15.11.2021 - 07:10 | Son Güncellenme:
AA
Makine İhracatçıları Birliği'nden yapılan açıklamaya göre, yılın 10 ayı itibarıyla ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26,6 artıran makine sektörünün serbest bölgeler dahil toplam ihracatı 19 milyar dolar oldu.
Salgın etkisinden arındırılmış rakamlarla, makine ihracatındaki artış 2019'a kıyasla yüzde 17,5 olarak gerçekleşti. Sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği 5 ülke olan Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa'ya yaptığı toplam ihracat, 10 ay sonunda yüzde 31 artarak 6 milyar doları geçti.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Karavelioğlu, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü'nün (UNIDO) üretim verilerine göre, bu yıl makine imalatını en çok artıran ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Dünyada pandemiden en güçlü dönüş yapan sektör makine imalat sanayii oldu. Gelişmiş ülkelerde yüzde 14, Çin'de ise yüzde 28,6 büyüyen makine üretiminde Türkiye, yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44,6 artış sağladı. 2021’i yüzde 30 üretim artışı ile kapatacağız, iki yıllık artışımız miktar bazında yüzde 40 üzerinde olacak. Firmaların yeni kapasite yatırımları ile yeşil ve dijital dönüşüm konusundaki ihtiyaçları makineye küresel talebi artıyor. Bu süreç tahminen önümüzdeki 2 yıl daha sürecek ve makine sektörü belki de uzun yıllar bir daha rastlayamayacağımız türden bir büyüme fırsatı bulacak."
Karavelioğlu, Türkiye'nin önündeki bu fırsatı iyi değerlendirebilmesi için küresel gelişmelerin iyi analiz edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Pandemi etkisiyle meydana gelen tedarik zincirlerindeki yıpranma, aşırı lojistik maliyeti, malzeme eksikliği ve enerji sorunları üst üste bindi. Enerji bahsinde koyduğu karbon hedefleri nedeniyle üretimini yavaşlatan Çin, bir yandan da ülke içindeki sosyal ve ekonomik tedbirlere odaklanıyor. Bu gelişmeler AB için Türkiye'yi köprü ülke olarak öne çıkarıyor. Türkiye'nin makine sektörünün rekabetçi altyapısı da geleceğe daha iddialı bakabilmemizi sağlıyor."
"Dijital dönüşüm süreçleri üzerine yoğunlaşmak için zaman hızla daralıyor"
Türk makine sektörünün dönüşümünün tüm sektörler için lokomotif etkisi yaratacağını vurgulayan Karavelioğlu, "Dijital dönüşüm süreçleri üzerine yoğunlaşmak için zaman hızla daralıyor. 5G'ye daha hızlı kavuşmak ve dijitalleşme sürecinde geri kalmamak için insan kaynağımızı, zengin içeriklerle donanmış, uygulamalı ve somut eğitim programlarından geçirmek zorundayız." ifadelerini kullandı.
"Aradığımız kaynak makine ithalatında"
Karavelioğlu, Türkiye'nin imal ettiği tüm makinelerde enerji optimizasyonu ve çevre duyarlılığını sağlaması, bu düzeye ulaşmış dallarını ve imalatçılarını da haksız rekabetten korunması gerektiğini kaydederek, şunları kaydetti:
"Dünyada makine teçhizat yatırımlarına, milli gelirine göre en büyük oranda kaynak ayıran ülkelerden biri olarak, yatırımcımızı ve pazarımızı niteliksiz ve teknoloji sınıfı düşük makinelerin müessif cazibesinden uzak tutabilmeliyiz. Dünyanın önündeki zorlu virajı alabilecek ülkeler, kendi makineleriyle ilerleyenler olacak. Kullanıcıların yerli makineler edinmelerini kolaylaştıracak ve cazip kılacak finansal araçları hızla geliştirmeliyiz. Buna dair toplumsal bilincin yaygınlaşıp güçlendirilmesi için uğraş vermeyi, herkese düşen bir sorumluluk olarak görüyoruz."
Karavelioğlu "Her zamankinden daha çok dövize ihtiyacımız olan bu süreçte makine ithalatına son 12 ayda 34 milyar dolar ayırılmış olması, önemli bir potansiyeli de gözler önüne seriyor." değerlendirmesinde bulundu.