12.05.2016 - 10:09 | Son Güncellenme:
Çocukların reklamlarda, dizilerde, yarışmalarda yer almaları çoğu zaman tartışmaları da beraberinde getiriyor. Konuyu, çocukların gelişimsel ve psikolojik açılarıyla değerlendiren İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aylin İlden Koçkar, ‘’Bu tür çekimler yapılırken çalışılan ortamlarda çocuklar için zor koşullar söz konusu. Bu durumun çocuğun yaşına ve gelişimsel düzeyine göre değerlendirilmesi ve her durumda çocuk psikolojisi, gelişimi alanında danışmanlık yapabilecek uzman bir kişinin çalışma ortamında bulunması gerekir. Bu tarz işlerin çocuklar için uygun eylemler olduğunu söyleyemem. Çocuğun işi oyundur. Saatlerce bir çekimin yapılmasını beklemek küçük bir çocuğun gelişimsel düzeyine, beyin gelişimine uygun bir aktivite değildir’’ diye konuştu.
‘’ÇOCUKTA BOŞ BİR ÖZGÜVEN OLUŞABİLİR’’
Öte yandan, çocukların kendilerine gösterilen aşırı ilgiyi doğal karşılama ihtimalinin az olduğunu ifade eden Koçkar, ‘’Çocuklar doğal olarak bunu kaldıramayabilirler. Ayrıca bu tür ortamlarda bulunmak çocukta, ben çok sevilen, çok sayılan, çok önemli bir kişiyim duygusu oluşturabilir. Yani boş bir özgüven söz konusu olabilir. Hayatta her istediğinizi elde edememek hayatın doğal bir gerçeğidir. Ancak bu ortamlarda çocuklara, her istediğini elde edebilirsin gibi sınırsız bir izlenim verilirse çocuğun ilerleyen zamanlarda mutlu olma ihtimali de elinden alınmış olur’’ diyerek sözlerini sürdürdü. “Öte yandan, çocuğun akranlarının da böylesi bir durumda nasıl tepki vereceklerini kestirmek önceden zor olur. Bazı çocuklar olumlu sözler söylerken, bazı akranları acımasızca eleştirebilir, dalga geçebilir. Bu durum da yeniden özgüven kaybı ve reddedilmişlik duygularını getirebilir.”
‘’ÇOCUKLAR NEYİ GÖRÜRSE ONU İSTER’’
Çocukların özellikle bu tür konularda kendi seçimlerini yapamayacak durumda olduklarına dikkat çeken Koçkar, ‘’Bu yolu seçen bir çocuk muhakkak yetişkin biri tarafından yönlendirilmiştir. Çünkü çocuk durduk yere ben de reklamlarda oynamak istiyorum demez. Zaten asıl sorgulanması gereken konu çocukların televizyon, reklam veya dizi izlemeleridir. Sürekli bu yayınları izleyen bir çocuk elbette ‘Ben de orada olmak istiyorum, ben de bunları yapmak istiyorum’ diyebilir. Ama bu gerçek bir istek değil, yönlendirme ve maruz bırakma sonucunda ortaya çıkan bir istek olur. Sonuçta çocuk neyi görürse onu isteyecektir. Bu nedenle, benim çocuğum bunu istiyor diyecek bir ebeveyne cevabım, ‘Eğer çocuk buna maruz bırakılırsa tabi ki isteyebilir’ olur’’ ifadelerinde bulundu.
‘’EBEVEYNLER ÇOCUKLARIN GELİŞİM DÖNEMLERİNİ İYİ OKUMALI’’
Ebeveynlere çocukların gelişim dönemlerini iyi bir şekilde okumayı tavsiye eden Koçkar, ‘’Gelişim dönemini iyi okuyan bir ebeveyn, bir çocuğun bilişsel kapasitesi, olaylara yaklaşımı ve taze zihniyle öğrenmesi gereken çok fazla şey varken o zamanın tamamını çalışarak geçirmesi çocuğu olumsuz etkileyecektir. Çünkü böyle bir durumda çocuk, çalışarak hayatına devam eder ve bu ebeveyn onayıyla gerçekleşen bir durumdur’’ dedi. Çocukların, zeka gelişimlerinin yüzde 80’inin 8 yaşına kadar tamamlandığını vurgulayan Dr. Koçkar, ‘’Bunun bilincinde olan bir ebeveyn bu zamanı daha verimli geçirmeye çalışır. “Her çocuk TV’da olma durumu ile yaşı, mizacı ve gelişimsel düzeyi gereği başa çıkamayabilir, ebeveynlerin çocuklarını bu tür durumlara maruz bırakırken bunları düşünmesi gerekir. TV’na çıkabilmek için bir yaş sınırı konulması gerektiği kanaatindeyim” diyerek sözlerini sonlandırdı.