Nişantaşı’ndaki bu daireyi emlakçı ile başka bir eve bakmaya giderken fark etmiş: “Apartman yeni bitmişti, kimsecikler yerleşmemişti daha. İçini bile görmeden ‘Tamam burada oturacağım ben’ diyerek yarı yoldan dönmüştüm. Zaten aylarca, yıllarca ev arayanlara şaşıyorum. Bugün taşınmaya karar vereyim, akşamına istediğim gibi bir evi mutlaka bulurum.”Zaten taşınması yine gündemde. “Abdi İpekçi Caddesi’nde yeni biten bir apartmanı gözüme kestirdim. Niyetim iki ay sonra orada olmak. Yeni bir eve geçme, orada ilk yaşayacak ilk kişi olma fikrine bayılıyorum. Sıfır daire sevenlerdenim anlayacağınız” diye gülerek anlatıyor
Nişantaşı’nda, şakayık Sokak’ta doğmuş. Bu semtten uzakta yaşamak hiç ona göre değil. “Beyoğlu ve Cihangir’de yaşamayı düşünmedim. Nişantaşı bana hayatın içinde olduğumu hissettiren ve beni besleyen, ruhuma uygun bir damar adeta... Sevdiğim mekanlar, sinema, arkadaşlarım, terzim, manavım hepsi yürüme mesafesinde” diyerek, buradan niye vazgeçemeyeceğini açıklıyor bir çırpıda... 100 metrekarelik evi salon, mutfak, üç oda ve iki banyodan oluşuyor. “Tam bana göre. Ne çok büyük, ne çok küçük. Pratik bir ev burası” diyor. Mutfağa girip ara sıra eve çağırdığı arkadaşlarına yemekler yapıyor. “Puf böreğim iyidir” diyor kendinden emin bir ifadeyle
Modern tarzda dekore ettiği evinde ağırlıklı olarak Mudo Concept ve IKEA’dan tercihler yapmış. “Ahşap mobilya seviyorum. Ayrıca evde beyaz ferahlığını da hissetmek hoşuma gider. O yüzden L kanepem bembeyaz” diyor. Üzerinde yayılmayı sevdiğini söylediği bu oturma grubunu, Yastık Mağazası’ndan alınmış desenli yastıklar süslüyor.Çiçek, evde onun için olmazsa olmaz... Penceresinin hemen karşısında Marjinal Çiçekçi’nin olması büyük şans. “Evimde, her daim taze çiçek var bu sayede” diyor
Ayşe Özyılmazel, evdeki iki odayı giyinme odası yapmış: “Kıyafet almaya meraklıyım. Bazen onları koyacak yer olmuyor. Kıyafetleri vermek için eskimelerini beklemem. Arkadaşlarıma dağıtırım, onlar da bu durumdan memnunlar. Ev değiştirirken eşya konusunda da aynı şeyi yaparım. Yeni eve, yeni eşya ve enerji girsin isterim” diyor. Sadece aile fotoğrafları demirbaş onun için...
Evim dergisi, 5’inci yaş özel sayısında beş ünlünün evine konuk oldu, onları en sevdikleri köşelerinde görüntüledi
Yorgunluğumu burada unutuyorum Sabah gazetelerimi okurken, kahvemi içerken, dostlarımla sohbet ederken evimin bu köşesini tercih ederim. Çünkü bu köşe benim için huzur, sıcaklık, samimiyet ve rahatlık demek... Geceleri tiyatrodan yorgun döndüğümde, mumlarımı yakıp da bu koltuğa oturunca tüm yorgunluk ve stresimi üzerimden atıyorum
Her fırsatta piyanonun başında Evimde vakit geçirmeyi sevdiğim yerlerden biri; piyanomun başı... Hem egzersiz yaptığım hem de bestelerimi çalıştığım bir köşe burası... Bestelerimi notalandırdığım piyanom benim için çok özel. Son albümüme ismini veren şarkım “Milat” da bu piyanoda bestelendi.
Yorgunluğumu burada unutuyorum Sabah gazetelerimi okurken, kahvemi içerken, dostlarımla sohbet ederken evimin bu köşesini tercih ederim. Çünkü bu köşe benim için huzur, sıcaklık, samimiyet ve rahatlık demek... Geceleri tiyatrodan yorgun döndüğümde, mumlarımı yakıp da bu koltuğa oturunca tüm yorgunluk ve stresimi üzerimden atıyorum
En kıymetlisi kıyafet odası Ben bir sahne kadınıyım ve kendimi en iyi hissettiğim yer işte burası... Kıyafetlerimin olduğu oda... Burası en kıymetlim... şovlarımda kullandığım tüm elbiselerim, aksesuvarlarım bu odada. Odayı bir dolap gibi düzenlememin sebebi, elimi attığımda her aradığımı kolayca bulabilmem. En büyük sıkıntım ise sayısı artan aksesuvarları yerleştirecek yer bulamamak...
Aile fotoğraflarının yanında Aile fotoğraflarının ve sevdiğim objelerin olduğu bu köşede vakit geçirmeyi çok seviyorum. Kitap okuyorum, televizyon seyrediyorum. Kahvemi içip, camın önündeki muhteşem ağacı seyredip hayallere dalıyorum. Evimin her yerini çok seviyorum ama bu köşenin yeri ayrı.
Uzun süren sessizliğini çıkardığı single ile bozan Ayşegül Aldinç, Cihangir sırtlarındaki muhteşem evinin kapılarını Instyle Home dergisine açtı...
14 yıl önce taşındığı çatı dubleksi evini, daha sıvaları kurumamışken satın almış. Tüm iç dekorasyonunu o zamanki zevki doğrultusunda kendisi düzenlemiş. Ama şimdilerde evin dekorasyonunu biraz yenilemek istediğini anlatıyor. O konuşurken 12 yaşındaki sevimli Himalaya cinsi kedisi Osman da çekim hazırlıklarını şaşkınlıkla izliyor. “Evimde bu tarz bir çekim ilk kez yapılıyor, ondandır” diyor Aldinç gülerek. “Hayatımda her zaman kedilerim oldu. Arkadaşlık etsinler diye iki adet olmalarına daima dikkat ettim” diye belirtiyor sonra da
200 metrekareden oluşan dairenin üst katında artık hakkını vererek yaşamak istediğinden bahsediyor. Toplam dört oda, salon, iki banyodan oluşan evde kendine göre Feng Shui uygulamaları yapmış. “Örneğin yatak odamda girişin tam karşısı kariyer köşesi. O duvarda şimdi daha çok işle ilgili belge ve fotoğraflar asılıdır” diye anlatıyor.
Evin en karakteristik özelliği, hiç kuşkusuz Boğaz’a ve Adalar’a hakim olan muhteşem manzarası. Her odadan deniz gözüküyor burada. O da zaten ilk bu özelliğine vurulmuş evin. Yaşadığı diğer evlerinde de denizi hep gördüğünden bahsediyor bize. “Ama hakkını veriyor musun diye bir sorun” diyor. Salondayken hep sırtı denize dönük otururmuş. “Belli bir zamandan sonra deniz poster etkisi yapıyor insana. Eve ilk gelen hep burada oturduğumu düşünüyor doğal olarak. Ama işin aslı öyle değil. Alışkanlıklar söz konusu olunca değer bilmezlikler başlıyor galiba. Benim durumum da o hesap” diye samimiyetle anlatıyor.
Onun için salonu, sayılı dostları geldiğinde vakit geçirdiği bir mekan daha çok. Aldinç, evinde kendi kendiyle baş başa kalmayı sevenlerden. “Bu benim seçimim tabii. Çok az insanla misafirlik ilişkim vardır” diyor ve devam ediyor: “Evinde davetler, partiler veren biri hiç olmadım. Ben gittiğim yerlerden bazen çaktırmadan kaçabilirim, ama evinizde davet verince nereye kaçacaksınız?”
Şu günlerde Acun Ilıcalı’nın ‘Yok Böyle Dans’ programında hünerlerini sergileyen Eda Taşpınar, evinin kapılarını InStyle Home’a açtı.Taşpınar, Baltalimanı’ndaki evi “Enerjik, tıpkı benim gibi” diye tanımlıyor.
Evinin dekorasyonunda daha çok ahşap eşyaları tercih etmiş Eda Taşpınar.
Sabahları soluğu aldığını söylediği köşede en favori parça ise “Stoa’dan alınan Tardu Kuman tasarımı ceviz iskemle.”
İşte Türkiye'nin en ünlü kadınlarının hiç bir detayın unutulmadığı muhteşem evleri...
Ünlü sunucu Ece Erken, en son taşındığı dairesinin kapısını Instyle Home’un Ağustos sayısında yer almıştı.Erken: "Burası benim kalem. Keyfini de maalesef daha süremedim. Devamlı tadilat vardı evin içinde. Her şey rayına yeni oturdu"
Şıklıktan çok, rahatlık veren kıyafet ararım. Bu dekorasyonda da böyledir. Rahat kanepe, rahat iskemleler isterim evimde. Ama azıcık şatafata da hayır diyemem. O yüzden burası tam beni yansıtıyor.
İnsan tek başına yaşamaya başlayınca kendini daha iyi tanıyor ve ne istediğini daha iyi biliyor galiba. Yalnız yaşama duygusu ve kararları tek başına alıyor olmak çok hoşuma gidiyor açıkçaası. Ama bu durum beni bazen korkutmuyor da değil.
Polat Tower henüz yapım aşamasındayken mal sahibi Adnan Polat bana, ‘Buradan bir daire al, yatırım olsun’ demişti. 12 yıl önce 10. katta o zaman oynadığım diziden gelen parayla bir daire satın almıştım. Bir süre de içinde yaşadİm. Sonra satıp yine buradan bir daire almak istedim. Buranın güven veren hissi hoşuma gidiyordu Geçenlerde 24 saat hizmet veren yemek servisini keşfettim. Bazen konforlu bir oteldeymişim duygusu yaşatıyor burası bana.
Galatasaraylı futbolcu Arda Turan ile yaşadığı aşkla gündemde olan Sinem Kobal, Batı Ataşehir’de tek başına yaşadığı stüdyo dairede InStyle Home dergisini ağırladı.
Onun için filmin başka bir önemi daha var. Bu da artık çocuk karakterlerden sıyrılıp genç bir kadını canlandırıyor olması. “Farklı bir Sinem ile karşılaşacaksınız” diyor. Haksız da sayılmaz! “Dadı” dizisinde evin büyük kızı olarak hafızalara kazındığı gün dün gibi aklımıza geliyor. “Ama 10 sene geçti üzerinden. Benim televizyonda ilk uzun süreli dizi tecrübemdi Dadı” diyor o günleri hatırlayarak.
Geçtiğimiz yıla kadar ailesiyle birlikte yaşayan Kobal, bir sene önce 60 m2’lik bu stüdyo daireye taşınmaya karar veriyor. “Bir arkadaşım buradan yatırım yapmamın doğru olacağını söyledi, ben de onu dinledim. Başta burada yaşamak gibi bir niyetim yoktu. Aile hayatından gayet memnundum çünkü” diyor. Bir oda, banyo ve oturma alanına açılan bir mutfaktan oluşan bu kutu gibi daire onun gizli sığınağı olmuş şimdi. “Daireyi sevince yavaş yavaş eşyalarımı getirmeye başladığımı fark ettim. Bir baktım ki burada yaşamaya başlamışım” diye anlatıyor. Sinem Kobal, arkadaşlarını yemeğe çağırmayı çok seviyor. “Yemek konusunda fena sayılmadığımı söyler kızlar. Balık ve makarnalar konusunda iyi olduğumu söyleyebilirim” diye anlatıyor.
Ev dekorasyonunda modern çizgiyi sevdiğini söyleyen oyuncu, oturma bölümüne süet bir L kanepe, buna uyan ahşap sehpa ve televizyon ünitesi yerleştirmiş. “Bir kerede alışverişe çıkıp evin eksikliklerini gidermeyi sevmiyorum hiç. Yaşadıkça ve yalnız yaşama alışkanlıklarımı keşfettikçe eşya alırım. Gereksiz şeyleri tutmaya izin vermiyor bu tarz evler. O yüzden ihtiyacınız olanı koyabiliyorsunuz sadece” diyor.
Ajda Pekkan
Oldukça modern döşenmiş bir ev onunki.Sade ve Uzakdoğu işi mobilyalar dengeli kullanılarak salonda güzel bir armoni yakalanmış.
Aile fotoğrafları ise salonun başköşelerini kapmış gözüküyor.
Ajda Pekkan, yorgun sahne çalışmalarının ardından en büyük zevkinin evinde vakit geçirmek olduğunu söylüyor.
Ünlü sanatçı yatak odasında dışı ayna kaplı bir gardrop kullanmayı tercih etmiş.
Evin tüm duvarları beyaz. Salonda az ve öz ama zevkli aksesuvarlar dikkat çekiyor.
Evin giriş bölümünde büyük cam bir sehpa göze çarpıyor. Sehpanın üzeri şamdanlarla süslenmiş durumda.
Salonun baş köşesinde ihtişamıyla göz kamaştıran bir de piyano var.
Geçtiğimiz yıl Akgün Otel'in hissedarı Engin Akgün ile nikah masasına oturan ceyda Düvenci Beykoz Acarkent'te bulunan ve "aşk yuvamız" dediği evinin kapılarını İnstyle Home dergisine açtı.
Düvenci’nin salonunda ilk göze çarpanlar mumlar, melekler ve kedi bibloları oluyor. “Çok seviyorum bu figürleri ve onların eve uğur getirdiğine inanıyorum. Evin içinde, havuzun yanında her yerde görebilirsiniz onları” diyor. Neredeyse evin tüm kapı eşiklerine Michelangelo’nun melek figürleri bezenmiş. “Evi dekore ederken eşim ve ben daha önce yaşadığımız evlerimizden uyumlu olabilecek parçaları bir araya getirmeye çalıştık. Bazılarını marangoza vererek şekillerini değiştirdik” diyor.
İki salon, beş oda ve altı banyodan oluşan toplam 370 m2’lik bu villanın bahçe katında salon, mutfak, misafir banyosu ve bir yardımcı odası bulunuyor. Üstte ise yine mutfak ve geniş salonlu bir kat daha var.
Bahçedeki ağaç dallarına Bodrum Le Kabbak’dan aldığı kabakları asmış. “Kabaklar bahçeye nostaljik ve romantik bir görünüm katıyor” diyor.
2005 yılında evlenen Demet Şener - İbrahim Kutluay çifti Levent'teki 4 katlı villalarının kapılarını InStyle Home dergisine açtı.
Demet Şener, her bir detayın düşünüldüğü evi için "Evlendiğimiz zaman The Ritz Carlton Otel'in rezidansında kalıyorduk. Bu ev de boş duruyordu. İbrahim 10 yıl önce almış ama hiç oturmamıştı. İrem doğunca buraya taşındık. Dekorasyonunu ben yaptım. Burası bizin cennetimiz, huzur kalemiz" diyor....Katlar arası ahşap merdivenlerin kullanıdığı evin salon bölümünde renk olarak mor ve tonları tercih edilmiş.
Duvarları açık renk olan salonda büyük ve ihtişamlı yemek masası dikkat çekiyor. Masanın hemen arkasında bulunan büfenin üzeri ise aile fotoğrafları ile süslenmiş durumda.