Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Donald Trump, ilk döneminde kendisini sıkıntıya sokan, ABD’nin meşhur “Müesses nizamıyla” çatışacak, hesaplaşacak derken, tam tersi onun Gazze’de yapmak istediği “kirli oyunu” kaldığı yerden devam ettirme niyetinde... Hegemon güç olmak istiyor, kampanya sürecinde vaat ettiği barış, huzur yerine kaosu getirmeyi hedefleyen biri olarak esip gürlüyor... İsrail’e dur demediği gibi doğrudan Filistinlilerin vatanlarına gözünü dikmiş durumda... “Gazze’yi İsrail’den devralacağız” diyor. Gazze ne zaman İsrail’in oldu da başkasına devrediyorsa? Eski ABD Başkanı Biden’in çok büyük bir askeri desteğine rağmen İsrail Gazze’de sonuç elde edemedi. Katil Netanyahu Gazze’yi Filistinsizleştiremedi. Havadan attıkları “terk edin burayı yoksa öleceksiniz” bildirilerine ve alçakça bombalı saldırılara karşılık Filistin halkı yerinden, yurdundan kıpırdamadı. İnsanlar gitmemekte, topraklarını, vatanlarını kaybetmemekte direndi... Şimdide Trump, “Gazze’yi Ortadoğu’nun Rivierası yapacağım güzellemesiyle kahraman Filistin halkını vatanlarından koparmaya, bir başka ülkeye göndermeye zorluyor. Hem de birçok ülkenin, hatta kendi partisi Cumhuriyetçi senatörlerden gelen tepkilere ve BM’nin “zorla yerinden etme etnik temizlikle eşdeğerdedir” açıklamalarına rağmen... Ne yapacağı öngörülemez denilen Trump iyice zıvanadan çıkmış bir halde olası bir 3. Dünya Savaşı’nı önlemekten daha çok böyle bir tehdidi, savaşı tetikler havada yani... 

Haberin Devamı

***

Bu da sürprizden ziyade “nerede kalmıştık” durumu aslında. Zira Trump ilk döneminde de Kudüs’ün tamamını “İsrail’in başkenti” olarak kabul etme, işgal altındaki Suriye toprağı Golan Tepelerinin İsrail’e ilhakını tanıma adımlarının ardından Filistinlileri hepten yok sayarak “Kudüs’ü ve Batı Şeria’yı İsrail’e verdim” dedi. Hem de yüzyılın anlaşması ya da barış planı yutturmacasıyla. Bugün olduğu gibi toprakların gerçek sahibi Filistinlilere para dahi teklif etti pervasızca. Tabii anında da Filistinlilerden “Kudüs ve topraklarımız satılık değildir” yanıtını aldı. Yani o zamanda başkanlık koltuğunun verdiği güç ve kibirle Ortadoğu’da sınırlar çizen Trump, “dünya emlak kralı” edasıyla ülkelerin topraklarını parselleyerek, ABD’nin jandarması İsrail’e devretmeye çalıştı. Şimdiki tek fark ise Trump’un bu kez Filistin toprağı Gazze’ye doğrudan çökmek istemesi… Onu da kimden istiyor? Filistinlileri yok sayarak İsrail’den. Dolayısıyla uluslararası hukuk, ABD’nin de onayladığı BMGK kararlarını bile tanımayan Trump, yutturmaya çalıştığı gibi Ortadoğu’da çözüm, barış getiren değil, aksine, İsrail ile Filistin arasındaki sorunu düğümleyen bir kafa yapısı içinde açıkçası... 

Haberin Devamı

***

Dünyaya hükmetme modundaki tavırlarıyla da alenen istikrarsızlığı körüklüyor. Daha gelir gelmez komşularını tehdit etti, şimdi de Filistinlilerin vatanı Gazze’ye göz dikerek başka ülkelerin topraklarını babasının malı gibi görüyor. Kafasında geliştirdiği fantezi projelerine karşı çıkanlara da sıkıysa yapmasınlar tehdidi savuruyor… Evet dünyanın en büyük ekonomisine, güçlü bir orduya sahip, teknolojik üstünlüğü doğru ama ABD’nin tüm küresel sistemde tek başına yapamadığını da artık görüyoruz. Trump esip gürleyecek, kafasına göre istediğini yapacak, insanlar her şeye tamam mı diyecekler... Nitekim dünya genelinde büyük tepki çekti. Filistin yönetimi, Hamas ve Arap dünyasındaki birçok lider sert tepkiler verirken, ABD’nin müttefikleri ise planla aralarına mesafe koyduklarını ifade etti. Belki kendisine göbekten bağlı üç-beş ülke Trump’a eyvallah diyebilir ya da bir şekilde Ürdün Kralı, Mısır yönetimini veya koltuğunu ABD’ye borçlu bazı liderleri ikna edebilir ama ülkeleri yönetenler başka, halkları başka... Onları ve kendi ülkesindeki Müslümanları ne yapacak? Trump böyle istiyor diye herkes susup kalacak mı? Çılgındır ne yapsa yeridir deyip kabullenecekler mi?.. Dünya bugüne dek Trump gibilerini çok gördü, hepsinin sonunun ne olduğu ve nasıl anıldıkları da malum...