 'teyakkuz bölgelerine' kaydırdı.
ABD Başkanı Donald Trump, gerilimin yükselmesi üzerine iki ülkeye itidal çağrısı yaptığını ve Pekin'le Delhi arasında arabuluculuk yapmayı önerdiğini açıkladı.
Haziran ayının başına gelindiğindeyse, tarafların çatışmasına dair çatışmaya dair Pangong Gölü kıyısında çekilmiş yeni görüntüler ortaya çıktı.
Hindistan topraklarına yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıktaki gölün kıyısında alınan kayıtta, Hindistan'ın Halk Kurtuluş Ordusu askerinin Çinli askeri dövüp Çin'e ait zırhlı aracı parçaladığını görüldü.
Bu video Twitter'da yayınlandıktan sonra, Çin kaynaklı bazı sosyal medya hesapları da, kanlı ve bilinci kapalı Hintli askerlerin iple bağladığını gösteren bir fotoğraf yayınladı.
Fotoğrafta, Çin'a ait asker üniforması giyen güvenlik güçlerinin yüzlerindeki koruyucu maskeler dikkat çekiyordu. Bu da fotoğrafın corona virüs salgını sırasında çekildiğini ve yakın tarihli olduğunu kanıtlıyordu.
Yine aynı günlerde Hint basınında çıkan bazı haberler, Çin birliklerinin Hint topraklarına birkaç kilometre girerek, Hint karakollarını ve köprülerini parçaladığı yönündeydi.
Mayıs ayındaki çatışmanın ardından İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesine konuşan Hindistan'ın eski Pekin büyükelçilerinden, Delhi'deki Çin Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Aşkok K. Kantha, son gerginliğin sınırdaki rutin olaylardan çok farklı olduğunu söylemişti:
"Durum ciddi. Bunun belli bir bölgeyle sınırlı bir olay olduğunu düşünmüyorum. Çin bu kez daha saldırgan bir tavır içinde. İki tarafın da az sayıda asker bulundurması gereken bölgeye oldukça fazla sayıda asker sevk etti.
Çin ya bölgede hak iddiasında bulunuyor ya da Hindistan'a hassas jeopolitik konularda daha dikkatli olması gerektiği mesajını vermeye çalışıyor."
Hindistan bir süre önce Fiili Kontrol Hattı'na yakın bölgelerde Hindistan ordusunun manevra kabiliyetini artıracak bir dizi altyapı projelerine girişmiş, yeni yollar ve uçak pistleri inşa etmeye başlamıştı. Ancak bu askeri inşaatlara corona virüs salgını nedeniyle ara verildi.
Bu projelere yanıt vermek için Çin bölgeye asker takviyesi yaparken, Hindistan haber kanalı NDTV, sınırdan yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki bir Çin askeri üssünün uydu görüntülerini ekrana getirdi.
Görüntülerde, askeri üste geniş çaplı inşaat faaliyetlerinin yürütüldüğü ve savaş uçakları için bir pistin de inşa edildiği öne sürülüyordu.
2017'de iki ülke Çin'in tartışmalı bir bölgede yol genişletme çalışması nedeniyle çatışmaya girmişti. Hindistan, Ağustos 2019'da da Ladakh'ı tartışmalı Keşmir bölgesinden ayrı bir federal bölge ilan etmiş, bu adımı kınayan ülkeler arasında Çin de yer almıştı.
Hindistan ve Çin geçmişte yalnızca bir kere, 1962'de savaştı. Çin ordusu birliklerinin komşu ülkenin kuzeydoğusuna girmesiyle başlayan savaşta, Hindistan bir yenilgi aldı.
4 bin 250 metre yükseklikteki dağlık bir coğrafyada bir ay kadar süren savaş sonunda iki taraftan toplam 2 binden fazla asker yaşamını yitirdi. Ateşkes anlaşması imzalayan taraflar, savaş öncesi sınırlarına döndü.
Dünyanın en kalabalık iki ülkesi arasında, son 30 yıl içinde sınır ihtilaflarını çözmek için yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı. Hindistan, Çin'in Aksai Chin platolarını kapsayan 38 bin kilometrekare toprağını işgal ettiğini savunuyor.
Pekin yönetimi ise, 'Güney Tibet' olarak adlandırdığı Hindistan'ın Arunaçal Pradeş eyaletindeki 90 bin kilometrekarelik toprakta hak iddia ediyor.
Son yılların yükselen gücü Çin, ABD ile ticaret savaşına girdi ve halihazırda 8 milyonu aşkın insana bulaşan corona virüsün ilk kez görüldüğü ülke oldu.
ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) geçen yılın başlarında yayınladığı bir rapor, Çin'in dünyanın en gelişmiş silah sistemlerine sahip olduğunu göstermişti.
Pentagon'un istihbarat faaliyetlerini yürüten Savunma İstihbarat Dairesi'nin (DIA) raporuna göre Çin, bazı alanlarda rakiplerini geçti.
Raporda, Çin kısmen ülke pazarına girecek yabancı şirketlere teknolojik sırlarını verme zorunluluğu getiren yasaları sayesinde son yıllarda askeri alanda büyük ilerleme kaydetti.
Raporda, şu ifadeler yer aldı: "Mümkün olan her yolla teknolojiye erişen Çin, donanma tasarımları, orta ve uzun menzilli füzeler ve hipersonik silahlar da (ses hızından defalarca daha hızlı olan ve füze savunma sistemlerine yakalanmayan füzeler) dahil olmak üzere bir dizi teknolojide lider konumuna yükseldi.
Teknoloji erişimine çoklu yaklaşık sayesinde Çin Halk Kurtuluş Ordusu şimdi bazı en modern silah sistemlerine sahip. Hatta bazı alanlarda dünya lideri."
DIA'nın raporunda, "Hava, deniz, uzay ve siber uzaydaki askeri kabiliyeti, Çin'i bölgede iradesini dayatabilecek konuma getirdi" ifadesi yer alıyor.
İstihbarat raporunda, Çin'in bölgesel ve küresel hedefleri vurabilecek, radara yakalanmayan orta ve uzun menzilli savaş uçakları geliştirdiğini, bu uçakların 2025'e kadar operasyonel hale gelebileceği belirtiliyor.