01.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Songül Hatısaru
Türk kadın profesyonelleri genelde yabancı şirketlerde tepe noktalara tırmanırken tersi de yaşanıyor. Bu yıl 600 milyon TL ciro ve 1 milyon adet bilgisayar satışına imza atmaya hazırlanan Türk bilgisayar şirketi Casper’ın başında ABD’li bir kadın CEO var: Charlotte Lamprecht...
Amerika Intel’de üst düzey yönetici olarak çalışan Charlotte Lamprecht, Casper’ın ortaklarından Altan Fakılı’dan teklif alınca tereddütsüz Türkiye’ye gelip işe başlamış. 16 yaşındaki kızı Kalifornia’da yaşıyor. Lamprecht iş hayatında yükselmenin yollarını eğip bükmeden anlattı. Sadece kadınlar için değil erkekler için de altın değerinde öğütler verdi...
* Intel’den geldiniz ve bir Türk şirketinde CEO oldunuz...
Intel’in tüm Amerika’daki satışlardan sorumluydum. Bir yılda yaklaşık 17 ülke dolaşıyordum. Hayatımda ilk kez iş nedeniyle 6.5 yıl önce Türkiye’ye geldim. Daha ilk ziyaretimde dünyadaki en favori ülkelerim arasına girdi. Casper’ı da o zaman tanıdım. Türkiye’deki yemeklere ve sosyal hayata bayıldım. İzleyen iki yılda Casper ve Altan Fakılı ile birkaç projede çalışma fırsatı buldum. Altan Bey teklif edince tereddüt etmeden Intel’den ayrılıp geldim.
15 yılda çözülen sır
* Kızınız matematik problemlerini, teknolojiyle ilgili problemlerini size mi sorardı, babasına mı?
Her zaman bana sorar. Evimdeki networkü kendim kurdum. Duvara bir delik açıp bizzat kendim yaptım, Evdeki bütün televizyon, bilgisayar, telefonları aynı networke bağladım. Elektrik - elektronik mühendisiyim.
* Kariyerinizde annenizin rolü nedir?
Bütün anneler gibi çok hata yaptı. Annem sekreterdi, Oklahoma’da çok yoksul bir köyden geliyordu. Kız kardeşi ve erkek kardeşlerini de o büyütmüş. Üniversiteye gidecek kadar zeki ama fakir olduğu için gidememiş bir anne. Belki de bu sebepledir ki, bana yeterince içsel güven aşılayamadı. Bana hayatla nasıl mücadele edeceğimi gösterdi ama iş hayatıyla nasıl mücadele edeceğimi gösteremedi.
* Kadınların iş hayatında üst düzeye gelmesinin önündeki engeller size göre neler?
Aslında işimizi daha zor yapan annelerimiz. Benim içinde zorlaştıran annemdir. Biz daha çok küçükken kafamıza bir cümle sokuyorlar: İnsanlar sadece cici kızları severler. Ben de şimdi kadın yöneticilere 23 yaşında öğrenebildiğim bir şeyi aşılamaya çalışıyorum. Beğenilmek, sevilmek önemli değil. Saygı duyulmak önemlidir. 15 yılımı aldı bunu beynime adapte etmek. Sadece saygı önemlidir. Erkekler daha hızlı ilerliyorlar çünkü saygının önemli olduğu konusunda daha netler. Bir şeye evet dediğinizde insanların sizi sevmesini değil saygı duymasını önemsemelisiniz. O zaman bir şeye hayır dediğinizde tereddüt etmenize gerek kalmaz bunu beğenecekler mi, beğenmeyecekler mi diye. Size saygı duyacakları konusunda rahat olabilirsiniz...
‘Kraliçe arılardan çok çektim’
* Kadınların iş hayatında birbirlerini desteklediklerini düşünüyor musunuz?
Her zaman değil. Kraliçe arı sendromu, bazı kadınların iş hayatında birbirlerini çekememelerini, desteklememelerini anlatır. Çok kötü bir şeydir. Kadınlar maalesef kendi aralarındaki iletişimde gerçekten çok zorlar. Eski şirketimde bir kaç tane kraliçe arı ile çalıştım. Çok paronoyak olur bu tipler. En küçük bir detayı dahi yönetebildiklerinde başarılı olacaklarını düşünürler.
Fakat ben kariyerimde bir insanın sahip olabileceği en iyi patronlarla çalıştım. Bu patronlardan birisi bana, “Ekibin ne kadar güçlüyse sende o kadar parlak olursun. Bunu yapabilirsen üzerinde tehdit hissetmezsin” dedi.
Daha önce çalıştığım işyerinde benden sonra gelen genç erkeklerin benden önce yükseldiklerini gördüm. Kızmaktansa süreci inceledim. Bunun onların doğru iletişim yöntemini kullanmalarından kaynaklandığını gözlemledim.
Biz bir şirketi işletme konusunda çok iyiyiz, operasyonları yapmak, süreçleri belirlemek, şirketi büyütmek konusunda oldukça iyiyiz. Erkekler de çok iyi hedefler verme konusunda, hatta imkansız hedefler belirleme konusunda çok iyiler. Ve şirketi oraya götürme konusunda da deli gibi çaba sarf ediyorlar. Şirketlerde en iyi kombinasyon hem erkeklerin hem kadınların şirketlerde üst düzey pozisyonlarda olmasıdır.
* Kadın çalışan oranınız nedir?
315’i erkek olmak üzere toplam 390 kişiyiz. Kadın çalışan oranımız yüzde 20.
‘Müzakere etmeyen patlar’
* İş hayatındaki kadınlar için başka önerileriniz var mı?
Müzakere süreçlerini mutlaka öğrenmeliler. Kadınlar için en zor konu bu. Bunu 10 yıl önce patronum sık sık odama büyük bir iş listesiyle gelip, yapmamız gereken çok iş var dediği dönemlerde öğrendim. Bir kadın olarak, “Tabii ki efendim hemen yaparız” deriz. Düşünürüz ki, bu işleri yaptıktan sonra terfi verecektir, maaşımızı artıracaktır. Bunları düşünürüz ama hiçbir zaman dillendirmeyiz. Böylece yıllar geçer, gider. Ve belli bir süreçte bunlar gerçekleşmediği için bir bomba gibi patlatırız.
‘Ben sizin için deli gibi çalıştım, hiç bir zaman beni taktir etmediniz, terfi ettirmediniz’ deriz. Erkekler müzakere tekniği konusunda çok ilerideler oysa.
* Bunu nasıl yapabiliriz peki?
Nazik bir yöntem var. Patron listeyi getirdiğinde, “Bu işleri çok beğendim. Yapacağım, gerekirse geceler boyu uyumayacağım ama yapacağım. Ancak sizden tek bir şey istiyorum. Bunları yaptığımda performans görüşmesinde benim için savaşmanızı istiyorum” deyiverin adama. Tam da o anda ama. Kadın olarak bunu başarabilmeliyiz. Bu çok zor bir şey değil...
‘Türkiye’de gördüğüm babayiğit Altan Fakılı, akıllı telefon üretiyoruz’
* Ürün yelpazenizi genişletecek misiniz?
Bilgisayar ürünleri hala büyümeye devam ediyor. Bilgisayarlarımızı yeni trendlere uygun olarak geliştirmeye devam edeceğiz. Bundan sonra ekleyeceğimiz ürün tabletler olacak. Geçen yılın üçüncü çeyreğiyle birlikte bunları da üretim imkanımıza dahil ettik. Hem tüketici için hem profesyoneller için tabletler üreteceğiz. Ve tabletlere yakında 3G opsiyonunu da ekleyeceğiz. Her hedef kitle için ayrı tablet planımız var, kadınlar için, gençler için, çalışanlar için neşeli tablet modelleri oluşturuyoruz. Akıllı telefon konusunda da aşağı yukarı son noktaya geldik. Yakında smart telefonlarımız piyasaya çıkacak. Pazara iddialı gireceğiz.
* Başbakan otomotiv sektöründe bir babayiğit arıyordu. Siz gördüğüm kadarıyla telefonda da yerli bir marka üretiyorsunuz...
Türkiye’deki en babayiğit adam Altan Fakılı’dır. Bu yıl telefon da üretmeye başladık. Bu yıl üreteceğiz, gelecek yıl patlatacağız. Bunu notebook tarafında yaptık, bu üründe uluslararası firmalarla rekabet ediyoruz. Biz bu savaşı biliyoruz ve bunu kazanmasını da biliyoruz.
‘Orta yaşlıların klavyeden vazgeçmesi zor oluyor’
* Klavye ve dokunmatik ekranı aynı anda barındıran bilgisayar modelinizi piyasaya sürdünüz. Klavyeden vazgeçemiyor muyuz?
Kişisel olarak excel, yazışmalar, teklifler ve üretkenlik zamanlarımda klavyeyi kullanmayı tercih ediyorum. Ama iş interneti kullanmaya, fotoğraflarıma bakmaya gelince otomatik olarak dokunmatik ekranı kullanıyorum. Dünyada yapılan araştırmalar tüketicilerin yavaş bir şekilde dokunmatiklere geçeceğini gösteriyor. Hatta ve hatta bilgisayarlar tamamen dokunmatik olduktan sonra bile belki de lazerle ya da geçmeli klavyelerle fiziksel klavyeler devam ediyor olacak. Casper olarak Microsoft Windows 8 işletim sisteminin devreye girmesiyle birlikte tüketicilerimize özel uygulamalar sunmaya başladık, bunlar arasında 3 ay ücretsiz TV ve dergi abonelikleri oyunlar harita ve bankacılık uygulamaları var. Gençler dokunmatik ekrana uyum sağladı.
Orta yaş ise 20 yıldır klavye kullanıyor. Onların dokunmatik ekranlara hemen geçmesi zor.
n Satışlar nasıl gidiyor?
Çok iyi. Pazarlama Direktörümüz Cenk Altuntaş’ın beklentisinin dahi üstüne çıktı. Ki, öngörüleri çok iyidir. Dokunmatik ürünlerin biraz daha yüksek fiyatlı olması nedeniyle pazar çok hızlı büyümüyor. Ancak model üç aydır piyasada olmasına karşın cironun yüzde 5’ine ulaştı.
Üretim arttıkça dokunmatik ekranlarda fiyatlar biraz daha aşağı düşecek. 2013’ün sonuna kadar ciroya katkısının yüzde 30’lar, 40’lar düzeyine yükseleceğini düşünüyoruz.
‘Patronla konuşmaya sonuçlardan başlayın’
* Kadınların iletişiminde yanlış şeyler mi var diyorsunuz? Kadınlar nasıl iletişime geçmeli?
Her zaman sonuçlardan başlayın konuşmaya. Biz hep problemlerden söz açıyoruz. Bunu yaptım, bunu yaptım, çok problemlerle karşılaştım. Şefimizi bunlarla bunaltıyoruz, adam bitmiş oluyor bizi dinlerken... Şunu kabul etmeliyiz ki, erkeklerin dünyasında yaşıyoruz. Biz de onlar gibi efektif, etkili bir şekilde iletişim kurabilmeliyiz. Erkek patronunuzla konuşurken onun cümlelerini kurarsanız birincisi ne dediğinizi daha çabuk anlayacaktır. İkinci olarak da sizin de onu dinlediğinizi anlayacaktır. Güvende hissedecektir. Ben buna ayna süreci diyorum. Bu Charlotte’un bulduğu bir şeydir. Benim odama gelen her yöneticim aynalama yöntemini öğrenmelidir. Benim gibi konuşabilmeli, benim kurduğum cümleleri kurabilmeli, benim gibi düşünebilmeli.
Benim kafam o zaman rahatlamış oluyor ve kontrolü elden bırakıyorum.
‘Senin annen değilim’;
* Yönetirken sert misinizdir?
Bazen tatlı bazen sert. Belirlediğim tarihte iş yapılmamışsa veya istediğim kalitede yapılmamışsa önce hiç duygularımı işin içine katmadan, ‘senden bunu bekliyorum, tarih budur’ derim. Üçüncü kez söylersem duygularımı işin içine katıyorum. ‘Sen bir profesyonelsin, bu yaptığın iş senin standartlarının altında, kendini bu konuda sorumlu hissetmelisin, ben senin annen değilim ve hiç annen olmak istemedim. Eğer bir işi senden üç defa istiyorsam, artık annen olmuşum demektir. Bu işi istemiyorum’ diyorum. Kendimizi işimizi yaparken duygularımıza kaptırmamak konusunda eğitmeliyiz. Bu Türk insanı çok zor bir konu. Bırakın kadınları erkekleri için bile zor bir konu... Türk erkekleri de duygusal iş hayatında.
YARIN: Doğuş Holding Strateji Bölüm Başkanı Özlem Denizmen