MEB’den çok büyük reformlar bekliyoruz. Oysa o daha öğretmen sorunumuzu çözebilmiş değil! 100 bine yakın öğretmen, diğer öğretmenler ile birlikte aynı okulda, aynı derse girmesine rağmen, hiçbir sosyal güvenceye sahip olmadan asgari ücretin altında bir maaşla çalışıyor. Üstelik kapıda bir milyona yakın öğretmen atama beklerken!..
Ücretli öğretmenlerin pek çoğu ön lisans mezunu. Bazı kentlerde ücretli öğretmen sayısı kadrolu öğretmenden daha fazla. En fazla ücretli öğretmen ise İstanbul’da.
Kimileri bu uygulamaya “taşeron taktiği” diyor ve şöyle devam ediyor:
”Düşük ücret ve mutsuz öğretmen ile nitelikli bir eğitim mümkün değil!..” Peki MEB ücretli öğretmenlik konusunda neden ısrar ediyor?
Onlarınki bir tercih değil zorunluluk!
Maliye’den kadro alabilseler eminim ki bu sorun bugüne kadar bu çoktan çözülmüş olurdu ama elleri kolları bağlı. Aynı hükümetin bir başka bakanlığını hedef göstermemek için de tüm eleştirileri sineye çekiyorlar! Olayın özeti bu.
Peki bir an önce kaldırılması ya da devam ettiği sürece liyakata dayalı bir sistem geliştirilerek sosyal statülerinin iyileştirilmesi konusunda daha yoğun bir gayret gösterilemez mi? Gösterilir. Gösterilmesi de gerekir. Yok eğer gösteriliyorsa bunun da kamuoyu ile paylaşılmasında sonsuz yarar var. Kamuoyu desteği ile Maliye’den kadro koparmaları daha kolay olacaktır!..
Öğretmen yetiştirme?
Öğretmen yetiştirme, atama, kariyer ve kadro sorunu eğitimin önündeki en büyük engellerden birisi.
Dünya eğitim literatüründe “Bir ülke ile oynamak istiyorsanız, eğitimle ve özellikle de öğretmen yetiştirme sistemiyle oynayın” derler. Doğru ya da yanlış ama çok dillendirilen bir konu ve bizim eğitim sistemimiz de, öğretmen yetiştirme düzenimiz de sürekli değişiyor. Bunu bize dışardan mı empoze ediyorlar?
Böyle olduğunu iddia edenler olsa da, başkalarını bilmem ama bana hiç inandırıcı gelmiyor. Peki o zaman neden bu kadar çok değişiklik oluyor?
Son 50 yıla göz attığınızda sürekli Bakan değişiyor ve gelen Bakanların hemen hepsinin de eğitimle uzaktan yakından ilgileri yoktu. Daha da vahimi hemen hepsi de eğitime damga vurma yarışı içine girerek, mevcut sistemleri iyileştirme yerine hepten kaldırarak yeni arayışlar içerisine girdi. Yani her defasında biri yaptı, diğeri bozdu. YÖK de bu değirmene su taşıdı. Gelinen noktanın özeti bu!..
Eğitimin kanayan yarası
Türk Eğitim-Sen, ücretli öğretmenlik konusunda geniş kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. İlginç saptamalar var.
■Ülkemizde 2024-2025 eğitim-öğretim yılında 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 86 bin 136 oldu. Bu sayı 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 79 ilde 72 bin 723’tü. Geçen yıldan bu yıla üstelik bir il eksik olmasına rağmen ücretli öğretmen sayısındaki 13 bin 413 artış dikkat çekicidir.
■ En fazla ücretli öğretmen 19 bin 757 öğretmenle İstanbul’da. Onu Şanlıurfa, Gaziantep, Ankara, İzmir, Hatay, Kocaeli, Diyarbakır, Antalya, Van, Mardin, Kahramanmaraş, Ağrı izliyor.. . 78 ildeki ücretli öğretmenlerin 38 bin 602’si eğitim fakültesi mezunu, 39 bin 463’ü lisans mezunu (eğitim fakültesi hariç), 8 bin 71’i ön lisans mezunudur.
■ Ücretli öğretmenlerin görevlendirildikleri alanlarına bakıldığında; 8 bin 726 ücretli okul öncesi öğretmenin 5 bin 198’i eğitim fakültesi, 1.917’si lisans mezunu, 1.611’i önlisans mezunu. . 23 bin 276 ücretli sınıf öğretmeninin 12.587’si eğitim fakültesi mezunu, 9 bin 728’i lisans mezunu, 961’i ön lisans mezunu.
■ Kars’ta görev yapan 145 ücretli özel eğitim öğretmeninin 31’i eğitim fakültesi mezunu, 79’u lisans mezunu, 35’i ön lisans mezunudur.
■ 75 il valiliğinden gelen verilere göre ülkemizde norm kadro açığı 100 bin 541 olarak tespit edildi.
■ Ücretli öğretmenlerimiz girdikleri ders saati üzerinden ücret alır, hafta sonu ve tatillerde ücret alamaz, hastalandığı için derse girmediğinde ders ücreti alamaz, büyük bir çoğunluğunun aylık geliri asgari ücretin ancak yarısına eşittir, kadrolu öğretmenlerin sahip olduğu hiçbir haktan yararlanamaz, SGK’ları eksik yatar.
■ Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir. Bu itibarla öğretmen açığını acilen kapatılmalıdır. Çünkü öğretmen eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonudur.”
Özetin özeti: Eğitim ve çocuklarımız ülkemizin geleceğidir. Bu konuda samimi olmayanımız yok gibi ama...