Milliyet EnerjiNader Itayim: Avrupa, Ortadoğulu üreticilere taviz vermek zorunda kalacak!

Nader Itayim: Avrupa, Ortadoğulu üreticilere taviz vermek zorunda kalacak!

01.02.2023 - 08:24 | Son Güncellenme:

Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve akabinde Avrupa’yı vuran enerji kriziyle ilgili pek çok analiz yapıldı. Ancak başta Ortadoğu ve Körfez’deki enerji aktörleri ile OPEC+’ın riskleri, fırsatları ve önümüzdeki döneme dair yaklaşımları pek konuşulmadı. Emtia piyasalarındaki belirleyici unsurun hala petrol fiyatları, hatta Ortadoğulu petrol üreticileri olduğunu dikkate alarak, emtia fiyatlandırma, analiz ve haber ajansı Argus Medya’dan Ortadoğu ve Körfez’deki enerji piyasaları konusundaki uzman Nader Itayim’le petrol fiyatlarından, Avrupa’nın gaz müzakerelerine kadar kapsamlı bir şekilde konuştuk.

Nader Itayim: Avrupa, Ortadoğulu üreticilere taviz vermek zorunda kalacak

Fatma G. Kabasakallı/ Milliyet Enerji Itayim, OPEC+ Bakanlarının aldığı kararlarda haklılıklarını kanıtladıklarını belirtirken, Avrupa ile Ortadoğu ve Körfezdeki doğalgaz üreticileri arasında kopukluk olduğunu belirtti. Avrupa’nın kısa vadeli kontrat talebi ve enerji dönüşümü hedefleri nedeniyle riskli bir ortak olduğuna dikkat çeken Itayim, genel olarak enerji krizinde 2024 yılının zorlu geçeceğine de işaret etti.

Haberin Devamı

Rusya-Ukrayna savaşındaki sonra Ortadoğu ve Körfez’deki enerji pazarlarında nasıl bir değişim oldu, nasıl etkilendiler?

Ham petrol, doğalgaz ve petrol ürünleri olarak üç alana ayırabiliriz. Petrol ve doğalgaz üreticileri arasında ilk üçte yer alan Rusya’dan, yani arzı açıkça kesintiye uğrayan büyük bir üreticiden bahsediyoruz. Dolayısıyla ham petrol konusundan başlarsak, 2022’nin ikinci yarısında, zamanla Avrupa’nın Rus ham petrolünün deniz yoluyla ithalatına yönelik 5 Aralık AB yaptırımları beklentisiyle Rusya’dan alımlarını azalttığı bir durum yaşandığı için petrol akışı bundan etkilendi. Bazı ülkeler Rus ham petrolünü bu tarihten önce almaya son verdi, ama bazıları da sonuna kadar almaya devam etti. Bu olurken de Rus arzının düşmeye başladığını gördük, fakat çok da fazla değil. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) dahil pek çoklarının söylediği kadar dramatik bir düşüş olmadı. Neden? Çünkü başta Çin ve Hindistan olmak üzere daha fazla Rus ham petrolünün doğuya gittiğini gördük. Bu ülkeler zaten Rus ham petrolü alıyordu fakat artık daha fazla almaya başladı. Buradaki gerekçeleri de oldukça anlaşılır. Çin ve Hindistan her şeyden önce ekonomilerine ve ulusal çıkarlara odaklanan iki ülke ve bence, Rusya’nın, bu ülkelerinden kendisinden satın almaya devam etmesini ekonomik olarak elverişli hale getirdiği de açık. Ve bugün hala, Doğuya doğru güçlü bir petrol akışının devam ettiğini görüyoruz.

Haberin Devamı

Nader Itayim: Avrupa, Ortadoğulu üreticilere taviz vermek zorunda kalacak

En büyük değişiklik taşıma maliyeti

Çin ve Hindistan’ın Rusya’dan daha fazla petrol alımı Ortadoğulu üreticileri nasıl etkiledi peki?

Elbette Ortadoğulu üreticiler de genellikle Doğuya yüksek hacimlerde ham petrol gönderiyor. Çin birçok Ortadoğu ülkesinin başlıca petrol ithalatçısı, Hindistan da öyle. 2022 yılında, Ortadoğu’dan bu ülkelere giden ham petrolde pek bir düşüş görmedik, ancak daha fazla petrolün Ortadoğu’dan Avrupa’ya gittiğine şahit olduk. Dolayısıyla RusyaUkrayna çatışması başlamadan önce on yıllar boyunca genellikle, petrolün ekonomik olarak neresi fizıbılsa oraya gittiğini görüyorduk. Fakat savaşın başlamasından bu yana, Rusya’ya karşı yaptırımlarla birlikte, şirketlerin de kendi kendilerine yaptırımlar uygulaması, belirli ülkelerin Rus ham petrolünü almayı reddetmesiyle, bu durum değişti. Şu an (Ortadoğulu üreticileri etkileyen) ana etkenin, maliyetlerde olduğunu düşünüyorum, ham petrolü kaynaktan alıcıya taşına maliyetinde.

Haberin Devamı

Rus ihracatı düşmedi

Yaptırımlarla birlikte G7’nin tavan fiyat uygulamasının amacı, esasen Rus devletinin gelirlerini ve Moskova’nın küresel arzını çok fazla etkilemeden bu savaş için kullandığı gelirleri sınırlamaktı. Bir seviyede, genel olarak Rusya’nın ihracat seviyelerinde çok fazla bir düşüş olmadığı görülüyor, ancak ham petrolü alıcılara göndermesi gerçekten artık daha pahalıya mal oluyor. Nitekim Türkiye de Rusya’dan daha fazla ham petrol alan Çin ile Hindistan ile aynı grupta yer alıyor bu noktada. Ortadoğulu üreticilerin de aslında maliyetleri yükseliyor çünkü, Ortadoğulu üreticiler ham petrollerinin çoğunu Doğuya, Asya Pasifik bölgesine gönderirken, şimdiyse Rusya’dan aldığını ikame etmek üzere Avrupa’dan daha fazla talep alıyorlar. Bu, şimdiye kadar gördüğümüz en büyük değişiklik ve 2023’te bu eğilimin daha da güçlendiğini görebiliriz.

Haberin Devamı

Ürünlere ambargo piyasaları karıştırır

Petrol ürünleri konusunda da benzer değişimleri görüyoruz ama aynı ölçüde değil. Rusya, önemli bir ürünleri üreticisi ve ihracatçısı. Ortadoğu da önemli bir petrol ürünleri ihracatçısı, özellikle de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Kuveyt gibi ülkeler. En azından şu ana kadar, Ortadoğu giden Rus petrol ürünleri hacminde artış gördük. Bu konuda, BAE’deki Fujairah hub’ına bakarım genellikle, çünkü Fujairah çok sayıda ham petrolün girip çıkığı bölgesel bir merkez ve iyi bir barometredir. Örneğin orta distilat yakıtlara yani dizel ve jet yakıtına bakarsak, Rusya’dan Fujairah’a akışın 2021’de 0’dan 2022’de yaklaşık 600 bin tona yükseldiğini gördük. Günde ortalama 12-13 bin varil. Bu çok fazla görünmeyebilir, ancak 0’dan buralara geldiğini düşünürsek dikkate değer bir artış. Bence buradaki ekonomi şu, BAE, Suudi Arabistan, Kuveyt ve diğerleri gibi ülkelerin hepsinin kendi ürünleri olmasına rağmen, Rusya’dan indirimli bir ürün alıp yerelde kullanmaları ve kendi ürünlerini uluslararası piyasadaki fiyatlardan satmaları mantıklı. Şubat ayında (AB’nin) petrol ürünleri ambargosu devreye girdiğinde, bu piyasalarda yeni bir kafa karışıklığı katmanı oluşturacaktır. Özellikle Rusya’nın ham petrol ihracatında yaptığını ürünlerin ihracatıyla yapamayacağı düşünülürse. Çünkü Çin ve Hindistan, zaten çok fazla petrol ürünü üreten ülkeler. Dizel, Avrupa’da ana ürün durumunda, şu anda da bir darlık görünüyor ve bu durum Rus ürünlerine yasak geldiğinde daha da kötüleşecek. Yine Ortadoğu, bölgenin önemli miktarda dizel üreticisi olduğu için çözüm olabilir, bu yıl devreye girecek 2 veya 3 rafineri projeleri var, bu projeler, Ortadoğu’nun ürettiği dizel havuzunu artırır. Özellikle Kuveyt’te, Avrupa’ya sunulabileceği, 615 bin varil/gün kapasitede Al-Zour rafinerisi devreye giriyor ki, burada Avrupa için çok fazla ekstra petrol ürünü üretilecek. Kuveyt’in kendisi de Avrupa’yı bu yıl en büyük potansiyel büyüme pazarlarından biri olarak gördüğünü söyledi zaten. Suudi Arabistan ve BAE de Avrupa’ya daha fazlasını göndermek isteyecektir.

Haberin Devamı

Kontrat müzakereleri devam edecek

Ortadoğu’daki gaz piyasasında ne gibi değişiklikler beklemeliyiz peki?

Avrupa baktığımızda, asıl hikaye doğalgaz. Bu kış ve genel olarak 2013 yılında Avrupa’nın bu durumu yönetebileceğini düşünüyorum. Çünkü depolarını doldurmayı başardılar ve kış mevsimi de eskisi kadar soğuk geçmiyor. Fakat bu kışın ötesine baktığımızda, gelecek kış endişe kaynağı olacak. Sanıyorum 6 aydan biraz fazla bir süredir Avrupa hükümetleri Ortadoğu’dan nasıl daha fazla enerji sağlayabileceklerine bakıyor. Bu süre içinde, LNG odak noktası oldu. En son Umman’la yeni tedarik anlaşmaları imzaladıklarını gördük. Umman herkesin aklına gelen ilk üretici olmasa da, gaz sıvılaştırma kapasitesine sahip ciddi bir bölgesel gaz üreticisi. Umman son olarak Shell ve TotalEnergies ile LNG tedarik anlaşmaları imzaladı. Hemen değil, 2-3 yıl içinde tedarik etmeye başlayacaklar sanırım. Macaristan da Umman’la, bir miktar Umman LNG’si için görüşme içinde olduklarını açıkladı. BAE ve Katar da geçen sene Almanya ile birkaç LNG tedarik anlaşması imzalamıştı. Biildiğim kadarıyla İngiltere de 2022 başlarında ilave gaz sağlamaya çalışmış ama sanıyorum başarılı olamamıştı. Bu ülkeler hangi hacimde olursa olsun yeni devreye alınacak her türlü gaz için yeni sözleşmeleri bağlamak için görüşmeler, zorlu müzakereler içindeler.

En büyük zorluk kontrat döneminde

Peki Körfez’deki LNG kontratlarının çoğunun uzun vadeli olmaması bir sorun değil mi? Sonuçta Avrupa ihtiyacı olan gazı bu yıl ya da önümüzdeki yıl alamayabilir, Körfez ülkeleri LNG kapasitesini artırabilse bile bu çok hızlı olmaz gibi görünüyor?

Bahsettiğiniz gibi, Ortadoğulu üreticilerin kontratlar konusunda ne istediğiyle Avrupalıların istedikleri arasında kopukluk var. Avrupalılar 2-3 yıllık kısa vadeli hacimlerin peşinde. Ancak kendilerini 10-20 yıllık kontratlara bağlamak istemiyorlar, oysa Japonya, Güney Kore gibi ülkeler bunu yapma konusunda çok istekli ve mutlu. Dolayısıyla bu müzakerelerde, Ortadoğulu üreticilerin Asyalı müşterilerine doğru yöneldiğini düşünüyorum. Bu yüzden Umman son dönemde, sanıyorum Japonya ve Taylandlı alıcılarla birçok anlaşma imzaladı. Sanırım bu soru Katar’a bile soruldu: Avrupa’ya tedarik edecek misiniz diye. Az önce de bahsettiğim gibi, Almanya’yla bir anlaşma imzaladılar fakat diğerleriyle hala görüşmeler sürüyor, ve bu kısım gerçekten müzakerelerin en zorlu bölümü olacak. Spot kargolar konusundaysa, her zaman bir miktar müsaitlik olacağını düşünüyorum. Fakat nihayetinde, bence, Avrupa’nın (kısa kontrat süresi konusunda) biraz pes etmesi ve Ortadoğulu üreticiler için daha değerli kılmak için, daha uzun dönemli kontratları kabul etmesi gerekecek. Ortadoğulu üreticiler, planlamalarına yardımcı olmak, finansman ve yatırımcıları güvence altına almak için kendi hacimleri için talep güvenliğini sağlamak istiyor. Bu gerçekleşir mi? Avrupalı taraflar bunu kabul eder mi? Bence bir noktada, kabul edecekler. Muhtemelen Avrupalıların istediği şekilde değil, fakat ihtiyaçlar zorunluluk olduğunda, biraz taviz vermek zorunda kalacaklar.

Avrupa riskli bir ortak

Yüksek fiyatlar bile Ortadoğulu üreticileri ikna etmez mi?

Bu güçlü bir teşvik. Üreticilerin, kısa süreli yüksek fiyatlar yerine, uzun vadeli güvenceye sahip olmayı tercih edeceklerini düşünüyorum. Yakın zamanda bir OPEC Bakanı’nın şu sözlerini duyduk: “Bugün yüksek fiyatlardan memnun olsak da, fiyatların sabit, evet düşük, olmasını tercih ederiz, çünkü ancak o zaman fiyatların orada kalacağını biliyor oluruz.” Yatırım söz konusu olduğunda planlama çok yardımcı olur, bu çok önemli. Özellikle de Ortadoğu’da olduğu gibi devlet şirketi üreticiler söz konusu olunca, hükümetlerin gelecek için nasıl bütçe yapacaklarını bilmeleri gerekiyor. Bu yüzden, talebin sağlama alındığını bilmeleri, kısa vadeli kontratlara sahip olmaktan ve 2 ya da 3 yıl sonrasında gerçekleştirmekten daha önemli onlar için. Çünkü aksi taktirde, enerji ortamı değiştiğinde, birdenbire kimsenin almayacağı hacimlerle kalırlar. Ve ABD gibi, Avrupa’da da fosil yakıtlar v.b.’lerinden uzaklaşan enerji dönüşümü planları hakkında çokça duyuyoruz. Bu da, akıllarının bir köşesinde 5-10 yıl sonra gazdan ve diğer hidrokarbonlardan büyük bir çabayla çıkmaya çalıştıklarını hissettiğinizde, bu ülkeleri (Avrupalıları) birlikte çalışmada riskli bir ortak hale getirir. Avrupalılar bu dönüşümü gerçekleştirmek için çok çalışıyorlar ve gaz daha temiz olmasına rağmen, yine de azaltmaya çalıştıkları bir fosil yakıt neticede.

OPEC+ haklı olduğunu kanıtladı

OPEC+ üyelerinin yüksek fiyat ve yüksek gelirden ziyade piyasa ve fiyat istikrarını tercih ettiğini söylediniz. Savaş ve Avrupa’daki enerji krizinin ardından, OPEC, küresel enerji piyasalarının “bilge adamı” mı olmak zorunda kaldı?

Muhtemelen, buna katılırım. Bu fikre katılanlar da katılmayanlar da var. Şahsen, uzun yıllardır onları takip ediyorum. Belki de çok yakınım, fakat gerçek şu ki son 12-18 aydır, OPEC ve OPEC+ Bakanları ne zaman toplansa, bu toplantıyı ABD, diğer ülkeler, hatta Hindistan gibi tüketici ülkelerden yoğun bir dış baskı altında yapıyorlar. Fiyatlar çok yükseldiğinde, OPEC’e üretimi artırmaları gerektiği söyleniyor. Fakat hala 10 defanın 9’unda OPEC+, tam aksini yapmak değil de, piyasa için doğru olduğunu hissettikleri şeyi yaptılar. O dönem bazı kararlar doğru görünmese de, birkaç hafta sonrasında, aslında haklı oldukları kanıtlandı. Söylediğiniz gibi, bunlar bir grup bilge adam ve konuştuklarında onları dinleyin, verdikleri kararların mantıklı olduğunu söyleyebilirim. OPEC+, biz petrol fiyatlarına bakmıyoruz dediğinde, tamam, eminim herkes, görünüşte söyledikleri şeyin bu olduğunu fakat grup içindeki her bir ülkenin fiyatı tercih ettiğini kabul edebilir, ve elbette belli bir noktaya kadar fiyatları düşükten ziyade daha yüksek görmek istediklerini söyleyebilir. Ancak mevcut durum, petrolün varilinin 200 dolar olmasını isteyecekleri bir durum değil, asla böyle değil. Çünkü böyle bir durum yatırıma ve ülke içi ekonomilerine yardımcı olsa da, nihayetinde talebi ezer ve küresel ekonomiye zarar verir, bunu istemezler. Fiyatların, ekonomilerini yönetebilecekleri ve esasen endüstriye yatırım çekebilecek bir seviyede olmasını isterler, ki birkaç yıldır oldukça düşüktü ve yeterli değildi, fakat aynı zamanda tüketici için de kabul edilebilir bir seviyede olmasını isterler. Dolayısıyla “bilge adam” noktasında, onlara güvenin derim.

OPEC+ ‘bekle ve gör’ yaklaşımında

Yeni OPEC Genel Sekreteri küresel piyasalarda çok fazla belirsizlik olduğunu söyledi. OPEC bu belirsizlikleri nasıl yönetecek sizle, üretimi sabit tutarak mı yoksa başka tercihlerde bulunarak mı?

OPEC+ şaşırtmayı sever, bu yüzden kategorik olarak şu veya bu olacak demeyeceğim. Ama bence hala “bekle ve gör yaklaşımı”na bağlı durumdalar. Ekim ayında OPEC+ üretim hedeflerini 2 milyon varil/gün kadar düşürmeye karar verdi. Medyada büyük bir çılgınlık yarattı, herkes ne yapıyorsun, daha fazla petrole ihtiyacımız var diyordu. Bu, geriye dönül bakıldığında, çok iyi olduğu görülen ve sonuçlanan kararlardan biridir. Küresel ekonomi ve talep konusunda endişeliydiler, bu yüzden üretimi şimdi geri çekmeye ve karşılığında fiyatları ve piyasadaki dengeyi korumaya karar vermişlerdi. Aralık ayı geldiğindeyse, piyasada “fiyatların nereye gittiğine bakın, çakılıyor gibi, daha fazla kesmeleri gerekiyor (üretimi)” şeklinde çok fazla konuşma yapıldı. OPEC ve şimdi OPEC+ hakkında pek çok şey söylenebilir, ki Prens Abdülaziz “önleyici ve proaktif” olduklarını söylemekten hoşlanır, evet, ama aynı zamanda pervasız da değiller. Aralık ayı toplantısının ardından, evet o kararın hemen ardından fiyatların bir miktar düştüğünü gördük, fakat bugün bakarsanız o zamandan beri genel olarak trend yukarıya doğru. Bu yılın başından beri fiyatlar biraz dalgalıydı ama genel olarak trend yukarıya doğru ve bence şu anda, OPEC+’ın bir şey yapmaları gerektiği konusunda çok endişeli olduklarını düşünmüyorum. Üretim hedefini bu seviyede kesme ve sürdürme kararının piyasayı dengelemede yardımcı olduğunu düşünüyorlar.

OPEC+ tekrar toplanmak için neyi dikkate alır?

Çin’e ve Çin’in toparlanmasına bakıyoruz, fakat talebin ilk çeyrekte hatta ikinci çeyrekte süper hızlı toparlanacağını görmeyecek kadar hızlı toparlanacağını düşünmüyorum. Bu noktada, daha çok ikinci yarının başlarında (toparlanma) göreceğimizi düşünüyorum. İşte o zaman işlerin gerçekten dönmeye başladığını göreceğiz. Veya Rus arzı gerçekten darbe alırsa, küresel arz tarafında daralma olabilir ve fiyatlar yeniden yükselebilir. Ancak aynı zamanda resesyon korkuları da var. Bence, şu anda da OPEC+ bunu düşünüyor. Ancak herhangi bir nedenle fiyatlar, örneğin 70$/varil gibi bir seviyenin çok altına düşmeye devam ederse, OPEC+ bu noktada bir şey yapmaya karar verebilir ve gerekirse başka bir kesintiyi daha değerlendirebilir.

Fiyatlar kısa vadede artabilir

Pek çok araştırma şirketi, 2023 için petrol fiyat beklentisini 80-110 dolar arasında açıkladı. Siz nasıl görüyorsunuz?

Petrol fiyatları son 12 aydır pek de istikrarlı değil. Bir miktar volatilite yaşadı ancak her zaman petrole karşı diğer enerji kaynaklarını karşılaştırırsanız, petrolün görece daha istikrarlı olduğu görülür. Bunun nedeni büyük ölçüde OPEC+ ile üreticiler arasındaki koordinasyon sayesinde oldu. Şu an gerçekten hem fiyatları arttığı hem de düştüğü argümanını sunabilirsiniz. Şahsen ben, kısa dönemde fiyatları biraz yükselmesini bekliyorum, bunun da nedeni büyük ölçüde fiyatların bulunduğu seviyenin çok altına düşmesini durdurmak için yeterli enstrümanın bulunmasıdır. Bu enstrümanlar arasında da OPEC, Suudi Arabistan, hatta 2022 yılı boyunca gördüğümüz Stratejik Petrol Rezervlerinin açılması gibi adımları sayabiliriz. Bu nedenle, kişisel olarak fiyatların şu an bulundukları yerin çok altına düşmesindense, kısa vadede yukarı doğru yöneleceğini düşünüyorum. Çünkü bunun olmasına (düşüşe) gerçekten izin vermeyecek güçler olduğunu düşünüyorum.

Yatırım eksikliği hala sorun

Genel olarak Ortadoğu ve tüm dünyada yatırımlar ne durumda?

OPEC, UEA gibi birçok insan bu sorunu vurguluyor. OPEC+ içinde ve ötesi için de bir sorun ve bu sorun önümüzdeki yıl da sürecek. 2023 yılı için daha iyi olacağımızı düşünüyorum, özellikle de resesyon korkularının gerçekleştiği ve makro ekonomik zayıflığın devam ettiğini görürsek. Ancak Çin’de gerçek bir toparlanma gördüğümüzde, resesyona düşen ülkeler düzeldiğinde ve talep tamamen toparlandığında 2024 yılında bu alanda sorunlar göreceğimizi düşünüyorum. Bununla birlikte talep tarafına gelince, hala gidilecek yol var ve bence bu talep tekrar devreye girdiğinde, arz tarafında sıkışıklık açısından bir sorun yaşamamız muhtemel. Ne kadar boş kapasite varsa, bu yıl için bizi götürecek. Ancak gelecek yıl, potansiyel olarak biraz zor durumda olabileceğimizi düşünüyorum, özellikle de Rusya’daki durum çözülmezse. Yani yatırım kritik. Suudi Arabistan, BAE gibi ülkelerin petrol için agresif genişleme sorununa karşı, Katar’ın kendi gaz genişletme programının ortasında olduğu düşünülürse, Ortadoğu’nun üzerine düşeni yaptığını düşünüyorum. Fakat bunun ötesinde upstream tarafında çok fazla yatırım görmüyoruz, ki upstream tarafının dünya ekonomisinin önümüzdeki yıllarda büyümeyi sürdürmesini sağlaması gerekiyor.