04.12.2023 - 11:13 | Son Güncellenme:
Düğün salonu işletmecileriyle otelcilerin, düğün yapma tartışmaları mahkeme kararıyla yeni bir boyut kazandı. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne müracaat eden bir salon işletmecisi; düğün salonu işletmek için alınması gereken ruhsat ve izninin olduğunu, davalının otel işlettiğini, ruhsatı olmamasına rağmen düğün organizasyonları da yaptığını, bu durumun ticari dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğunu öne sürdü. Haksız rekabete yol açığını ileri sürerek, davalının haksız rekabette bulunduğunun tespitine, menine, davalının elde etmesi muhtemel görülen menfaatlerinin karşılığı tazminat ödenmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini istedi. Davalı otel işletmecisi, turizm işletmesi olduğunu, turizm mevzuatında bu tür organizasyonlarının yapılmasına engel bir durumun olmadığını, ayrıca düğün organizasyonu yaptığını ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etti.
EMSAL KARAR
2. Asliye Hukuk Mahkemesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Otelcinin, 'belirtilen tarihte düğün yapılmadı' beyanına rağmen yerel internet haber sitelerine yansıyan düğün haberlerine dikkat çekti. Davalı şirkete ait turizm işletme belgesinin belirtilen tarihte iptal edildiğine dikkat çeken Mahkeme; dava tarihi itibariyle davalı şirkete ait turizm işletme belgesi bulunmadığı, davalının bu belgeyi işbu yargılama devam ederken tekrardan aldığına vurgu yaptı. Kararda; "Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri incelenerek hazırlanan bilirkişi raporlarında, davalının turizm işletme belgesine sahip olmadığı 3 sene boyunca düğün yapıp gelir elde ettiğine dair bir emareye rastlanamadığı belirtilmişse de yerel bir internet sitesinde çıkan bazı haberlerde, davalı şirketin düğün organizasyonu yaptığı ve organizasyona katılan bazı kişilere çekilişle hediye dağıttığının belirtildiği ortadadır. Anılan haberlerin davalı şirketin düğün organizasyonu yaptığını ispat ettiği, söz konusu haberler karşısında şirket kayıtlarında bu organizasyonun yapıldığına dair kayıt bulunmamasının bir önemi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirket eyleminin haksız rekabet niteliğinde olduğu, davacı yanca haksız rekabet sebebiyle tazminat talep edilmişse de bu talebin usulünce harçlandırılmadığı gerekçesiyle, davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabetin men’ine, tazminat talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına ve hükmün ilanına karar verilmiştir." denildi.
Kararı, davalı avukatı temyiz edince devreye Yargıtay 11. Hukuk Dairesi girdi. Emsal kararda, turizm belgesi olmayan otellerde düğün organizasyonlarının yapılamayacağına vurgu yapıldı. Kararda şöyle denildi: "Mahkemece, haksız rekabetin durdurulmasına karar verilmişse de davalı yanın, dava açıldıktan sonra ilgili bakanlığa başvurarak turizm işletme belgesi aldığı, anılan belgenin düğün gibi organizasyonların yapılması hususunda belediyelerce verilen düğün salonu işletme ruhsatıyla aynı değere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davalının anılan belgenin alındığı tarihten sonra düğün organizasyonları yapması davacıya karşı haksız rekabet teşkil etmeyecektir. Bu hale göre, mahkemece, haksız rekabetin durdurulmasına ilişkin talebin konusuz kaldığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken ileriye de şamil olacak şekilde haksız rekabetin durdurulmasına karar verilmesi doğru görülmeyip, hükmün bozulmasını gerektirse de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün belirtilen husus bakımından düzeltilerek onanması gerekmiştir."