EkonomiBurhan Karaçam da ‘melek’ oldu

Burhan Karaçam da ‘melek’ oldu

05.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yapı Kredi’nin genel müdürü olduğu dönemde bankacılığın nimetlerini bireyle buluşturan, Turkcell’in de doğumunda önemli rol oynayan Burhan Karaçam, şimdi kendi yıldızlarını arıyor. Parlak fikri olup da para arayan gençleri girişimci yapan melek yatırımcı Karaçam’ın ilk gözağrıları arasında Air Ties, konutkredisi.com ve kurdele.com var

Burhan Karaçam da ‘melek’ oldu

Bireysel kredi, ATM, kredili mevduat hesabıyla Türkiye’yi Burhan Karaçam tanıştırdı. O, Yapı Kredi’nin başında ilklere imza attığı dönemde Yapı Kredi de adeta bir holding gibi çalışıyordu. Karaçam aynı zamanda, Murat Vargı’nın temsilciliğini aldığı Turkcell projesine aklı ilk yatan, sistemi telefon bankacılığında kullanmak üzere Murat Vargı’yı Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet’le görüştüren profesyonel. Turkcell’in hızlı büyüme süreciyle birlikte sonra işler başka noktaya taşındı.
Karamehmet’in Turkcell’e çok önem verip, Yapı Kredi’yi ikinci plana atması bir anlamda patronla profesyonelin görüş ayrılıklarını, yollarının ayrılmasına giden süreci de başlattı. En azından Karaçam’ın anlattıklarından anladığım bu. O şimdi melek yatırımcı (angel investor).
Amerikalılar girişimi çok kutsal gördüklerinden fikri olup parası olmayana sermaye veren yatırımcılara melek yatırımcı diyorlar. Burhan Karaçam’ın melekliği de buradan geliyor. Gençler buldukları fikri ona götürüyorlar, aklına yatanlara ortak oluyor, ortak buluyor.

Profesyoneller ortak oldu

Yapı Kredi gibi bir devin bir zamanlar başında olmasının kazandırdığı ilişkiler ağıyla entelektüel sermaye de sağlıyor aslında. Ancak ben bir zamanların en çok kazanan profesyonellerinden Burhan Karaçam’ı bulmuşken patron - profesyonel ilişkilerini de irdelemeden duramadım. Anladığım eskiden az kazanıyorlarmış, şimdi daha çok kazanıyorlar.
Birçok yöneticinin çalıştıkları şirketlerde hisseleri de var. Ha bir de eli sıkı patron (!) insanı patron yaparmış. Meğer Hüsnü Özyeğin, o dönemki patronu Karamehmet ona Yapı Kredi’den yüzde 1 hisse vermeyince ayrılıp kendi bankasını kurmuş. Karaçam iş hayatının bilinmeyen yönlerine ilişkin sorularımı yanıtladı.

Haberin Devamı



Burhan Karaçam da ‘melek’ oldu
* Melek yatırımcı oldunuz. Ne tür projelere ilgi gösteriyorsunuz?

Gençlere dönük işlere. Gençlerin fikirleri var. Ama bunları nasıl iş haline getireceklerini bilmiyorlar. Ben düşünceyi işe dönüştürme konusunda onlara yardımcı oluyorum. Gençler girişimci, ben yatırımcı oluyorum. Melek yatırımcı lafı da zaten buradan çıkıyor.

* Kimin meleği oldunuz şu ana kadar?

Air Ties, konutkredisi.com ve şimdi de kurdele.com’a ortak oldum.


* Bu projeler size nasıl geldi?


İlk Air Ties geldi. 2003’te silikon vadisinde çalışan iki Türk mühendisin geliştirdiği bir şirket. Kablosuz iletişim işi yapıyor. Türk piyasasına uyan modem teknolojisini geliştirererek işe başladılar. Projeye çok inandığım için yüzde 6 hisse karşılığında ortak oldum. 2008’de yurtdışından bir yabancı fon da ortak oldu.

Haberin Devamı


* Yatırım yaptığınızda şirketin değeri ne kadardı, şimdi ne kadar?


2004’te 5 milyon dolar üzerinden ortak oldum, 2008’de hisse satışı 60 milyon dolar üzerinden yapıldı. Şimdi 100 milyon dolarlara geldi. Geçenlerde de Can Ateş’in de oluşumunda bulunduğu kurdele.com’a ortak oldum. Bu da evlilik hediyeleri sitesi. Yeni evlenecek çiftler bu internet sitesinin yardımıyla evlilik listesini hazırlıyor. Onu siteye koyuyor.
Size hediye almak isteyenler oradan alınmamış hediyeleri görüyorlar ve alıyorlar. İnternet üzerinden bir buluşma noktası oldu. Daha önemlisi eğer isterseniz eşyalarınızı da bir yerde sizin adınıza depoluyor.

‘Türkiye’de emekle sermaye birikmez büyüklerin arkasında hep devlet var’

* Türkiye’de patronlar yöneticilerine kazandırırlar mı?

Bizim zamanımızda ücret olarak yüksek alırdınız ama yarattığımız değerden pay almak yoktu. Bunun en tipik örneğini Hüsnü Özyeğin söyler: “Yüzde 1 hisse istedim, Karamehmet vermedi. Ben de banka kurdum.”
Mehmet Emin Karamehmet, Hüsnü Özyeğin’in yüzde 1 talebini karşılamamış ama şimdi Genel Enerji’nin CEO’luğunu yapan Mehmet Sepil’le yüzde 50 - 50 ortaklığa girdiler. Bu sistemler 2000’li yıllarda gelişti. Ben de 2000’li yıllardan sonra bazı projelerde değer artışından pay alma prensibiyle çalışmaya başladım.

* Değerden pay almak...Bahsettiğiniz bu sistem nasıl çalışır?

Haberin Devamı


Çalışanlarla birlikte bir değer ortaya çıkıyor. O değerin oluşmasına katkı sunanların motivasyonu sadece manevi değerlerle, ‘aslansın, kaplansın’ söylemiyle sağlanmıyor. Değerden pay almak bunun parasal olarak da karşılığının alınması esasına dayanıyor.
Yurtdışında çok yaygın. Maaşınızla birlikte size performansınıza göre belirli dönemlerde belirli fiyatlardan veya tamamen bonus olarak çalıştığınız şirketin belirli bir hissesini alma hakkı verirler. Bu hisseyi istediğiniz zaman satarsınız.
Aldığınız dönemdeki değerle sattığınız dönemdeki değer arasındaki fark size kalır. Mesela ben girdiğim zaman Yapı Kredi’nin değeri 100 milyon dolardı. Ayrıldığımda 4 - 5 milyar dolardı.

* Siz hiç almadınız mı?


Ben ücret alıyordum. Ama iyi ücret alıyordum. 12 yıl çalıştım genel müdür olarak.

* Emekle sermaye birikir mi?

Türkiye’de birikmez. Mümkün değil. Türkiye yeni bir cumhuriyet olduğu için sermayenin ortaya çıkması hep devlet eliyle olmuştur. Büyük sermaye sahiplerinin hepsinin arkasında devlet vardır.
Bugün bile öyle. İktidar değişikliklerinde sermaye el değiştiriyor veya sermaye birikimleri bir tarafta azalıyor, bir tarafta artıyor.
Vergi listelerindeki kompozisyonlara bakın, o değişimi görürsünüz. Çünkü Türkiye’de para ve kaynaklar kamuya gelir. Ve kamudan tekrar dağıtılır.

Haberin Devamı

‘Ben karşı çıksam, Yapı Kredi Turkcell’e yatırım yapamazdı’

* Burhan Bey siz Turkcell’e karşı çıkmışsınız, öyle mi?


Bu benim kulağıma da geldi. Oysa Turkcell’in çözümünü bulan insan benim. Çünkü Murat Vargı’nın elinde Ericsson’dan aldığı yetki belgesi vardı. Ericsson, GSM teknolojisini bulmuş, Murat’a, “Sen de Türkiye’den bir yatırımcı bul” demiş. Murat kimseye anlatamamış derdini. Bana geldi, anlattı.
Biz de telefon bankacılığı kurmaya çalışıyoruz o sıralar. “Bu küçük telefonlardan 150 - 200 bin tane alır, birtakım banka müşterilerine veririz. Bu müşteriler şubeyle konuşup işlerini halleder, hatta kendi aralarında da konuşurlar” dedik. Bu şekilde müşteri bazımızı genişletiriz diye düşündük ve sıcak baktık.
Turkcell böylece Yapı Kredi’yle başladı. Nitekim ilk telefonları da “Alo banka”, “Alo 24” olarak biz koyduk. Telefon bankacılığını biz başlattık. Neyse Murat’ın teklifini aldım Mehmet Emin Karamehmet’e gittim. Yalnız Murat hisse istiyordu, bunu benim konuşabilmem doğru değildi. Bunun için Murat’ı Mehmet Bey’le bir araya getirdim. Yapı Kredi olarak baştan itibaren biz finanse ettik Turkcell’i. Turkcell’de esas büyük hissedar da Yapı Kredi idi. Şimdi ben anlamıyorum nasıl karşı çıkmışım buna.

* Sonra neler oldu peki?

Haberin Devamı


Ben bankadan ayrılırken bizim Mehmet Bey’le aramızda çıkan birkaç anlaşmazlık konusundan birisi de Turkcell’di. Mehmet Bey’in her şeye Turkcell açısından bakmaya başlamasıydı. Ben, “Bankacılıktan çıkmayın, finansal ihtiyaçlar her zaman devam edecek. Yapı Kredi çok önemli” dedim. Fakat Mehmet Bey bankayı tamamen ikinci plana attı. Nitekim Mehmet Bey’in iki bankası yok artık maalesef bugün. Mehmet Bey, Turkcell’in hisselerini Yapı Kredi’den almak istedi. Sonradan da aldı biliyorsunuz. Benim karşı çıktığım olay, Turkcell hisselerinin Yapı Kredi’den alınmak istenmesiydi.
Ben, “Turkcell bizim projemizdir. Yapı Kredi bu kadar risk almıştır, bu kadar kaynak aktarmıştır. Bunun neması Yapı Kredi’de kalmalıdır” dedim. Bunları çok üzülerek söylüyorum. Neyse, ben benimsemediğim bir konuyu niye kalkıp Karamehmet’e götüreyim ki. O tarihte ben karşı çıkacağım ve Yapı Kredi Turkcell’e yatırım yapacak, mümkün müydü bu!

‘Özal arkamda durdu kredi kartları patladı’


* Kendi işinizi daha önce kurmadığınız için pişman mısınız?

Hiç değilim. Yaptığım şeylerden çok memnunum. Türkiye’ye bireysel krediyi getirmek için çok mücadele verdim. Ama ben o mücadeleyi vermeseydim bugün siz hala yanınızda nakit para taşıyor olurdunuz. Biz yaptık, yasal altyapıları 10 yıl sonra geldi. Turgut Özal başbakan olmasa ben onları yapamazdım...

* Nasıl destek verdi Özal size?

Turgut Bey 15 günde bir direkt arayıp, “Kredi kartına, ATM’ye ilgi nasıl, kaça ulaştınız?” diye soruyordu. Bireysel kredi alınabilmesinin yolunu açtık. Biliyordum ki bireye dönük bankacılığı başlatabilirsem Yapı Kredi başarı patlaması yaşayacaktı. O kadar çabuk kabul gördü ki kartlar, adeta patladı. Merkez Bankası, Hazine, sendika, ekonomi profesörleri, “Yapamazsınız” diyordu. Sendika, “İnsanları ATM’lerle değiştirecekler” noktasındaydı. Ekonomi profesörleri, “Yapı Kredi uygulamaları enflasyonisttir ve kesinlikle önlenmelidir” gibi yorumlar yapıyordu. Bu noktada arkamızda hep Turgut Bey durdu.

* Yapı Kredi’nin başında kraldınız, şimdi küçük projelere yatırım yapıyorsunuz. Zorlanıyor musunuz?

Her zaman yeni şeyler yapmaktan hoşlandım. Profesyonel hayata devam edebilirdim ama bunu tercih etmedim. Bu anlamda ilk işim de Koçbank’ın yeniden yapılandırılması ve yabancı ortaklık süreciydi. Benim için işin küçüklüğü büyüklüğü değil konulan hedefe ulaşabilmek önemlidir.

Elmadan 30 milyon $ kazanacak

n 100 milyon dolar versem...

Katma değeri yüksek tarım, eğitim, sağlık, lojistik, turizme yatırım yaparım. Zaten tarıma çok ciddi yatırım yaptım. Çorum yakınlarında, 1000 dönüme yakın arazide ileri teknolojiyle elma, armut yetiştiriyoruz. Kivi ve üzüme de bakıyoruz.


* Ne kadar ciro bekliyorsunuz tarımdan?

Tarım işimiz tamamlandığında 30 milyon dolar mertebelerine çıkarız herhalde.

Harvard’da oğlumun beynini yıkadılar!

* Oğlunuz Amerika’da restoran işi yapıyor. Tansu Çiller’le, Mesut Yılmaz başta olmak üzere birçok ismin çocuğu restorancılık yapıyor. Bu eğilimi neye bağlıyorsunuz?

Burak, Amerika’da okudu ve 6 yıl Lehman Brothers’ta yatırım bankacısı olarak çalıştı. Derken Harvard’da master yapmak istedi. Harvard’da girişimcilik üzerine kafalarını yıkadılar. Burak bir grup arkadaşıyla Brezilya mutfağı üzerine çalışırken, “Bizim çok zengin bir mutfağımız var ama bunu bir türlü Türkiye sınırları dışına taşıyamadık, ben bunu bir iş olarak kurayım” diyor. Ve ABD’de Pera adını verdiği restoranını açtı. Bunu bir zincir haline getirmek istiyor. Ona da ortak oldum. Pera markasıyla Amerika’da tanınıp Avrupa’ya gelmek istiyor. Soho bölgesinde ikincisini açtı. Cipriani ile sırt sırta restoranları.