30.06.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNEŞ Ankara - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 8 bin 703 çocuk, 7 bin 186 koruyucu aile tarafından himaye ediliyor. Koruyucu aileler, çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları sağlanamayan çocukların eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunu kendi aile ortamlarında kısa veya uzun süreli olarak, ücretli ya da gönüllü statüde devlet denetiminde üstleniyorlar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, koruyucu aile hizmetinin yaygınlaştırılması için yoğun bir çalışma yürütüyor. Koruyucu ailelere, Temel Anne-Baba Eğitimi, Çocuk Gelişimi, Ergenlik, Bağlanma ve Gelişim, Travma ve İyileşme gibi birçok başlıkta eğitim veriliyor. Tanıtım ve eğitim faaliyetlerinin yanı sıra ailelere teşvikler ve destekler de sağlanıyor. Yürütülen çalışmalar, koruyucu aile sayısını da artıyor.
7 bin 186’ya yükseldi
Bakanlık verilerine göre, 2020’de 6 bin 484 olan koruyucu aile sayısı 2021’de 6 bin 978’e, bu yıl da 7 bin 186’ya yükseldi. 2020’de 6 bin 484 koruyucu aile, 7 bin 864 çocuğa sıcak yuva ortamı sağlarken, 2021 yılında 6 bin 978 koruyucu aile, 8 bin 459 çocuğa kol kanat gerdi. Bugün itibarıyla ise 7 bin 186 koruyucu ailenin yanında 8 bin 703 çocuk kalıyor.
‘Can bağıyla ikizler’
İki kız çocuğunun koruyucu ailesi olan KOREV Başkanı Ülkü Aydeniz, kızlarıyla başlayan yolculuğunu ve koruyucu ailelik kavramını Milliyet’e anlattı. Yoğun iş hayatı nedeniyle biyolojik çocuk sahibi olmayı ötelediğini, koruyucu aileliği ise bir gazete yazısında okuduğunu belirten Aydeniz, şöyle devam etti:
“Eşimle hemen Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne gittik, bilgileri aldık, bir hafta içinde evraklarımızı teslim ettik ve incelendik. Yaklaşık sekiz ay sonra o zaman iki aylık bir bebek olan ilk kızımızı kucağımıza aldık. Bugün 9 yaşında kızım. Aradan üç yıl geçtikten sonra ‘kızımın bir kardeşi olmalı’ diye düşündüm. Yeniden başvurdum. O zaman 3.5 yaşında olan ikinci kızım hayatımıza dahil oldu. O da şu an 9 yaşında, aralarında 25 gün var. Kan bağıyla değil ama can bağıyla ikizler.”
‘Döngü kırılmalı’
Koruyucu aile olurken “Başkasının çocuğunu sevebilir miyim? Biyolojik ailesi ile görüşmelerinde çocuğum etkilenir mi?” gibi endişelerinin olmadığını söyleyen Aydeniz, toplumdaki öğrenmişliklerin, kültürel normların korku oluşturabileceğine dikkat çekti. Aydeniz, suça karışmış çocuklar, yoksul çocuklar gibi farklı öykülerin olabildiğini de hatırlatarak, “’Peki çocuk nasıl iyileşir? Başarabilir miyiz?’ endişesi olabiliyor. Biz bunları olabildiğince doğru yöntemlerle anlatmaya çalışıyoruz. Bunun sadece bir çocuğun hayatını kurtarmak olmadığını, travma ve yoksulluk döngüsü kırılmazsa nesiller boyu aktarıldığını anlatmaya çalışıyoruz. Ne kadar çok farkındalık yaratırsak o kadar çok çocuğun hayatı değişir” dedi.
Yüzde 85’lere çıkmalı
Türkiye’de şu anda 21 bin çocuğun devlet koruması altında olduğunu, 13 bin çocuğun çocuk evlerinde aile beklediğini belirten Aydeniz, “Çocuklarımızın içinde gelişim gerilikleri, özel gereksinimleri olan engelli çocuklarımız var. Onlar kurumlarda bağımlı yaşayacakken iyileşiyorlar. Bazen engelleri, özel gereksinimleri ortadan kalkıyor, travmaları iyileşiyor. Her şeyden önemlisi birebir ilgi görüyorlar” diye konuştu.
Aydeniz, Türkiye’de koruyucu ailelik oranının yüzde 35’lerde olduğunu, oranın yüzde 85’lere çıkması gerektiğini vurgularken, mevcut sistemin “Hem biyolojik ailelerin, hem koruyucu ailelerin hak ve yükümlülüklerinin çocuğun yüksek yararı ekseninde yeniden tanımlanmasını” önerdi.
Emine Erdoğan’dan ailelere tebrik kartı
Koruyucu ailelikle ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla bu yıl tüm illerde etkinlikler planlanıyor. Bu kapsamda koruyucu aileliğin yaygınlaştırılması için 2012’de “Gönül Elçileri Projesi”ne öncülük eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dan, koruyucu ailelere “30 Haziran Koruyucu Aile Günü Tebrik Kartı” gönderilecek. Ayrıca 6 Temmuz’da Emine Erdoğan ile Bakan Derya Yanık’ın katılımıyla Ankara Millet Bahçesi’nde koruyucu ailelerle bir program düzenlenmesi bekleniyor.
Kimler koruyucu aile olabilir?
Koruyucu aile olmanın şartları arasında Türkiye’de sürekli ikamet ediyor olmak, en az ilkokul eğitimi almış olmak, 25-65 yaş aralığında bulunmak ve düzenli gelire sahip olmak yer alıyor. Koruyucu ailelik için ikamet edilen ildeki Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne dilekçe ile başvurabileceği gibi, e-devlet üzerinden de başvuru yapılabiliyor.