23.09.2020 - 09:55 | Son Güncellenme:
Sivas'ta yapımına aynı tarihlerde başlanan ve her ikisi de 1271 yılında tamamlanan iki önemli tarihi eser, geçmişteki siyasi satranç oyunlarının tezahürü iki tarihi bina olarak dikkat çekiyor. 1248 yılında Sivas'ın Suşehri ilçesi yakınlarında Selçuklular ile Moğollar arasındaki Kösedağ Savaşı yaşandı.
Savaşı kaybederek geri çekilmek durumunda kalan Selçuklu Devleti'nin hakimiyet alanlarına, Moğolların uzantısı durumundaki İlhanlılar ortak oldu. Ancak her şeye rağmen hakimiyet alanlarını korumaya çalışan Selçuklu Devleti ile İlhanlılar arasındaki o dönem yaşanan güç savaşı, binalara da yansıdı. Sivas'ta aynı anda inşa edilen Gök Medrese ve Çifte Minareli Medrese de o dönem iki devlet adamının meydan okumasına dönüştü.
Selçuklu baş veziri olan Sahip Ata Fahrettin Ali, Gök Medrese'yi inşa ettirirken, İlhanlılar'ın Anadolu Genel Valisi Şemsettin Cüveyni ise hem de Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus'un bizzat yaptırdığı ve bugün kabrinin de içinde bulunduğu Şifaiye Medresesi'nin tam karşısına Çifte Minareli Medrese'yi dikti. Kendisini Anadolu Selçuklu sultanından üstün gören Cüveyni Çifte Minareli Medrese'nin kitabesine 'Sahib-ül azam (baş vezir), sahib-i divan, dünya ve dinin güneşi' gibi unvanlar yazdırdı.
Sivas Gök Medrese kitabesinde ise Sahip Ata Fahrettin Ali, daha önce yaptırmış olduğu eserlerde devamlı kullandığı 'Allah'ın rahmetine muhtaç kul' ifadesini kullanmayarak, kendisi için 'Sahib-ül azam (baş vezir), hayır ve iyilikler sahibi, din ve devletin övünç kaynağı' gibi yüceltici ve meydan okuyucu unvanlar kullandı. Her iki yöneticinin de kitabelerde, devletlerinden çok kendilerini yüceltmeleri ve rekabetlerini yansıtmaları açısından dikkat çekiyor.
Benzer şekilde tasarlanan her iki yapı da dört eyvanlı, açık avlulu ve çift katlı inşa edildi. Rekabet nedeniyle acele yapılan eserlerin taç kapılar hariç diğer kısımlara özen gösterilmemesi bugüne de yansıdı. Çifte Minareli Medrese'nin kapı ve minare harici bugün bulunmazken, uzun yıllar bir kısmı harap durumdaki Gök Medrese duvarları ise 20 yıl süren bir restorasyon ile ayağa kaldırıldı.