06.07.2021 - 17:16 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
Bir gün geldi ve o balkonlu evler birden yok oldu! Yani ‘balkonu mutfağa ekleyenler’ de, içinde bol bol geleni geçeni seyretmek isteyenler de birden balkonsuz kaldı. Aslında bu ‘ufak’ yapı değişikliği büyükşehirlerde yeni konutlarda sadece ‘evden işe/işten eve’ gidip gelenlerin bir beklentisi olarak ortaya çıktı. Talebe göre arz kendini yeniledi. Şehir merkezi kalabalıklaştıkça zaten bahçeler de çoktan yapı hatırımızdan çıkmıştı. Örneğin 1+1 rezidans daire, stüdyo daire gibi tanımlar, gün geldi öyle yoğun ilgi gördü ki, arz bile yetişemedi! Çoğu zamanını iş yerinde geçiren beyaz yakalı, küçük bir daireyi uğraşılması daha kolay olarak tercih etti. Ama kim derdi ki, başka bir gün gelecek ve ‘balkonu mutfağa ekleyenler’ ile hiç balkonu olmayanlar; balkon sevdalısı olacak! Evet, koronavirüs salgını tam da bunu yaptı…
‘ARZ AZALDI’
EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, pandeminin değiştirdiği alışkanlıklarla, evde geçirilen sürenin artmasının yeniden balkon ve teras alanlarını kıymetlendirdiğini ifade ediyor. ‘Bu sürecin bir süre daha süreceğini kolay kolay da unutulmayacağını düşünüyorum’ diyen Yazıcı’nın öngörüsü, talep devam edecek. Özellikle ana arterler ve şehrin merkezlerinde ev bulmanın hem satılık hem de kiralık için zorlaştığını kaydeden Yazıcı, bu nedenle fiyatlardaki artışlara da dikkat çekiyor. Yazıcı, yine bu dönemde gelişen ‘geniş ev’ ihtiyacını da değerlendirirken, “Artık hap gibi evlere talep daha az, çalışma alanları olabilen, an azından çalışma odası olamıyorsa da odanın bir kısmında bir “çalışma nişi” oluşturulabilen evler ön plana çıkıyor. Yeni proje çok az geliştirildiğinden bu tür ihtiyaçların şekillenmesi ve hayatımıza geçmesi zaman alacak” diyor.
ÖNCELİKLİ OLDU
Daha önce tüketici için konut iç hacminin önemine vurgu yapıldığını anlatan ProjEkspert Gayrimenkul Kurucusu Emel Akbaş, pandemi sonrasında bahçe, teras, geniş balkon gibi özelliklerin öncelikli olduğunu söylüyor. Akbaş, “Pandemi sonrasında Ege bölgesinde büyük bir talep patlaması yaşandı ve hala da devam ediyor. İstanbul’da ise Tuzla, Kartal, Pendik, Göktürk, Zekeriyaköy, Sarıyer, Büyükçekmece gibi daha sakin yerleşim bölgeleri tercih ediliyor. Geçtiğimiz 2 yıllık süreçte başta Bodrum ve İzmir olmak üzere Ege bölgesi gayrimenkul fiyatlarında neredeyse yüzde 100’e yakın bir artış söz konusu. İstanbul’da ise aynı dönemde fiyat artışları ortalama yüzde 50 civarında gerçekleşti” diye konuşuyor.
İSTANBUL’DAN EGE’YE
Gayrimenkul sektörünün bir kanadında yavaşlama olduğunu anlatan Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan ise diğer bir tarafta ise talebin azalmadan devam ettiğini belirtiyor. İşte bu hareketli taraf ‘bahçeli, büyük teraslı ya da büyük balkonlu evler’. Genel anlamda öne çıkan bölgelerle ilgili de bir değerlendirme yapan Arslan, “İstanbul’un Zekeriyaköy, Bahçeşehir, belki Göktürk’ün arkaları diyebileceğimiz bölgeleri; Anadolu yakasında Beykoz, Çubuklu, Riva tarafları daha yatay yaşama, daha bahçeli, büyük balkonlu, teraslı evlerin üretilebileceği projelere sahip olması dolayısı ile çok ciddi talep görüyor. Bunun haricinde İstanbul dışına çıktığımızda aslında Ege sahillerindeki herhangi bir bölge başta Urla, Çeşme tarafları, Bodrum ve Göcek tarafları, orta gelir grubuna yönelik olarak ise Dikili, Bademli, Ayvalık lokasyonlarının hepsi ciddi talep görüyor” diyor.
‘ARSA ÜRETİLMESİ GEREKİYOR’
Çalışma alanı bahçeli evler olan Dekar Yapı, bu açıdan gelişen talepleri yakından gözlemliyor. Dekar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kuzu, “Bu süreç insanların evlerinde daha çok vakit geçirmesiyle birlikte oluşan doğal bir süreç. Özellikle kalabalık şehir merkezlerindeki apartmanlardan şehrin çeperlerindeki bahçeli evlere doğru bir yönlenme var” diyor. Kuzu, daha fazla bahçeli konut üretimine imkan verecek çalışmalar için ise, “Bahçeli konut pazarının gelişebilmesi için şehir merkezlerine makul mesafede ulaşım ve altyapı sorunları çözülmüş arsalar üretilmesi gerekmektedir. Şehir merkezlerinde bahçeli ev yüksek arsa maliyetleri nedeniyle çok pahalıya satılmakta ve çok sınırlı sayıda yapılabiliyor” yorumunu getiriyor.