Son Güncellenme:
Almanya’nın en önemli araştırma üniversitelerinden biri olan The Freie Universität, Berlin sınırları içerisinde bulunuyor. Uluslararası ve beşeri bilimler ve sosyal bilimler alanındaki araştırmaların yanı sıra; doğal ve sosyal bilim alanında da başarılı çalışmalara imza atan üniversite, tank şekline benzeyen mimari yapısı ile dikkat çekiyor.Soğuk savaş döneminde Batı Berlin’de kurulan üniversitenin ismi, kontrolün gittikçe arttığı Humboldt Üniversitesi'nden sürülen öğrenciler tarafından konuldu. 1968’te Berkeley, Paris ve Londra ile paralel Alman öğrenci hareketinin merkezi olan üniversite, 1980’li yıllarda 66 bin öğrencisi ile Almanya’nın en büyük üniversitesi haline geldi. Üniversitenin özgürlük anlamına gelen ismi, şehri saran Sovyet istilasına karşı özgür olmayan alanlarının aksine, Batı Berlin'in özgür dünyanın bir parçası olan statüsüne atıfta bulunuyor.
Kont 5. Eberhard tarafından 1477 yılında kurulan üniversite, devlet üniversitesi niteliği taşıyor. Köklü bir üniversite olan The Freie Universität’ın öğrencileri arasında ünlü bir gök bilimci olan Johannes Kepler de bulunuyor. Berlin’in en büyük üniversitesi olarak tarihe geçen yapıda, yaklaşık olarak 29 bin öğrenci eğitim görüyor ve bu öğrencilerin 4 bin tanesi yabancı uyruklu öğrencilerden oluşuyor.
17 fakülteye ev sahipliği yapan üniversite, 1970 yılında yeniden yapılandırıldı. Tarih ve sosyoloji alanında Almanya’nın en iyi üniversitesi olarak kabul edilen The Freie Universität, 2012 yılında Alman Hükümeti tarafından Almanya'nın en iyi 11 üniversitesi arasında yer aldı. Üç ana stratejik merkeze ayrılan üniversitenin araştırma stratejileri merkezi, araştırma planlanmasına odaklanıyor. Uluslararası işbirliği merkezi yeni nesil akademik yetenekleri destekliyor ve üçüncü olarak da Dahlem araştırma okulu, hem akademik yetenekleri hem de araştırma projelerini destekliyor.
Dünyaca ünlü İngiliz mimar Lord Norman Foster tarafından tasarlanan The Freie Universität’ın kütüphanesi, tepeden bakıldığında bir kafatasını andıran tasarımı ile çarpıcı bir görünüme sahip. Üniversitenin kütüphanesi, hem fonksiyonel özelliği hem de tasarımı nedeniyle öğrenciler tarafından beyin olarak adlandırılıyor.En son teknolojilerle donatılan bina hem öğrencileri bilgi ile buluşturuyor hem de yeşil mimarlık stratejisi ile çevre bilinci aşılıyor. Eğrisel bir forma sahip olan yapı, oval tasarımı ile 700 bin kitaba ve daha önce kampüste yer alan 11 kütüphaneye ev sahipliği yapıyor. 1980 yılında tamamlanan ve inşaatı on yıl süren binanın maliyeti ise neredeyse 126 milyon!