Amerika’da Volkswa-gen’in dizel motorlarında emisyon değerlerinin düşük çıkması amacıyla hileli yazılım kullandığının anlaşılmasıyla birlikte bu konu, Avrupa’da da yeniden tartışılmaya başlanırken, Türkiye’de emisyon değerlerinin otomobil tüketicisi açısından neredeyse “hiç” önem taşımadığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmalar, emisyon değerlerinin, Türk tüketicisinin satın alma kararında rol oynayan etkenlerin “sonuncusu” olurken, “dış tasarım” ve “donanım” gibi unsurların daha ön planda olduğunu gösteriyor.
Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) yönetimiyle biraraya gelen OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gülan, Türkiye’de satılan araçların, genelde emisyon değerlerine uygun olduğunu, ancak ülkemizde azot oksit ölçümü yapılmadığına değinirken, tüketicilerin de, araçların havayı kirletme miktarı olarak bilinen emisyon değerlerini pek önemsemediklerini belirtti. OYDER’in GfK ile her yıl düzenlediği anketlerde, tüketicilerin satın alma sürecinde önem verdiği unsurları öğrenmeye çalıştıklarını anlatan Gülan, “Bu araştırmalarda gördük ki, bir aracın emisyon değeri, tüketicilerin o aracı tercih nedenleri arasında her zaman en son sırada çıkıyor” diye konuştu.
Deneyince alıyorlar
Düşük hacimli benzinli motorların, son dönemde üreticiler tarafından bir süredir dizele alternatif olarak kullanılmaya başlandığını, bu motorların yakıt tüketimi ve artırılmış güçleriyle performans kaybı yaşatmadığını hatırlatan Gülan, dizelin bir anda moda haline geldiğini, ancak bu durumun değişebileceğini belirtiyor. Gülan, “Türk tüketicisi, genellikle bu ufak hacimli benzinli motorlara önyargıyla yaklaşıyor. Aracı taşımayacağını düşünüyor. Ancak test ettiğinde ikna oluyor” ifadesini kullandı.
Elektrikli otomobil trendinin, son olaylardan sonra hızlanmaya başlayabileceğine de dikkat çeken Gülan, “İsviçre gibi ülkelerde park yerini sorunu olan bölgelerde ücretsiz otopark imkanıyla birlikte şarj da sunuluyor. Yani ‘Aracı aldığınızda hem ücretsiz otopark, hem şarj etme şansın var’ diyor. Bu gibi yöntemlerle, menzil, şarj istasyonu ve hızlı şarj gibi problemler çözüldükçe elektrikli araçlar ter cih edilir olmaya başlayacak” dedi.
Temizlik bedelinin 4’te 1’i indirim yeter!Türkiye’de 3.5 milyon 20 yaşın üzerinde araç bulunduğunu, tüm araç parkının yaş ortalamasının 12 olduğunu vurgulayan Alp Gülan, “Bizim bakanlığa sunduğumuz bir rapor var. Şu anda 20 yaşın üzerindeki bir araçta 210-220 gr/km karbon salımı var. Yeni araçlardaysa bu rakamlar 100-110 gr/km’ye düştü. İkisini karşılaştırdığımızda, aradaki fark, 200 Belgrad Ormanı’nın temizlemeye çalıştığı kadar bir kirliliğe denk” dedi. AB’de bir aracın yarattığı çevre kirliliğini temizlemenin 8 bin 474
euro olarak hesaplandığını da kaydeden Gülan, “20 yaş üstü bir aracın çevreye verdiği zararın bedeli bu. Devlet 8 bin 474 euro’nun dörtte birini ÖTV indirimi olarak verse ve bunu ‘sıfır’ araç satışına katkı şeklinde formüle etse, hem sistemden bu araçların çekilmesi mümkün olur hem de geri dönüşüm merkezlerine fayda sağlar” ifadesini kullandı.
Hyundai Assan çifte rekora koşuyorGeçen yıl 1.7 milyar TL’lik ek yatırımla üretim kapasitesini 200 bin adedin üzerine çıkaran Hyundai Assan İzmit fabrikası, ilk yılında üretim ve ihracat rekoru kırıyor. Tesis, ilk üç çeyrekte en yüksek üretim rakamına ulaşırken, yıl sonunda ihracatta da tüm zamanların rekoruna bir adım daha yaklaştı.
Son günlerde yükselen taleple üretimini artıran Hyundai Assan, ihracatını bir önceki döneme göre
yüzde 8.7 artırdı. Fabrikada yılın başından bu yana toplam 161 bin 910 adet i10 ve i20 üretilirken, bunun 143 bin 683’ü 40’tan fazla ülkeye ihraç edildi. İhracatın 74 bin 565 adedi i20 olurken, 69 bin 118’i de i10 oldu. İngiltere, 52 bin 167 adetle Hyundai Assan’ın en büyük ihracat pazarı olurken, bu ülkeyi 50 bin 808 adetle Almanya ve 33 bin 987 adetle İtalya izledi. Bu üç ülkeye en çok i10 ihraç edildi.
İkinci fabrika oldu
Türkiye’de en çok binek otomobil üretimi gerçekleştiren ikinci fabrika konumundaki Hyundai Assan, aynı zamanda en çok binek araç ihracatında da ikinci konumda.
Hyundai Assan Genel Müdürü Önder Göker, “Avrupa’dan i10 ve özellikle i20’ye gelen yoğun taleple, bu yıl 200 bin adetlik üretimi geçeceğiz. Yıl sonunda en az 195 bin adet aracımızı başta Avrupa olmak üzere 40’tan fazla ülkeye ihraç etmiş olacağız. Önümüzdeki dönemler için planladığımız çalışmalarla, daha da büyümeyi ve Türkiye’ye destek sağlamaya yıllarca devam etmeyi istiyoruz” dedi.
Dizel müşterisini benzinliyle avlayacak!2016’da bu yıla oranla daha düşük araç satışı öngören Volvo Car Turkey, XC90 ve tamamen yeni S90 ile karlılığını dengelemeyi de hedefliyor.
Üç silindirli, yeni 1.5 lt T3 motorunu V40, V40 Cross Country, S60, V60 modellerinde sunmaya başlayan Volvo, artık üretimden kalkan 1.6 lt dizel motorun eksikliğini hissettirmeyecek. 152 HP’lik güce ve 6 ileri Geartronic otomatik vites kutusuyla eşleştirilen bu yeni motor, özellikle yerini aldığı 1.6 lt benzinli motora göre pek çok avantaj sunarken, aynı zamanda fiyat açısından da 1.6 lt dizele göre daha ucuza satılacak.
Özel fiyatlama
Emisyon skandalı sonrasında özellikle Avrupa’da bu tip motorlara yönelik vergilendirmenin değişebileceğini, bunun da benzinli motorlara yarayabileceğine dikkat çeken Versaevel, “Bu durumun Türkiye’de de yaşanabileceğini düşünüyorum. Örneğin dizelin vergisi yüzde 3 artarken, benzinlininki aynı oranda düşürülebilir” dedi.
Volvo’nun 1.6 lt dizel motorunun üretimden kalktığını, 2019 yılına kadar da yenisinin gelmeyeceğini hatırlatan Versaevel, yeni 1.5 lt benzinli motorla donatılmış modellerin satışına başladıklarını söyledi. Bu motora sahip modelleri özel fiyatlarla satışa sunduklarını ve bir anlamda fedakarlık yaptıklarını hatırlatan Frank Versaevel, “Özellikle gelecek yıl adet değil karlılığa odaklı bir strateji izleyeceğiz” diye konuştu. Bu yıl 7 bine yakın satış yapacaklarını anlatan Versaevel, gelecek yıl için öngörülerinin 4 bin 500 adet civarında bir satış olacağını kaydederek, “Lüks modellere ağırlık vereceğimiz bir yıl olacak. XC90’ın yanı sıra S80’in yerine geçecek ve 2016 eylül ayında gelecek S90’la karlılığımızı dengeleyeceğiz” ifadesini kullandı.
Kampanyasız satıldı
Yeni nesil XC90’ın satış ve teslimatlarına temmuz ayında başladıklarını belirten Frank Versaevel, “İlgiden çok memnunuz. 70 adedi satıldı. Üstelik hiçbir kampanya da yapılmadı. Yıl sonuna kadar 200-210 adet satacağız. 100 adet daha olsa, onu da satabilirdik ama dünyada da ilgi yoğun ve araç yetiştiremiyorlar” dedi. 2016’da XC90 ve S90 toplamının 1000 adet olacağını da vurgulayan Versaevel, artık daha üst sınıfta da rekabetçi olmak istediklerinin altını çizdi.
Hibriti de gelecek
Türkiye’de 333 bin TL’den başlayan fiyatlarla satılan XC90’da 8 ileri otomatik şanzımana sahip 225 HP’lik 2.0 lt dizel motor yer alıyor. XC90’ın ileriki aylarda 2.0 lt aşırı beslemeli ve turbo benzinlinin yanı sıra elektrikli motora da sahip hibrit versiyonunun da getirilmesi planlanıyor.
Yeni T3 benzinli motorlu ve Geartronic otomatik vitesli V40 92 bin 890 TL, aynı motor ve vites kutusuna sahip S60 ise 114 bin 390 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.
Hidrojenlinin Avrupa’yı fethiDünyanın ilk seri üretim hidrojen yakıt hücreli otomobili Mirai, Japonya’dan sonra Avrupa yollarında da kendisini göstermeye başladı. Adını Japonca “gelecek” kelimesinden alan Mirai, ilk etapta hirdojen dolum istasyonları bulunan İngiltere, Almanya ve Danimarka’da satışa sunuldu. Vergiler hariç 66 bin euro’dan satışa sunulan Mirai’lerden Avrupa’da yılda 50-100 adet satmayı planlayan Toyota, aracı bu üç ülkede aynı zamanda leasing imkanlarıyla da sunuyor.
İlgi büyük
Deposunu 5 dakikada doldurabilen hidrojen yakıtlı ve “0” emisyonlu Mirai, bir depoyla 550 km yol yapabiliyor. Tamamen farklı tasarıma sahip, sedan kasa tipindeki Mirai, donanım olarak da bir lüks otomobili aratmayacak unsurları standart olarak sunabiliyor. Ayrıca hidrojen tankları da, kaza ve sızıntıya karşı hayli güvenli. Zaten sızıntı olsa da, hidrojen gazı havadan hafif olduğundan atmosfere karışıyor.
Toyota bu yıl 700 Mirai üretmeyi hedeflerken, gelecek yıl kapasiteyi 2 bin, 2017’de de 3 bine yükseltecek.
Türkiye’yi merkez yapmak için geldiYaklaşık iki yıl önce Türkiye’de yatırım kararı alan ve geçtiğimiz yıl da hisselerin tamamını alarak tamamen kendi başına üretim yapmaya başlayan İtalyan traktör devi Same-Deutz-Fahr, Gönen tesisini bölgenin ihracat merkezi yapmayı hedefliyor.
Same Deutz-Fahr Turkey CEO’su Giampaolo Cameli, Türkiye’de yatırım kararını 2013’te aldıklarını, tüm hisseleri alarak şirketin tamamına sahip olduklarını hatırlatarak, “Bunun arkasında, grubun uzun dönemli Türkiye yatırımına inancı ve uluslararası etkinliğini artırmak vardı. Ayrıca, stratejik konumuyla Türkiye, bulunduğu bölgenin merkezi konumunda olacak” dedi.
Yatırımlar sürecek
Bandırma Gönen fabrikasının kendileri için bir “ilk adım” olduğunu kaydeden Cameli, şunları söyledi:
“İki yılda fabrikamızı yenileyip, geliştirdik. Ürün gamımızı büyüttük, biçerdöver satmaya başladık, bayi yapımızı yeniden kurduk, “Frutteto 3 Natural” modelini sunduk. Bu model, sadece Türkiye’de üretiliyor ve dünyaya ihraç ediliyor.
2016 ve 2017 yıllarında da yatırımlarımız devam edecek. Ülkemiz çiftçilerinin istekleri ve görüşleri baz alınarak tasarlanacak ve üretilecek yeni ürünlerimizi de pazara sunacağız.”
Otokar, körüklüsünü Avrupa’da tanıttıOtokar, “Kent” modelinin körüklü versiyonunu ilk kez Avrupa’da görücüye çıkardı. Belçika’daki “Busworld Kortrijk 2015”te sergilenen Kent körüklü, fuarda ayrıca Kent Solo, Doruk, Sultan gibi modelleriyle de yer alıyor. Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, “İlk kez fuarda tanıttığımız Kent Körüklü, şehir içi ürün ailemizin en önemli tamamlayıcılarından olacak” dedi. Görgüç, “Avrupa pazarı yılın üç çeyreğinde yüzde 16.6 büyüdü. Türkiye pazarındaysa büyüme, aynı dönemde 7-9 metrede yüzde 6, 9 metre üstü pazarda da yüzde 23 oldu. Otomotiv Sanayii Derneği verilerine göre, bu dönemde küçük ve orta boy otobüs ihracatında lider olduk. İhraç edilen her 5 otobüsten 3’ü, Otokar imzalı” diye konuştu.
Ve direksiyon Ümit Karaarslan’da
Distribütörlüğü değişen Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş.’nin genel müdürlüğüne Ümit Karaarslan atandı. 12 Ekim’de göreve başlayan Karaarslan, kariyeri süresince özellikle otomotiv sektöründe pazar geliştirme, marka yönetimi ve değişim yönetimi konularında önemli projelere imza attı. Temsa, Toyotasa, Honda, Hyundai Assan gibi önemli otomotiv şirketlerinde yöneticilik yapan Karaarslan, aynı zamanda dünyanın en büyük melek yatırımcı ağı “Keiretsu Forum”da Yönetim Kurulu Üyesi ve iş ortağı olarak görev yaptı.