06.04.2025 - 11:29 | Son Güncellenme:
AA
Dünya genelinde enflasyon ve resesyon ikilemi sürerken ABD Başkanı Donald Trump'ın 2 Nisan'da karşılıklılık esasına dayalı açıkladığı tarifelerle Çin'den gelen misilleme, küresel ekonomide daralma ve enflasyonist baskıların artabileceği yönündeki endişeleri güçlendiriyor.
Trump yönetiminin ABD'nin başlıca ticaret ortaklarıyla yaşadığı tarifeye dayalı anlaşmazlıkların ülkede enflasyonu tetikleyebileceğine dair soru işaretleri devam ediyor. Bu durum, ABD Merkez Bankasının (Fed) enflasyonla mücadelede kaydettiği ilerlemelerin riske girebileceği yönündeki kaygıların da canlı kalmasına neden oluyor.
Bu gelişmelerle tahvil piyasalarında artan risk algısı, alış yönlü eğilimi beraberinde getirirken ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi son işlem haftasında yaklaşık 40 baz puan gerileyerek Ekim 2024'ten bu yana en düşük seviye olan yüzde 3,9150'yi test etti.
"TAHVİL TARAFI, GÜVENLİ LİMAN NOKTASINDA YETERLİ OLMAYABİLİR"
Stratejist Cüneyt Paksoy, AA muhabirine, Trump'ın tahvil piyasasına odaklandığını belirterek, "Trump, Fed'e ciddi bir baskı kurmadı ama zaman zaman kendisi veya ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD tahvil getirilerinin aşağı yönlü bir süreç içerisine girmesi yönünde ifadelerde bulundu çünkü özellikle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dünyada referans alınıyor." dedi.
Paksoy, hem borçlanma maliyeti hem de ABD'deki birçok finansal denklem açısından, ülkenin 10 yıllık tahvil getirisinin seyrinin yakından takip edildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Piyasalar buna güvenli liman olarak baksa da söz konusu düşüş aslında istenen bir durum. Güvenli liman efekti ile tahvil faizindeki gerileme, Trump'ın arzu ettiği bir durumdu. Özellikle 10 yıllıkları yüzde 4'ün altında görüyoruz, 2 yıllıklar da 3,65'e geriledi. 10 yıllıklar, uzun dönemdir yüzde 4'ün altına inmemişti. ABD'nin ciddi bir borç çevrimi var. Sahip olduğu borç miktarının dünyanın toplam oranına baktığımızda ABD'nin bir anlamda gelir üretmesi gerekiyor. Sadece tahvil faizi üzerinden denklemi okumamak gerekiyor."
Bundan sonraki süreçte ABD'nin borçluluğunun sürekli takip edileceğinin altını çizen Paksoy, öte yandan ülkede enflasyon yavaşlamadığı takdirde Fed'in izleyeceği politikalara ilişkin soru işaretlerinin artabileceğini kaydetti.
Paksoy, Fed Başkanı Jerome Powell'ın geçen ağustosta düzenlenen Jackson Hole toplantısında, eski Fed Başkanı Paul Walker dönemine özellikle vurgu yaptığını dile getirerek, "Çünkü 1980'li ve 1990'lı yıllarda faiz ve enflasyon döngüsünde ilişki bir anda terse döndü. Enflasyon düşer gibi oldu, sonra yükseldi ve faiz de yükselmek zorunda kaldı. Çift hanelerde enflasyon ve faiz gördük, sonucunda ABD ciddi bir resesyona girdi. Böyle bir döneme girmemek için iyi bir programla bu süreci yürütmek zorunda." dedi.
Paksoy, gelecek dönemde kamusal borçların ödenebilirliği tartışılırsa bunun etkilerinin tahvil piyasasında görüleceğini vurguladı.
Tahvilin her zaman güvenli liman görüldüğünü dile getiren Paksoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Borçluluk ve tahvillerin ödenebilirliğinin sorgulandığı bir ortamda artık süreci farklı okumak gerekecek. Altının 3 bin doların üzerine çıkması tesadüf değil altın uzun süre masada kalacaktır çünkü jeopolitik riskler tahvil tarafında fiyatlamalarda olmaz. Tahvil tarafı güvenli liman noktasında yeterli olmayabilir, arada korelasyon aramak bize sonuç getirmeyebilir."
"ABD'DE BAŞKANLIK SEÇİMİ GÜNÜNDEN BU YANA EN DÜŞÜK SEVİYE"
Bahçeşehir Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Rahmi İncekara da ticaret savaşının yaratacağı küresel belirsizlik ve durgunluğun çok ciddi bir risk olarak fiyatlandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Nitekim para, emtia ve tahvil piyasaları bunu fiyatlamaya başladı. ABD 10 yıllık tahvil getirileri yüzde 4'ün altına düştü. Bu, ABD'de başkanlık seçim gününden bu yana en düşük seviye. ABD 10 yıllık tahvil getirilerindeki sert düşüş, artan resesyon korkuları ve güvenli liman varlıklara olan talebin artmasıyla birlikte geldi. Bu durum genellikle ekonomik büyüme endişelerinin arttığı veya resesyon riskinin yükseldiği dönemlerde görülür, tahvil fiyatları yükselirken getiriler düşer."
İncekara, tahvil faizlerinin düşmesinin kamu borç maliyetini aşağı çekeceğini belirterek, "Doların kısmi değer kaybı dış ticarette etkisini gösterecek, böylece düşen ticaret açığı da Trump'ın söylemlerine katkı verecektir." dedi.
Her paylaştığı olay olan Şeyma Subaşı, şimdi Miami'de tatiline devam ediyor. Bu tatiline Şeyma Subaşı'nın kızı Melisa Ilıcalı da eşlik ediyor.