19.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM
Ölümünden sonra bir Ekşi Sözlük yazarı, “Arkasında on binlerce okur demeyeceğim, on binlerce öğrenci bıraktı” demişti. Sanırım Güngör Uras’ı en iyi anlatan tanımlamalardan biriydi.
Diğer yorumlarda da hep aynı nokta öne çıkıyordu: Öğretmenliği.
“Bizim gibi üniversitede ekonomi okumamış insanların ilk ekonomi hocasıydı” diyordu bir diğer yazar. Sıkıcı ve karmaşık ekonomiyi sadeleştirerek ve eğlenceli hale getirerek aktarırdı Güngör Uras.
Einstein’ın ünlü sözü
Sadeliği ustalığından ve bilgeliğinden geliyordu. Albert Einstein’ın o ünlü sözü Güngör Uras’a çok uyuyordu: “Eğer bir şeyi babaannene anlatamıyorsan o şeyi gerçekten anlamış olamazsın.” Kısacası basitçe ifade edemiyorsan yeterince anlamamışsındır. Güngör Uras ise anlamadan anlatmazdı. Oysa bugün pek çok yorumcunun, köşe yazarının ve gazetecinin sorunu anlamadan anlatmaya çalışmaktır.
Güngör Uras derdi ki, “Önemli olan yazılanın okunması, anlaşılmasıdır. Ben roman değil, hikâye değil, ekonomi yazıyorum. Yazdıklarımın anlaşılır olması gerekiyor. Konuya yabancı olanların yazıyı sıkılmadan okuyabilmelerini temin etmek, konuya ilgi duymalarını sağlamak gerekiyor.”
Ekonomiye dair anlatılanlar basit ve anlaşılır olmalıydı. O da “Ayşe Teyze” diye bir karakter ve “Ayşe Teyze ekonomisi” diye bir kavram yarattı. Ekonomi gazeteciliğinde önemli bir kapı araladı. Basitliği yakalamak uğruna içerikten fedakarlık etmedi. Bir diğer sözlük yazarının dediği gibi, “Her yazısı kenara not edilecek şeylerle yüklüydü”.
Analizlerini, öngörülerini akademisyen ve teknokrat geçmişinin de etkisiyle mutlaka veriye dayandırırdı. Bununla yetinmez sokağa çıkar, pazara iner, gözlem yapardı. Pazarcıyla, esnafla ve alışveriş yapanlarla konuşurdu. “Arada sırada olayları hafife almak, okuyucunun tanıdığı kişileri, yazının içine oturtmak ilgi çekiyor.
Nasıl ki ‘Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu’ olarak kendi üzerimden, başkalarının sorunlarını anlatıyorsam, aynı şekilde halkımızın çoğunluğunun temsilcisi olan Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam ve İşçi Memed üzerinden de halkın sorunlarını tartışmaya açıyor, halka bilgi veriyorum” diyordu.
Sonunda, bir başka yazarın dediği gibi, “Basit gibi duran istatistikleri dahi o kadar güzel bir şekilde köşe yazılarına taşırdı ki insanın ekonomiye olan ilgisini artırırdı”.
Ve tabii ki üslubu...
“Humour türü yazıları seviyorum” diyordu. “Humour” kelimesi yabancı bir kelimedir. Anlamı, olayların gülünç yanlarını görme yeteneği, nüktedanlık, şakacılıktır. Güngör Uras kamu ve özel sektör deneyimi, akademisyenliği, bilgi birikimi ve gözlem yeteneğinin yanı sıra bu tarzı ile en sıkıcı konuları bile okuttu, dinletti ve izletti. Bizim meslekte çıtayı yükseltti. Yeri doldurulamayacak Güngör abimizi özlemle, sevgiyle ve saygıyla anıyoruz.