08.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
DUYGU ERDOĞAN - Koronavirüs pandemisinin en hızlı dönüşüme yönelttiği alan beyaz yakalıların çalışma ortamları oldu. Geniş ve toplu ofis alanları kısa sürede boşaltıldı ve uzaktan çalışma sistemleri şirketler tarafından hızla hayata geçirildi. Salgının yoğunluklu dönemlerinde beyaz yakalıların yüzde 80’ine yakınının uzaktan çalışma sistemine geçtiği tahmin edilirken, mevcutta bu oranın yüzde 60 seviyesinde olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bu dönemde şirketler için ‘kurumsallık’ kavramının yeni bir anlam kazandığını anlatırken, pek çok kurumsal şirketin uzaktan çalışmayı kalıcı hale getirdiği görülüyor. Hızlı aşılamanın ardından normal iş akışına dönmeyi planlayan şirketler de bulunurken, düşük yoğunluklu ve hibrit çalışma modelini tercih eden şirketler de oluyor.
Bu gelişmeler hem mevcut ofis yapısının geleceğini, hem de yeni yapılacak ofislerin tasarım detaylarına kadar pek çok kavramı da yeniden yazdırıyor. Tek büyük bir ofis yapılanması olan şirketlerin şehrin farklı noktalarında ayrı ayrı ofis yapılanmaları da son zamanların dikkat çeken gelişmelerinden. Sanal ofis, paylaşımlı ofis gibi sistemler de baştan şekilleniyor.
Ofis tercihlerinin pek çok koşula göre pandemi döneminde yeniden şekillendiğini belirten EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, şirketlerin kurumsallıklarını yeni sürece hızla uyum sağlayarak gösterdiklerini söyledi.
Teknolojinin ulaşabildiği her yerin ofis halini aldığını anlatan Yazıcı, “Çalışanlar arasında, uzaktan çalışmayı tercih edenler de var, endişe duyanlar da. Şirketler ister istemez pandemi sonrası esnek bir politika izlemek zorunda kalacaklar ve pek çok modeli harmanlayacaklar. Yani çalışma hayatı daha çok karma bir modeli içerecek. Uzaktan çalışma ile ofisten çalışmanın harmanlanacağı bu modelde, şehir sınırları değil ülke sınırları bile geçerli olmayacak” diye konuştu.
Merkeze yöneldi
JLL Türkiye, 2021 ilk çeyreğine ilişkin olarak Türkiye’nin Makroekonomik ve Gayrimenkul Piyasası Verileri Raporu’na göre, ilk çeyrek itibarıyla mevcut A sınıfı ofis arzı 5.6 milyon metrekare seviyesinde sabit kalırken, inşaat halindeki yeni projelerin 1.8 milyon metrekareye ulaştığı gözlemlendi.
2017’nin ikinci çeyreği ile 2020’nin ilk çeyreği arasında yüzde 20’nin üzerinde seyreden ve düşüşe devam eden şehir merkezlerindeki A sınıfı ofis boşluk oranının ise 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 16.8 seviyesine gerilediği görülüyor.
Bu düşüşün sebebi ise, şirketlerin kaydadeğer bir şekilde düşen kira seviyelerinden de yararlanarak, 2021 yılının ilk çeyreğinde şehir merkezlerindeki A sınıfı ve birincil lokasyonlarda bulunan ofis binalarını tercih ettiği şeklinde yorumlanıyor.
İhtiyaç kadar kullanım
Pandeminin çalışma alanları açısından kalıcı bir dönüşümü getirdiğini kaydeden Assembly Buildings Genel Direktörü Yasemin Tamer Oğuz, uzun süredir devam eden uzaktan çalışma sonucunda şirket verimliliği veya performanslarında da bir olumsuzluk görülmediğini ifade etti. Oğuz, “Bundan sonra şirketlerin bir ‘mekanı’ olmaya devam edecek ancak bu her çalışanın, her gün, 8 - 12 saat bulunduğu zorunlu bir yer olmayacak. Plazalarda çok büyük değişim olacak. Nitelikli etkileşim, fiziksel iletişimin ana sebep olduğu, etrafına yeme içme, eğitim, kreş gibi gündelik ihtiyaçlarımızın bazılarının servislerinin de entegre edildiği, neredeyse kimsenin özel bir masasının olmadığı, şirket kültürüyle harmanlanmış, eskisinden çok daha küçük, çalışanların ihtiyacı kadar kullanacağı yeni ofisler yaratacağız” dedi.
Üçüncü mekân
Bazı büyük ve kalabalık firmaların İstanbul’un iki yakasında farklı ofisleri çalışanların yakınına götürmeyi tercih edeceğini anlatan Oğuz, bazı firmalarda ise hibrit kullanımın benimseneceğini söyledi. Oğuz, “İstanbul’daki merkezi iş alanları olan Levent, Maslak, Kozyatağı gibi alanlardan uzaklaşmak istenilmiyor. Fakat üçüncü mekan diye yeni bir olgu var. Ofise gelmeyip uzaktan çalışılacak günler için evden çalışmaya alternatif mekanlar. İşte burada beyaz yakalının evinin olduğu İstanbul’un her ilçesi/mahallesi önem kazanıyor; Bağdat Caddesi, Ataşehir, Çekmeköy, Beşiktaş, Sarıyer, Göktürk, Zeytinburnu, Bakırköy gibi” dedi.