29.01.2025 - 07:17 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr/ÖZEL Kafelerde çay, kahve gibi siparişlerin belli bir süre sonra verilmemesi durumunda işletmelerin süreye göre ekstra bir ücret yansıtmaya başladığı belirtiliyor. İşletmeler artık müşterilere ‘yarım saatte bir sipariş zorunluluğu’ uygulamalarına başladı. Hatta 220 TL altı sipariş verenlerin bazı geniş masalara oturamadığına dair haberler medyaya yansımış durumda.
SİPARİŞ VERMEYENE ‘MASA ÜCRETİ’
Şu anda bir çayın 50 TL, kahvenin de 100 TL civarında olduğu kafelerde müşterilerin sipariş vermemelerine karşı ‘masa ücreti’ adı altında bazı ödemeler talep ediliyor.
Kafe ve benzeri işletmelerde masa tarifesi, sipariş vermeme durumunda ekstra ücret talebi gibi uygulamalar kamuoyuna çok sık yansımaya başladı. Peki kafe ve restoranların masa ücreti, sipariş vermeyenler için aldıkları ücretler yasal mı? Böyle bir durumda tüketiciler ne yapmalı?
Konuyla ilgili merak edilenleri Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkan Vekili Avukat İbrahim Güllü ve İstanbul'da bir Restoran CEO'su Nihat Bingöl, milliyet.com.tr’ye değerlendirdi.
‘30 DAKİKA TARİFESİ TABELALARA KONULMALI’
TÜKONFED Başkan Vekili İbrahim Güllü’nün açıklamaları şu şekilde: “Kafe, restoran ve lokantaların böyle bir uygulama yapması her şeyden önce ahlaki ve etik değil. Ancak bu uygulamayı yapan yerler, işletmenin dışına fiyat etiketi yönetmeliği kapsamında fiyat tabelaları ile ‘30 dakika’ tarifesinin uygulandığını belirten uyarılarda koymak zorundadır. Tüketiciler bu uyarıları ilk bakışta görebilmeli ve masalardaki menülerde de bu gözle görülür şekilde belirtilmelidir.
‘TÜKETİCİLER BU YERLERE ADIM ATMAMALI’
Tüketicilere tavsiyemiz bu tür uyarıda bulunan yani dakika tarifesi uygulayan işletmelere adım atmamalarıdır.
MÜŞTERİ DAYATILAN FİYATI ÖDEMEK ZORUNDA MI?
Bunun yanı sıra tüketici mekana girip oturduysa orada sipariş etmediği ürün 30 dakika sonra getirilir ve ‘burada oturmanız için bunu içmeniz gerekli’ denilirse Tüketici Kanunumuzun 7. maddesine göre, sipariş edilmeyen ürün ve hizmetlerden tüketicisi sorumlu tutulamaz, tüketici o ürün ve hizmeti almış olsa dahi bedeli karşı taraf ondan talep edemez
‘AHLAKİ YAKLAŞIMDAN UZAKTIR’
Bu uygulamaya baktığımız zaman özellikle üniversitelerin yoğun olduğu bölgelerdeki kafe ve restoranlarda bu uygulamanı yaygınlaştığını görüyoruz. Bildiğiniz üzere üniversitelerimizdeki öğrencilerimiz genellikle geliri olmayan, eğitim hayatını güçlükle devam ettirmeye çalışan gençlerimizdir. Bunların bütçeleri müsait olmayabilir, gelip orada ders çalışmak için oturuyor olabilir. Kendilerinin alışveriş yapmaya zorlanması, her şeyden önce ahlaki yaklaşımdan uzaktır.
Zamanında üniversite yakını diye kafe ve restoran açan öğrenci potansiyelini değerlendirmek isteyin işletmelerin şimdi maliyetlerin ve kiraların artması nedeniyle çoğunluğunun öğrenci ve genç kesimden oluşan müşterilerine karşı bu yaklaşım tarzı yerinde değildir.
Tüketiciler bu tarz uygulama yapan işletmeleri haksız ticari uygulama ve ayrımcılık nedeniyle Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) ve Ticaret Bakanlığı’na şikayette bulunabilirler.
İŞLETMELER NEDEN BU YÖNTEMLERE BAŞVURUYOR?
Son zamanlarda artan iş yeri kiralarındaki artışlar işletmeleri bu şekilde davranışa yönlendirmiş olabilir. TÜKONFED olarak ev kiraları ve iş yeri kiralarına tavan sınırlaması getirilmesi yönünde taleplerimiz olmuştu. Kiralara sınırlama getirilmesi piyasadaki fiyatların geri çekilmesine ya da en azından artışının durdurulmasına katkı sağlayabilecektir.”
RESTORAN CEO’SU BİNGÖL: 1 ÇAY İÇSENİZ BİLE LİMİT 1500 TL İSE ÖDEMENİZ MÜMKÜN
Restoran CEO’su Nihat Bingöl’ün açıklamaları şu şekilde: “Özellikle İstanbul’da Boğaz bölgesinde bu sistemde çalışan işletmeler olduğunu biliyorum. İşletmeler müşterilerini belli bir harcama limiti ile misafir edebiliyorlar. Bu limiti dolduracak ürün veya hizmeti satın almasanız bile bu ücret sizlerden talep ediliyor. Kısacası limiti 1500 TL olarak belirlenmiş bir işletmede 1 çay içip 1500 TL ödemeniz mümkün veya hiçbir şey sipariş etmediğiniz bir masaya oturma bedeli ödeyebiliyorsunuz.
ÖĞRENCİ BÖLGESİNDEKİ KAFELERDE BU UYGULAMALARIN OLMASI DOĞRU MU?
Kesinlikle yanlış buluyorum. Özellikle hizmet sektöründeki işletmeler, insana hizmet etme gayesi ile kurulur. Üniversite bölgelerinde kurulan işletmelerin ana tüketicileri öğrencilerdir. Öğrencilerimizin sosyoekonomik durumlarını iyi okuyamayan işletmeler zaman içinde müşterilerini kaybedecektir. Hizmet edecek insan bulamayan işletmelerin ise gelir elde edebileceği bir durum oluşamaz.
‘SAAT BAŞI ÜCRET ALDIĞI BELİRTİLMELİ’
Restoran ve kafeler Ticaret Bakanlığı’nın son düzenlemesine göre müşterilerinin ödeyeceği tüm ücretleri işletmenin içinde açıkça ve görülecek bir şekilde belirtmek zorunda. Saat başı ücret alan bir restoranın teorik olarak kapısında saat başı ücret aldığı açıkça belirtilmeli. Eğer belirtilmiyor ise sizlerden kesinlikle bu ücreti talep edemezler. Belirtilse bile bunun Ticaret Bakanlığı’nın son düzenlemelerine açıkça aykırı olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda verilen her mal ve hizmete fiş veya fatura kesilmek zorunda.
‘ÜCRETİNİ ÖDEMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ’
Eğer sizlerden masa ücreti alındıysa bu açıkça ve resmi olarak masa ücreti olarak faturalandırılmalı. Ancak bunun kesinlikle yasal olduğunu düşünmüyorum. Almadığınız hiçbir mal veya hizmetin ücretini de ödemek zorunda değilsiniz.
Ödeme yaptığınız senaryoda Ticaret Bakanlığına bağlı Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilir ve kısa zaman içinde sizden haksız olarak talep edilen ücreti firmadan tazmin edebilirsiniz. Eğer iyi niyetinizin suistimal edildiğini düşünüyorsanız mutlaka ödediğiniz bedelin fiş veya faturasını talep ediniz. Bu hem firmanın unvanı hakkında sizleri bilgilendirecek hem de sizden haksız şekilde alınan ücretin hangi amaçla alındığını gösterecek.
‘UYGULAMA UZUN VADEDE MÜŞTERİ SAYISINI AZALTIR’
Bu uygulamada özellikle kuver sayısı yani kapasitesi düşük restoran ve kafeler, kişi başına düşen ortalama geliri artırmayı hedefliyor. Bir harcama tabanı oluşturarak, müşterilerinin ortalama harcamalarına bir alt sınır oluşturuyorlar. Kısacası müşterilerin belli bir ücretin altında ödeme yapmaları mümkün olmuyor. Bu da kısa vadede kişi başına düşen geliri artırdığı için ciroda bir artış yaşatabilir. Ancak uzun vadede müşterilerinin tepkisini çekerek kişi sayılarında azalma yaşatacaktır. Bizler insana hizmet etme gayesi ile kurulan işletmeleriz. İnsan yoksa bizler ve firmalarımız da olmayacaktır. Misafirperverliği ile ün salmış bir ülkede bu bakış açısına sahip firmaların vatandaşlarımız tarafından çok hoş karşılanacağını düşünmüyorum. Ücret talep ettiğimiz her mal veya hizmetin misafirlerimiz tarafından açıkça anlaşılabilir ve açıklanabilir olması gerekiyor.”