22.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Bölgesel Finans Konferansı’na video mesaj gönderen Erdoğan, yaklaşık 2 yıldır sağlıkla beraber ekonomik boyutu da olan küresel bir krizle mücadele edildiğini, gıda ve emtia fiyatlarının dünya çapında son 10 yılın rekorunu kırdığını, ülkelerin pek çoğunun bu krizi dışa açılarak yükü paylaşmak yerine, kendi kabuğuna çekilerek atlatmaya çalıştığını söyledi.
Önemli kazanım
Türkiye olarak bu süreçte hem salgınla mücadelede hem de ekonomi alanında farklı bir yöntem benimsediklerine dikkat çeken Erdoğan, salgının en yoğun hissedildiği dönemlerde bile üretim, lojistik, istihdam ve sanayide kontak kapatma yoluna gitmediklerini belirtti. Menfi ekonomik iklime ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklara rağmen 2020 yılını büyümeyle kapattıklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“2020’de yüzde 1.8’lik oranla G20 içerisinde en yüksek büyümeyi kaydeden, sanayi üretimini en çok artıran ülkeler arasında yer aldık. Bu ivmeyi 2021’in ilk çeyreğinde yüzde 7.2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21.7 büyüme oranları yakalayarak devam ettirdik. Aynı şekilde ihracatta da bir rekora imza atarak yıllık bazda 212 milyar doları geride bıraktık. Salgın döneminde küresel düzeyde yatırımlar yüzde 35 azalırken, bizde neredeyse hiç hız kesmedi. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyümeyle tamamlamayı öngörüyoruz. Bu başarılara paralel olarak uluslararası yatırımcıların ülkemize yönelik ilgisinin de arttığını görüyoruz. Asya merkezli üretim ve tedarik ağına alternatif destinasyon arayışlarında ülkemizin isminin daha fazla ön plana çıkması önemli bir kazanımdır.”
Finans merkezi
Son 19 yıldır her alanda tarihi nitelikte reformlara imza atmış bir yönetim olarak Türkiye’ye olan bu güveni boşa çıkarmamakta kararlı olduklarını belirten Erdoğan, şu mesajları verdi:
“İstanbul Finans Merkezi ile bu alanda dünyadaki önemli merkezlerden biri olmanın peşindeyiz. Bu projenin İslami finans açısından da bir merkez olmasını arzu ediyoruz. Bununla ilgili mevzuat çalışmalarımızı inşallah yakında tamamlayacağız. Ayrıca ülkemiz, iş kurma ve iş yapma imkanları açısından uluslararası yatırımcılar için oldukça cazip bir mevzuata sahiptir.
KDV istisnası, vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti, yatırım yeri tahsisi gibi imkanlar, özellikle stratejik yatırımlar için elverişli şartlar sunuyor. Sanayileşme yanında altyapı ortamını iyileştirmeye yönelik adımlarımız ve ulaştırma koridorlarını birleştiren hamlelerimiz de yatırımcılara yeni fırsat pencereleri açıyor. Enerjiden ulaştırmaya, savunma sanayinden teknolojiye, finanstan gıdaya kadar iş birliği yapabileceğimiz çok sayıda alan bulunuyor. Yatırımcıların bu fırsatları en verimli şekilde değerlendirmesini bekliyoruz.”